Sohum’un dirilişi: ‘Ҳара ҳақалақь’
Abhazya’nın başkenti Sohum, 2500 yıllık geçmişe sahip antik bir şehirdir. Aynı zamanda, kasaba halkı ve konukları tarafından çok sevilen modern mimari görünümü, nispeten yakın zamanda (XIX. ve XX. yüzyılın başlarında) oluşturuldu.
Şehir yavaş yavaş gelişti ve büyüdü, ancak birden fazla kez tahribat ve yıkıma maruz kaldı.
Sohum özellikle 1877-1878 arasındaki son Rusya-Türkiye savaşında çok darbe aldı. Daha sonra Türk birlikleri şehri terk ederken yerle bir etti. Abhaz halkı, Türkiye tarafında savaşa katılmak için Sohum başta olmak üzere ülkenin tüm kıyı bölgelerini terk etmek zorunda kaldı. O zaman sevgili şehrimizin yerinde nasıl bir yıkıntı kaldığını düşünmek bile iç acıtıyor.
20. yüzyılın sonunda, yani Abhazya Halkının Kurtuluş Savaşı sırasında büyük acılar gördü. Savaşın sona ermesinin üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen, bazı bölgeler hala bombardımandan izlerinden kurtulamadı.
Şehrin her yerinde terk edilmiş harap binalar var, çok katlı binaların dış cepheleri yıkılıyor. Buna ek olarak modern Sohum birçok yönden eski mimari yapıların, biçim ve içerik olarak anlaşılmaz yeni binalarla bir arada var olduğu bir “zıtlıklar şehri”dir.
Kısacası Sohum, zaman ve insanlar tarafından kendisine verilen yaraları iyileştirmeyi henüz başaramamıştır. Abhazya’nın başkenti umutsuzca, Karadeniz kıyısındaki en güzel şehir olarak eski ihtişamına geri dönmek için emin adımlar atmaya hazır birilerine ihtiyaç duyuyor. Bu çağrı, “Ҳара ҳақалақь” ‘Bizim Şehrimiz) inisiyatif grubu üyeleri tarafından duyuldu.
Girişim grubunda tasarımcılar, mimarlar, sanatçılar, şehirciler ve Abhazya’da iyi tanınan toplum emekçileri Rozita German, Georgiy Agrba, Kama Katsia, Naala Mirzoyan, Eleonora Giloyan, Madina Biguaa, Astamur Maan, İnna Barçan, Madina Çkotua, Ekaterina Enıki, Bislan Bagatelia, Nasta Agrba ve Dana Kucba bulunuyor.
“Bizim Şehrimiz”, Sohum’a olan sevgisini paylaşan, memleketlerini daha iyi hale getirmek için elinden gelenin en iyisini yapacak olan mimar, tasarımcı, sanatçı, mühendis, şehirci, avukat ve gazetecilerden oluşan bir topluluk.
“Bizim Şehrimiz” inisiyatif grubu halkla ilişkiler koordinatörü Nasta Agrba, “Şehri birlikte geliştirmek için bir araya geldik. Girişimin kendisi var olan zorluklara dayanıyor. Misyonumuz, profesyonel öneriler yardımıyla kentsel çevrenin iyileştirilmesine yardımcı olmak, basit ve bütçesel eylemlerin yardımıyla Sohum ve tarihi binalarının güvenli ve erişilebilir bir ortamını, görsel ve bilgi çekiciliğini nasıl sağlayabileceğinizi, doğal çehresini nasıl koruyabileceğinizi göstermeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.
İnisiyatif grubunun üyeleri, Sohum’un kentsel mimaride bütünleşmiş bir tarzı olmadığı, eklektik olduğu ve ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor.
Hareketin üyelerine göre, bugün şehrin karşı karşıya olduğu ciddi zorluklardan biri, tüm yaşamın ve birçok şehir gelişimi meselesinin doğrudan bağlı olduğu mühendislik altyapısının zayıf durumu. Su tesisatları ve kanalizasyon şebekeleri, sel kanalizasyonları, enerji temini… Tüm bu sistem büyük ölçekli yenileme ve büyük fonlar gerektiriyor. İnisiyatif grubunun bir diğer ana odağı erişilebilir, engelsiz ve güvenli bir kentsel ortamın oluşturulması. Bu yönde de ilk başarılar kazanılmış bile. “İnva-İşbirliği Derneği” ile birlikte engelli insanlar için birkaç park yeri inşa edildi, Sohum No:10 Ortaokulu yakınlarında güvenli bir yaya geçidi kurulması kararlaştırıldı.
Önemli ayrıntılar
“Bizim Şehrimiz” sadece büyük projeler geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çeşitli detaylara da büyük önem veriyor.
Hareketin katılımcıları kentin estetiği hakkında modern fikirlere ayak uyduran farklı görsel ve kavramsal çözümler arıyorlar. Yapıların görünüşünün nasıl değiştiğini ve basit mimarinin temelini oluşturan pencere, korkuluk veya kanopiler gibi önemli mimari öğelerin ihmal edilemeyeceğini göstermek için sıradan cephelerden temizlenen basit çöp yığınlarından işe başladılar.
(abaza.org)