Efsanevi kadın, “Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSR) Onur Sanatçısı”, Adigey Halk Sanatçısı olan ışıltılı ve karizmatik Nuriyet Salimovna Şakumidova, 100 yaşına girdi.
Sovetskaya Adygeya haber sitesinin görüştüğü Şakumidova, “Komedi rollerini zevkle oynadım, ancak dramı daha çok sevdim” dedi.
Çocukluk ve gençlik
Bir film ya da tiyatro oyuncusunun hayatı zaman zaman dramatik dönüşümler ve beklenmedik ilginç olaylarla doludur. Nuriyet Salimovna Şakumidov, Haştuk Köyü’nde doğdu, doğumundan kısa bir süre sonra ailesi Krasnodar’a taşındı. Babası bir konserve fabrikasında müdürdü. Nuriyet henüz 7 yaşındayken yetim kalmıştı; annesi Kuban nehrinde boğulmuş, babası ise bu olaydan beş yıl sonra hayata veda etmişti. Nuriyet, amcasının yanında büyüdü.
Nuriyet, “Bir zamanlar babamın bana söylediği sözleri hayatım boyunca unutmadım. ‘Eğitim çok önemli kızım. Eğitimini tamamlayıp ayaklarının üzerine basmadan asla evlenme’ demişti. Babamın dediğini yaptım” diyor.
Küçük yaşlarından itibaren yönetmen olmayı hayal etmiş. Adigey Pedagoji Yüksekokulu’nda eğitim görürken katıldığı amatör gösterilerde hep başrollerde oynamış. Bölgesel bir amatör sanatçı yarışmasında Sergey Mikhalkov’un “Neyin Var?” adlı şiirini okumuş. Şiiri okurken takındığı tavır ve ifadeden etkilenen jüri başkanı, üniversitede tiyatro eğitimi almasını tavsiye etmiş.
GITIS’ın ilk Adige stüdyosu
16 yaşındayken, Moskova’daki Rus Tiyatro Sanatları Enstitüsü’ndeki (GITIS) ilk Adige stüdyosuna tiyatro tahsili için seçilmiş.
O günü şu sözlerle anlatıyor: “Yönetmenlik bölümüne girmek niyetiyle gitmiştim GITIS’a. Görüşmeden önce tırnaklarıma parlak oje sürmüştüm. Seçmeleri yöneten öğretmen bana oyunculuk bölümünü önerince amcamın izin vermeyeceğini söyledim. Öğretmen ise ‘Peki amcan tırnaklarını boyamana izin veriyor mu?’ diye karşılık verdi. Bu şekilde oyunculuk atölyesine başladım, benim dışımda Adigey’den 32 kişi daha aynı bölüme girdi.”
İkinci sınıftan itibaren “en iyi öğrenci” olarak Stanislavsky bursu almaya başladı.
“Adigey Kültür İşçisi Onur Ödülü” sahibi Sarah Mugu’nun yazdığına göre Nuriyet, okulda ilk rollerini oynamaya başlamış, N. Gogol’un “Müfettiş” adlı komedisindeki Marya Antonovna performansı nedeniyle L.M. Leonidov’un övgülerini almıştı. Bir öğrenci gazetesinde yeteneğinden şöyle söz edilmişti: Beaumarchais’in “Figaro’nun Düğünü” oyunu uzun süre hatırlanacak. N. Şakumidova, genç ve naif bir kızın tasvirini harika bir şekilde ortaya koymayı başardı.
Savaş dönemi
22 Haziran 1941 Pazar günü, Nuriyet ve öğrenci arkadaşları tez olarak sahneleyecekleri oyunun provasını yaptı. Savaşın başlamasıyla ilgili korkunç haberlerin ardından öğrenciler Maykop’a gönderildi. Erkek öğrencilerin çoğu savaşa gitti, bir kısmı geri dönmedi. Kalan oyuncularla Maykop Drama Tiyatrosu’nun sanatçıları birlikte Adigece 3 oyun sergiledi: Beaumarchais’tan “Figaro’nun Düğünü”, Schiller’den “Hile ve Sevgi”, Gogol’dan “Müfettiş”.
