Geçmişten günümüze Çeçen folkloru

0
779

Bayramda, beyaz bir koçun derisi özel bir işlemden geçirilir ve meşe odunundan yapılmış, çapraz (haç) adı verilen bir çerçeveye gerilerek yerleştirilirdi. Bu kült düzeneğe ‘daşo ertal’ (altın post) denilirdi.


MÖ 3. bin yılda çeşitli medeniyetlerin kesişme noktasında yer alan Kafkasya, kültürel etkileşimler de yaşamıştı, bunun nedeni de eski çağların tarım topluluklarıyla Doğu Avrupa’nın göçebe toplulukları arasındaki iletişimin en kısa rotasının Kafkasya’dan geçiyor olmasıydı. Çeçenlerin pagan kültürü ve mitolojisi de karşılıklı etkileşimlerden nasibini almıştı.

Çeçen sözlü halk edebiyatıyla ilgili araştırma ve kayıtlar oldukça geç bir tarihte başladı. Çeçenya topraklarının ardı arkası kesilmez askeri operasyonların ortasında kalması sonucunda halk sanatıyla ilgili birçok şey kaçınılmaz bir şekilde kaybolup gitti.

İmamet temelinde, babadan oğula geçen bir teokratik monarşi sistemi kurmaya çalışan ve Çeçenlerin geleneksel demokrasi kültürünü ana tehlike olarak algılayan İmam Şamil’in politikasının da bunda bir etkisi oldu. 25 yıl süren Şamil döneminde Çeçenlerin müzik ve dans kültürü, mitoloji, görsel sanatlar, ritüel ve âdetlerle ilgili tüm birikimleri yasaklanmıştı. Sadece dini müziğe izin vardı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Çeçenler yine de etnik ve kültürel kimliklerini korumayı başardı.

Mitoloji

Doğayı karakterize eden tanrıların adları, Çeçenlerin animist yanlarını kanıtlamaktadır: Latta-Nâna – Evrenin Annesi, Xi-Nâna – Suyun Annesi, Mexa-Nâna – Rüzgârın Annesi, Un-Nâna – Felaketlerin Annesi…

Çeçenlerin evrenin yaratılışıyla ilgili görüşleri, çeşitli efsanelerde anlatılır. “Güneş, ay ve yıldızlar nasıl ortaya çıktı?” efsanesinde güneş ve ay, bir çember içinde birbirinin peşinden koşan ama asla bir araya gelemeyen genç bir erkek ve kız olarak tanımlanır. Samanyolu ise “Ça taqina tâça: Savrulmuş samanın yolu”dur. Büyükayı takımyıldızının tanımı, “Vorh veşin vorh seda: Yedi kardeşin yedi yıldızı – kurşuni yığın”dır.

Etnograf S.M. Xasiev’e göre Orta Çağ döneminde Çeçenlerin 11 yıllık takvim döngüsüyle kutladıkları bir bayram vardı. Bayramda, beyaz bir koçun derisi özel bir işlemden geçirilir ve meşe odunundan yapılmış, çapraz (haç) adı verilen bir çerçeveye gerilerek yerleştirilirdi. Bu kült düzeneğe ‘daşo ertal’ (altın post) denilirdi. Çeçenlerin inancına göre bu düzenek, 11 yıl boyunca sihirli gücünü sürdürürdü ve özenle korunurdu.

Kuzey Kafkasya halklarının folkloruyla ilgili araştırmalar yapan ünlü yazar U.B. Dalgat, içerik ve etimoloji açısından şu sistematiği önermektedir.

Birinci grup: Devler hakkındaki efsaneler

  1. a) Kikloplarla (alınlarının ortasında tek gözleri bulunan devler) ilgili olanlar,
  2. b) Kiklop dışı devlerle ilgili olanlar,
  3. c) Yarı mitolojik ya da yarı tarihi güçlü kahramanlar.

İkinci grup: Üç çeşit kahramanlarla ilgili efsaneler

  1. a) Nart-Orştoylar (Kafkasya Nart söylencelerinin Vaynakh versiyonu),
  2. b) Yerel kahramanlar,
  3. c) Nart söylencelerindeki isimsiz kahramanlar.

Üçüncü grup: Nart söylencelerinin dışındaki epik kahramanlar.

Çeçen söylencelerinde, bir yandan Nart efsaneleri parçalar halinde varlığını korurken bir yandan da söylencelerin ilkel kalıntılarını kanıtlayan kikloplar ve kiklop dışı devler yoğun bir biçimde yer alır.

Homeros’un İlyada’sında Yunanlar ve Truvalılar arasındaki savaş, cücelerle turnaların savaşına benzetilir.

