Başta Antalya, Adana, Mersin ve Marmaris olmak üzere 54 ilde 16 gün içinde 299 orman yangını yaşandı.
28 Temmuz’da başlayan orman yangınlarında 150 bin hektar alan zarar gördü, 9 kişi de hayatını kaybetti.
Marmaris ve çevresinde yaşanan orman yangınları çok sayıda tür ve bölgede yaşayanlarla birlikte nesli tehlike altındaki Marmaris semenderinin yaşam alanını da yok etti.
Orman yangınlarını söndürmekte yetersiz kalınması, Cumhurbaşkanlığı envanterinde 13 uçak varken, yangın için 3 uçağın olması hükümete yönelik tepkileri yükseltti.
Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFIS) verilerine göre, bu yılki orman yangınlarında Akdeniz ülkeleri içinde en fazla kayıp veren ülke Türkiye.
Türkiye’de yıl başından bu yana çıkan yangınlarda kaybedilen orman miktarı 181 bin 393 hektar. Bu yaklaşık olarak 254 bin futbol sahası (1 hektar, 1,4 futbol sahası) kadar bir alan.
Yakan kim, söndüremeyen kim?
SOL Parti Ekoloji Grubu tarafından “Ormanları yakan kim? Söndüremeyen kim?” sorularına yanıt aranan “Orman Yangınları Raporu” yayımlandı. Raporda, “Yangınlar, ‘ben yaptım oldu’ zihniyetinin eseridir” denildi. Ormanlar üzerinde yetkisi olmayan tek kurumun Orman Genel Müdürlüğü (OGM) haline getirildiği vurgulanan raporda, “Orman arazileri maden ve turizm şirketlerine, 5’li-10’lu çetelere altın tepsiyle sunulmakta” ifadeleri kullanıldı.
Doğanın ve emeğin sınırsız sömürüsü
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası’nın orman yangınları hakkında yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin farklı bölgelerinde son zamanlarda artan ve bir felakete neden olan orman yangınları canlarımızın ve doğal alanlarımızın kaybına sebep olmuş; canlıların yaşam alanlarında bir kıyım gerçekleştirmiş ve insanları yerlerinden etmiştir.
Doğanın ve emeğin sınırsız sömürüsüne dayalı kapitalist ekonomi politikaları, dünyanın her bir noktasında iklim krizlerini kaçınılmaz hale getirmiştir. Ülkemiz de yıllardır benimsemiş olduğu hatalı kentleşme politikalarının bir sonucu olarak, giderek artan ve görünür hale gelen iklim değişikliğinin etkisi altındadır. Her yıl, doğal varlığımız olan on binlerce hektar orman alanı insan ve doğa kaynaklı çıkan yangınlarda yok olmakta, yangınların etkisiyle ekolojik denge bozulmakta, yaban hayatı, biyolojik çeşitlilik ve tüm ekosistem hasar görmektedir. Bu bozulma, doğal afetlerin sayısını da artırmaktadır.
Bugün geldiğimiz noktada, iklim değişikliğinin giderek artan etkileri, turizm ve imar rantının doymak bilmez iştahı, insan ve doğa kaynaklı diğer yangın sebepleri ile mücadele edebilmek üzere, sürdürülebilir bir orman koruma, geliştirme ve yönetim politikasının kamu yararı perspektifi ile ortaya konulması ve uygulanması acil bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu yaklaşım doğrultusunda yangında kaybettiğimiz alanların ıslahı için bu konularda uzman bilim insanlarının etkin olduğu bir kurul aracılığıyla yangın önleme tedbirleri, yangın esnasındaki koordinasyonun sağlanması, yangın sonrasında bilimsel doğrular ışığında gerekli kararların alınması; orman ekosistemine aykırı olan uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir.”
Dünya basınından
The Guardian
Bethan McKernan tarafından hazırlanan ve 3 Ağustos’ta The Guardian’da yayımlanan “Anger in Turkey grows over government’s handling of wildfires” başlıklı yazıda “Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlar, yangınların nasıl bu kadar kontrolden çıktığına dair cevaplar arıyor” ifadelerine yer verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetin envanterde yangın söndürme uçağı olmadığını kabul ettikten sonra “kötü yönetim ve hazırlıksızlık suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığını” belirten yazıda Ankara’nın başta “batılı ülkelerden destek isteme konusunda isteksiz olduğu” ifade edildi.
The Financial Times
The Financial Times’ta Ayla Jean Yackley tarafından kaleme alınan “Erdogan under pressure over Turkey’s response to wildfires” başlıklı yazıda biliminsanlarının İtalya ve Yunanistan’daki yangınları da örnek göstererek Türkiye’deki yangınlara değişen iklimin neden olduğu yönündeki yorumlarına referans verildi.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek G20 ülkesi olduğu vurgulanırken, HDP’den Hakkı Saruhan Oluç’un “İklim değişikliği anlaşmalarının onaylanmaması, hükümetin çevreyi korunmak yerine sömürülecek bir şey olarak görmesinden kaynaklanıyor” yorumu da yer aldı.
The Economist
The Economist’in 7 Ağustos tarihli “Turkey’s deadly fires raise the heat for Erdogan” başlıklı yazısı, “Başkan’ın muktedir yönetici itibarı kül oldu” alt başlığıyla verildi. Hükümetin yangınlara hazırlıksız yakalandığının ve yerel halkın, hükümetin onları kaderlerine terk ettiğini hissettiğinin belirtildiği yazıda Türkiye’nin “iklim değişikliğiyle birleşen onlarca yıllık çevresel tahribatın etkilerinin sonuçlarını biçtiği” ifade edildi.