20 Ağustos’ta yeni tiyatro sezonu açıldı ve Nuriyet Şakumidova ilk profesyonel oyunculuk deneyimini yaşadı. Genç oyunculardan oluşan topluluk, Mikhail Svetlov’un “Yirmi Yıl Sonra” adlı oyununu sergiledi. Nuriyet, Beyaz Ordu’yla savaşmak için düşman hatlarının gerisinde kalan öğrenci Vali rolündeydi. 6 kez sahnelenen oyunun gelirleri, savunma fonuna gönderildi.
Sarah Mugu, “Nuriyet Şakumidova insanlara cesaret, sarsılmaz bir zafer inancı aşılayacak, savaşın zorluklarına dayanmalarına yardımcı olacak ve hayatta kalma gücü sağlayacak görüntüler yaratmak için çabaladı. Oyuncular o gün iki ya da üç kez oyunu sergiledi. Nuriyet sadece sahnede oynamadı, cepheye gidecek askerler için düzenlenen konserlerde sunuculuk yaptı. Tiyatroya yakın hastanelerden birinde ağır hastaların yattığı koğuşları gezdi; onlara şiirler okuyup şarkılar söyledi, hastaları acıdan ve kasvetli düşüncelerden uzaklaştırdı” diye yazıyor.
“Tiyatro, insanlar için bir çıkış yoluydu”
İşgal döneminde, Maykop Drama Tiyatrosu ahıra dönüştürülmüştü.
Maykop’un Alman faşist işgalcilerden kurtarılmasından sonra tiyatro topluluğu, Nuriyet Şakumidova’nın yaratıcılığıyla ile bağlantılı olarak çalışmalarına devam etti. Tiyatronun yeni sezonu, aktrisin cesur partizan Paşa’yı oynadığı Konstantin Simonov’un “Bekle Beni” oyunuyla açıldı.
Şakumidova o günlerle ilgili olarak “Korkunç bir savaş dönemiydi, ancak insanlar gösteriye gelmek için ekmeklerini satıyordu; tiyatro, insanlar için bir çıkış yoluydu” diyor.
50 yıl içinde 200’den fazla rol oynayan Nuriyet Şakumidova, “İş konusunda hiç ‘kıtlık’ çekmedim, her zaman roller oldu. Genç yaştayken hem erkek hem kız hem de yaşlı kadın rolleri oynadım. Komedi rollerini zevkle oynadım, ancak dramı daha çok sevdim. Sahnede birçok kez eşkıya oldum ve hiç yakayı ele vermedim” diyor gülümseyerek.
“Her şey için yeterli gücüm vardı”
Birçok turneye katılan sanatçı, Adigey’in neredeyse tüm yerleşimlerine gitti. Sahnesi olmayan yerlerde oyunlarını meydanlarda sergilediler. Topluluk olarak Sovyetler Birliği’nin her tarafını gezdiler.
Şakudinova, “Kreatif hayatım aktif ve olaylarla doluydu. Aynı zamanda sosyal aktivitelere katılmayı da başardım, her şey için yeterli gücüm vardı” diyor.
Tiyatro sanatının gelişimine büyük katkıları nedeniyle 1958’de Nuriet Salimovna Şakudinova’ya “Onur Rozeti Nişanı” verildi ve 1959’da “Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSR) Onur Sanatçısı” unvanını aldı.
Nuriet Salimovna’nın 100. yaşı, 20 Ağustos’ta ailesi, arkadaşları, tiyatro sahnesindeki meslektaşları ve çok sayıda öğrenci tarafından kutlandı. (sovetskaya-adygeya.ru)
Çeviri: Serap Canbek