Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan “Sanayinin Sorunları ve Analizleri (72): Enflasyona rağmen, hormonlu büyüme büyük macera” konulu araştırma raporu yayımlandı.
Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve TÜİK verileri kullanılarak yapılan araştırmada, enflasyonda tırmanışın nedenleri ve geleceği analiz edildi ve enflasyon içinde hızlandırılan, faiz indirimi ile vitesi artırılacak büyümenin de yaratabileceği yol kazalarına işaret edilerek ekonomi aktörlerine uyarı yapıldı.
Analizden satırbaşları
- Yüzde 19’a dayanan enflasyonun artık düşüşe geçeceğini iddia eden ve faiz indirimlerine gidileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasaları dalgalandırırken, tırmanan enflasyona aldırmadan hormonlu bir büyüme sevdasında ısrarlı ve siyasi gözlemcilere göre, buradan yakalayacağı rüzgar ile erken seçime gitme planı peşinde. Ne var ki, Türkiye’yi yeni bir riskli sürece doğru da sürükleyen bu senaryo, dövizde yukarı yönlü harekete neden olabilir ve yeni bir dolarlaşma sürecine, yeni kırılmalara yol açabilir.
- İktidara geldiği 2002 Kasım ayından 2013’e kadar, iç ve dış rüzgarlar ile yelkenini şişiren AKP rejimi, düşük enflasyon-yüksek büyüme ikilisinin seçmende yarattığı memnuniyetin de etkisiyle, iktidarını sürdürebildi. Bu, özellikle dış kaynak girişinin sürekliliği ile mümkün oldu.
- Ancak 2013 sonrası şemsiyenin ters dönmesi, dış kaynak girişinin azalması ile, enflasyonu görece yüksek, büyümesi görece düşük bir dönemde iktidarda kalmak zorlaştı. Bugün de AKP rejimi, tırmanan bir enflasyon karşısındaki hoşnutsuzluğu, büyümeye, ağır bedellerine rağmen öncelik vererek telafi etme tercihinde. Enflasyonla mücadelenin hiç sözünü etmezken, pandemi sonrası canlanan ekonomiyi, büyümeyi vurgulayan ve bunun için faiz indirimini yüksek enflasyona rağmen isteyen irrasyonel bir söylem geçerli.
- Erdoğan’ın enflasyondaki yaklaşımı, hayatın gerçekleri ile pek uyuşmuyor. Enflasyonun önümüzdeki aylarda daha da tırmanma ihtimali güçlü. Temmuz ayında döviz fiyatlarındaki görece inişe rağmen, üretici (sanayici) fiyatlarında (ÜFE) yüzde 2,5’e yakın aylık artış yaşanması, maliyet enflasyonu baskısının emtia fiyatlarından, özellikle enerji fiyatlarından gelmeye devam ettiğini gösteriyor. •Erdoğan’ın, yükselen enflasyona ve onu körükleyen döviz fiyatı artışlarına rağmen, ekonomik büyüme yönündeki ısrarcı eğilimi, bir erken seçim avantajı yakalama planı olarak değerlendirilirken, bunun yakın zamanda örnekleri görülen yeni bir çalkantıya, türbülansa davetiye olduğu da yaygın bir analiz. Büyümenin devamı için faiz indirimini Merkez Bankası’na dayatmak ve kör bir “Faiz indirimi enflasyonu düşürür” imanında ısrar, ateşle oynamaktan farklı bulunmuyor. Erdoğan’ın, sıkıştığı çember içinde başka oyun planına razı gelmeyerek faiz indirimi ve hormonlu bir büyümeye kilitlenmesi tüm sektörlerde endişe ile izleniyor.
- Bu riskli oyun, son yıllarda birkaç kez oynandı ve ihmal edilmeyecek büyüklükte kayıplara yol açtı. AKP, bu oyunla kendi seçmeninden de kayıplara uğramışken, aynı oyunda ısrarı, başka bir oyun planı olmamasına bağlanıyor. Bu durumda ekonomideki aktörlere ihtiyatlı davranmaları ve yeni bir dolarlaşma riskine karşı, “iki düşünüp bir karar vermeleri” tavsiye ediliyor. (sendika.org)