Bu benzetmenin temeli, her yıl daha sıcak topraklara göç eden turna sürülerine savaş açan ve okyanusun en güneyinde yaşayan cücelerle ilgili kadim bir öyküye dayanmaktadır. Öykünün, S.M. Xasiev tarafından kaydedilen Çeçen versiyonunda bu husumet şöyle açıklanmaktadır: Nartlar, yersiz davranışları ve gururlarıyla tanrıyı kızdırdı. “Nartları cezalandırmak isteyen tanrı, fiziksel olarak dünyadaki herkesi yenebilecek, hiçbir silahın yara bile açamayacağı, farklı boyutlarda yaşayabilen cüceleri (phagalberi – tavşana binenler, tavşan sürücüleri) yaratmaya karar verdi. Cüceler, Nartları yendi ama zamanla öylesine sinsi ve zalim yaratıklar haline geldiler ki dünyadaki herkes, onlardan kurtulmak için tanrıya yalvardı. Nartlar, cücelerin sadece erkekler karşısında başarılı olduğuna karar verince Amazonlar devreye girdi ama onlar da kazanamadı. İşte o zaman yaratıcı, verdiği sözü hatırladı ve tepeden tırnağa tüm dağları düşmana gaddarlık yapan, lanetlenmiş savaşçıların ruhlarından kurtarmaya karar verdi. Cücelerin üstesinden gelmeleri için Nartları turnaya çevirdi. İşte o zamandan beri turnalarla cüceler arasında husumet var.”

Vaynakh Nart söylencelerinin başat temaları şunlardır:

1) Saldırı teması, karşılaşma ve rekabet,

2) Tanrıya karşı mücadele teması,

3) Lütuf teması,

4) Nartların ölümü teması.


25 yıl süren İmam Şamil döneminde Çeçenlerin müzik ve dans kültürü, mitoloji, görsel sanatlar, ritüel ve âdetlerle ilgili tüm birikimleri yasaklanmıştı. 


Masallar

Çeçen masalları da diğer Kuzey Kafkasya ve Avrupa halklarının masallarıyla benzerlikler taşır.

Peri masallarında büyü objeleri, doğaüstü güçlere sahip insanlar, efsanevi hayvanlar (ejderhalar, kanatlı atlar) ve farklı dünyalar arasında gezinen kahramanlar vardır. Masalların ana karakteri çoğunlukla en küçük kardeştir; abilerinden daha zeki, cesur ve soyludur.

Hayvanlarla ilgili masalların ana karakterleri ise sıklıkla kurnaz tilki, açgözlü kurt ya da aptal ayıdır.

Masallarda ruhban sınıf ve feodal düşünce karşıtı motifler egemendir. Bu masallarda riyakâr mollalar, baş belası üvey anne ya da sinsi prenslerle karşılaşırız.

Masalların hepsinde iyiler her zaman kötülere karşı zafer kazanır, hikâyenin kahramanı tüm zorlukları yener.

Şarkılar

Düğün ve yas şarkılarının yanı sıra yağmur duası gibi ritüeller için şarkılar vardır. Bunun dışında emek şarkıları da vardır: Dokumacı, marangoz, tırpancı, çiftçi, boyacı ya da oduncuların şarkıları gibi…

Yaşam ve ölüm, savaşçıların acı kaderi, esaret ya da anavatan temalarını işleyen şarkılar ise felsefi bir yaklaşıma sahiptir.

Çeçenlerin sözlü edebiyatındaki zirve ise İlli denilen epik şarkılardır. İlli’nin ilk ortaya çıkışı, özgür Çeçen topluluklarının yerel ve yabancı feodal beylerle mücadele ettiği dönem olan 16-18. yy’lara dayanır.

İlli’ler, konularına göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

Vatan şarkıları (Epik kahramanın feodal beyler ya da istilacılarla mücadelesi), toplumsal yönelim şarkıları (Kahramanın seçkin sınıfla mücadelesi), savaş ve baskın şarkıları, arkadaşlık ve aşka adanmış şarkılar. İlli’ler; cesareti, dostluğu, sözünde durmayı, masumiyeti, alçakgönüllülüğü ve kadına saygıyı över.

İlli’nin ana karakteri, bir epik kahramanın tüm özelliklerini taşır. Zeki, becerikli, cesurdur; savunmasız kalmış ve zarar görmüş insanlara yardım etmeye, vatanı için canını vermeye her zaman hazır olmalıdır.

İlli’lerin çoğunda Çeçenlerin demokrasi kültürü dışa vurur: Diğer halkların bireylerine saygı, hoşgörü ve açık sözlülük, kişisel özgürlüklere öncelik vermek…

1917 Devrimi’nden sonra diğer halklar gibi Çeçenlerin sözlü edebiyatı da yeni tema ve türleri deneyimledi. Devrime, devrim liderlerine adanan şarkılar veya yeni yaşam tarzının getirdiği kolektif çiftlikler ya da ordu ile ilgili şarkılar… Ama aynı zamanda okuryazarlık oranının artması, yazılı edebiyatın gelişmesi, ulusal tiyatronun ortaya çıkması da folklorun birçok türünün yok olmasına neden oldu. Günümüzde ise aşk ezgileri ve dini şarkılara kadar indirgendi.

(nochchalla.com – Filolog Leça İlyasov’un makalesi)

 

Çeviri: Serap Canbek

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz