Yönetmelik değişimi ile zeytinlik alanların talanı

0
759

Türkiye, Atatürk’ün 1925 yılında çıkardığı Tarım Kanunu ile tarım topraklarını güvenceye alırken, 1939 yılında çıkarılan Zeytin Kanunu ile zeytinlik alanlar da korumaya alınmıştı. Bu süreç içinde AKP iktidarının inşaata dayalı rant politikaları, yeni kaynakların yaratılması adına, zeytinlik alanlar ve tarım alanları üzerinde yeni arayışlara yöneldi. Zeytinliklerle ilgili daha önce çıkarılan üç yönetmelik değişikliği, Danıştay tarafından iptal edilmişti. Bu iptal sürecinde konuya ilişkin alanlardaki zeytin ağaçları maden şirketleri tarafından kesilmiş ve bu alanlar maden şirketlerinin kullanımına açılmıştı. Bu olay daha önceki uygulamalarda da yaşanmıştı. Yönetmelik değişimi yapılıyor, yapılan itirazlarla yönetmelik eski haline getiriliyor ve yönetmelik değişikliği de iptal ediliyor. Bu süre içinde geçen bir ayda, yönetmeliği getirenler birtakım yerleri talan edip şirketlerin kullanımına açıyor. Bu gerçeklere rağmen kamuoyunda çok tartışılan bu olaylardan sonra, bu kez iktidar “ülkenin elektrik ihtiyacı”nı gerekçe göstererek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak, zeytinliklerde maden ocağı açılmasına izin verdi. Resmi Gazete’de “Buna göre elektrik üretimi için yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilecek” değişikliğini yönetmelik olarak yayımladı.  

Bu kapsamda, zeytinlik alanın kullanılabilmesi için, madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski haline getireceğini taahhüt etmesi gerekiyor. Sahanın taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise madencilik faaliyetleri bitiminde sahanın rehabilite edilerek eski haline getirilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesisinin taahhüt edilmesi şartı bulunuyor. Yönetmelikteki değişiklik, içinde gizlenen iznin arkasında görüldüğü gibi, halen faaliyeti devam etmekte olan bazı şirketler için çıkarılmaktadır. Burada bahsi geçen kamu yararı mı, yoksa şirket yararı mıdır? Faaliyetlerin başka alanda yürütülmemesi, devam eden ocak çalışmasının genişletilmesi anlamına gelir.  

Zeytinlik alanın bir başka eşdeğer alana taşınması ve o ağaçların tekrar zeytin verebilmesinin koşulları ile maden alanının rehabilite edileceği ibaresi, Prof. Dr. Doğan Kantarcı Hoca’nın araştırmalarına dayalı verdiği bilgilere göre, imkânsızı ve zorluğu bir kez daha aktarıyor. Bilimin ve bilimselliğin önüne çıkan rant kararları açık ve net ortadadır. Maden alanlarının rehabilite edilmesinin, oradaki toprak oluşumunun yüzlerce yıllık sürece dayalı olduğunu açıklayan raporları Bakanlık yetkilileri bilmiyor mu? Ayrıca bu alanlar üzerinde madencilik faaliyetleri ile ilgili geçici tesislerin yapımına izin verilmesine ne demeli? Yönetmelik içinde pimi çekilmiş bir bomba gibi yer alan bu hüküm, ne yapılacak tesisler ne de yapı ile ilgili bir hüküm getiriyor. Bu maddeye dayalı olarak yapılacak (geçici) tesisler, hangi sürede, ne kadar, hangi amaçla kullanılacak ve sonrasında bu tesisler ne olacak? Tüm bu yönetmelik değişikliğinin uygulanmasına yönelik ne bir bilim raporu, ne ÇED ne de konuyu araştıracak bir kurum olmaksızın faaliyetin yürütülmesi öngörülmektedir.  

Türkiye’de elektrik enerji ihtiyacının büyük bölümünün dağıtımını ve bedellerinin alımını özel firmalar yapmakta, devlet ve özel şirket ilişkileri içinde tüm fatura da halka çıkarılmaktadır. Bu talep, bu ilişki içindeki birkaç ayrıcalıklı firmaya sağlanan yeni imkânlar ile sistemin devamlılığını yaratacaktır. Madencilik faaliyetleri adı altında geniş bir bölge tümü ile elden çıkarılacaktır. Bu talep ve değişiklik yasaya aykırıdır. Danıştay bu gerekçeler ile üç kez bu talebi reddetmiştir. Bu yönetmeliğin uygulanması Ege’de tarımı ve Marmara’dan Hatay’a kadar tüm zeytinlikleri bitirir. Yönetmeliğe, Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra çok ciddi tepkiler verilmiştir. Uygulamaya yönelik faaliyetler öncesi TMMOB ve birçok kurum yönetmeliğin iptali ile ilgili dava açacaktır.  

Kamuoyundan gelen tepkiler doğrultusunda konu soğumaya terk edilebilir. Hatta yasal süreci içinde, yapılan değişikliğe ait bazı kelime oyunları ile yargı kararlarının arkasından dolanacak girişimlerde de bulunulabilir. Bu taktik ülke kaynaklarının talanı için yapılan her girişimde denenmiş, yapılan plan tadilatlarında yasanın iptal ettiği planlarda küçük bir nokta değişikliği yapılarak aynı plan iptal edilmiş olmasına rağmen ince bir dokunuşla yeniden uygulamaya konarak yürütülmüştür. Uzun yıllar iktidarda olmanın avantajıyla devlet kademeleri içine yerleştirdikleri elemanlarla bu tür talanların yolunu açma konusunda uzmanlaşmışlardır. Her kademedeki onay makamının biat ettiği iktidar gücü, bu tür talanlara da imkân sağlamaktadır. Her şeye rağmen yaşam alanlarını savunan, ülke değerlerine sahip çıkan Anadolu halkları, tarım alanları ve zeytinliklerin talanını engellemek için mücadele verecektir.  

Bugüne kadar alanlara çıkıp tüm baskılara rağmen sesini duyurmak isteyenlere selam olsun… 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz