Lazcada köy isimleri, kökeni nedir? Nereden geliyorlar? Hangi dilden geliyorlar? Bu sorular bana çok sorulur. Yer adları özel ilgi alanımdır ve mümkün olduğunca yer adı derlemeye çalışırım bir köye gittiğimde.
Diğerlerini bilmem ama Laz yer adları hakkında epeyce tecrübe ve bilgi biriktirdiğimi düşünüyorum. Bunun bir neticesinde yer adları hakkında bazı çıkarımlar, genellemeler yapmaya çalışacağım, kısaca. Evvela şunu söyleyebiliriz ki, pek çok yer adı ve özellikle mahalle, köy yani yerleşim yeri adı, bir sülaleyi ya da insan topluluğunu ifade eden isimler üzerinden oluşturulmuştur.
Laz köy adları hakkındaki en eski kayıtlar 15. yüzyıl sonlarına aittir. Bu tarihten sonra takip ettiğimiz yer adlarında girişte de bahsettiğim gibi, görüyoruz ki, kişi ve sülale adları yaygın olarak kullanılmış. Ancak 16. yüzyıl sonunda din değiştiren Lazlar eski sülale adlarını ve eski Hıristiyan soyadlarını da büyük oranda terk ettiler. Onlar yerine Müslüman isimleri ve baba-dede adından türeyen soyadlar ortaya çıktı; Alireisoğlu Mehmet gibi.
Yer adlarıyla olan kültürel bağ kopunca bu yer adlarının anlamı da boşa çıkmış oldu. Arhavi-Viçe bölgesinde geniş bir sülale olan Andreva sülalesinden gelenler filanca oğlu şeklinde yeni isimler alıp Anreva’yı unutunca, Fındıklı’nın Avcılar Köyü’nün eski adı olan Anravati adının ne manaya geldiği, köye bu adın neden konduğu, köyün şimdiki sakinlerinin merak konusudur.
Bunun gibi, Avramiti, Ermeniati, Yak̆oviti, Yanivati, K̆uzik̆a, İlia, Cibist̆asi, Tordovati, Pilargeti benzeri birçok köy ismini sayabiliriz.
Bununla birlikte günümüze hem köy adı hem de sülale adı olarak ulaşmış isimler de var; Gidreva, K̆ant̆eva, Baxt̆a, Ʒ̆uk̆it̆a, Alesk̆iri, K̆ost̆aneti gibi…
Pek çok Laz arkadaş, tarihi, dini, dilsel sebeplerle bağlamdan koptuğu içi anlamlarını bilmedikleri, çözemedikleri yer adlarını “Bu Lazca değil” deyip bunlar için başka kaynaklar arıyorlar. Oysaki bu isimler dilimizin ortaçağını çeşitli şekillerde yansıtan çok kıymetli birer fosil gibidir. Bir seferberlikle bu dilsel fosilleri derleyip kayıt altına almalıyız, çünkü bizler bunların bağlamını unuttuğumuz gibi, gün geçtikçe yer adlarının kendisi de unutuluyor.