Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

‘Modern dünya yeni sürgünler üretmeye devam ediyor’

Abhazya ile ilgili birbirinden değerli haberlerini takip ettiğimiz Altınpost sitesinin kurucuları, pek çok yayını birlikte hazırlayan Behice Bağ Özveri ve Anıt Baba’nın Cinius Yayınları tarafından Mart 2022’de yayımlanan “Her Yönüyle Abhazya” kitabı üzerine internet üzerinden ilettiğimiz soruları Jineps’in Abhazya temsilcisi Behice Bağ yanıtladı. Bir başvuru kaynağı niteliğindeki kitaplarının okurunun bol olması dileğiyle…

-Merhaba, “Her Yönüyle Abhazya” kitabınızı aldık, ilgiyle okuduk. Jineps okurları için kendinizi tanıtır mısınız? 

-Önce teşekkür ediyoruz Jineps ailesine, Abhazya ile ilgili olan herkesin ve Abhazya’yı tanımak isteyenlerin elinin altında bulunması gereken “Her Yönüyle Abhazya” isimli kitabımıza gösterdiğiniz ilgi için. Her sayısında kültür ürünlerine verdiği önemi gördüğümüz Jineps gazetemizi çok değerli bulduğumuzu, severek okuduğumuzu belirtmek isteriz.  

Sorularınızı, kitabı birlikte hazırladığımız arkadaşım Anıt Baba’ya ilettim, onun yanıtlarından da faydalanarak ben cevaplayacağım izninizle.  

Anıt Baba 2008 yılında, ben 2010 yılında ailelerimizle birlikte Abhazya’ya yerleştik. Ancak Türkiye ile bağlantımız, geliş gidişlerimiz de devam ediyor doğal olarak. Abhazya’da 2013 yılında o zamanki Abhazya Dışişleri Bakanı Vladislav Çirikba’nın önerisiyle, “Altınpost” adlı, Abhazya’dan Türkçe haberler veren bir internet sitesini Anıt ile birlikte kurduk. Bu sitede yüzlerce güncel haberin yanı sıra podcast’ler, röportajlar, Abhazya’yı tanıtan yazılar ve multimedya materyalleri yer aldı. Bu aralar yeni bir düzenleme nedeniyle yayına ara veren sitemiz, yakın zamanda tekrar daha modern arayüzüyle yine takipçileriyle buluşacak.  

Abhazya’daki çalışmalarımız Altınpost ile sınırlı kalmadı. Abhazya’nın tanıtımı amacıyla yine Abhazya’da hazırladığımız kitapların Türkiye’de basımı ve dağıtımını sağladık. Bu çerçevede bu güzel ülkemizi anlatan kitaplar ücretsiz olarak binlerce okura ulaştı. Tanıtım kitaplarının yanı sıra Abhazya’ya yerleşen geri dönüşçüler için rehber kitaplar, ayrıca evlilik, eğitim, askerlik, miras vb. bir sorun halinde yasal başvuru kaynağı olarak kullanılabilecek, üç ülkenin anayasalarının hukuki özüne sadık kalınarak Türkçeye çevrilmiş halinin yer aldığı bir hukuk kitabı hazırladık. Ve bu kitapların geri dönüşçüler tarafından hâlâ kullanılıyor olmasını, bir ihtiyaca cevap verdiğini gösterdiği için önemli buluyoruz. En büyük mutluluğumuz ise aradan yıllar geçmesine rağmen halen tanıtım kitaplarımızdan ve rehberlerimizden yararlanan insanların bizi arayarak, mesaj yazarak teşekkür etmeleri. Zaten başka bir beklentimiz olmadığından, çalışmamızın amaca ulaştığını düşünüyoruz. 

  

“Aydglara Atsha”, Türkçe adıyla “Dayanışma Köprüsü” 

Ek olarak, Türkiye’deki örgütlerimizden Kafkas Dernekleri Federasyonu’ndan ve Abhazya’dan bir grup duyarlı insanın desteğiyle Abhazya’da bir vakfın kuruluşunu gerçekleştirdik. Türkçesi “Dayanışma Köprüsü” olan “Aydglara Atsha” isimli vakıfta Abhazya ve Türkiye’deki insanların ortak kültürel faaliyetlerde bulunması başta olmak üzere, çok sayıda çalışma amaçladık. 2018 yılında, Türkiye’den getirdiğimiz iki değerli öğreticinin katkısıyla gerçekleştirdiğimiz, Abhazya’daki gençlerin katıldığı “Geleneksel El Sanatlarımız” kursu ve sonrasında Abhazya Devlet Üniversitesi’nde yaptığımız sergi, Abhazya kamuoyunda büyük beğeniyle karşılandı. Pandeminin başlamasıyla, 2021 yılında Abhazya hastanelerinde COVID-19 ile mücadelede eksik olan bazı tıbbi ekipmanın alınabilmesi için bir bağış kampanyası başlattık. Abhazya’da bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği içinde, Türkiye’den gelen bağışlarla satın aldığımız malzemeleri hastanelerimize teslim ettik. Her aşaması Abhazya basınında da sıkça yer alan kampanya, beklediğimizin üzerinde bir ilgiyle karşılandı ve amacına ulaşmış oldu. 

Bundan sonra da vakıf etkinlikleri ve Abhazya’nın Türkiye’de tanıtılmasına yönelik diğer kültürel faaliyetlerimize imkânlarımız ölçüsünde devam etmek istiyoruz. 

  

-“Her Yönüyle Abhazya” kitabını hazırlamaya nasıl karar verdiniz? Daha önce yayımlanan tanıtım kitabınızın bir devamı diyebilir miyiz? 

-Abhazya’ya yerleştiğimiz günlerde (uyum günlerimiz diyorum ben bu döneme) karşılaştığımız her sorun, soracağımız her soru için Geri Dönüş Komitesi’ne gidiyor veya daha önce oraya yerleşen Türkiyeli arkadaşlarımıza danışıyorduk. Bu dönemde hep elimize verilecek bir rehberin ne kadar kolaylaştırıcı olacağını düşündük, gerek oldukça diğer kaynaklara başvurmalıydık. Ayrıca Abhazya turistik bir coğrafya, sadece gezmek amacıyla gelen, bu güzel ülke hakkında yeterli bilgisi olmayan kişilerin de ellerinde tanıtıcı Türkçe basılmış bir rehberle, tanıdığı kimse olmadan, dilini bilmeden hareket edebilmeleri iyi olurdu. Bu düşüncelerle Türkiye’den Abhazya’ya hem turistik amaçla hem de yerleşmek üzere gelenlere genel bilgiler vermesi amacıyla tanıtım kitapları hazırladık. Örneğin; “Geri Dönüşçünün El Kitabı” isimli ilk kitabımızda Abhazya hakkında genel bilgilerin yanı sıra yerleşmek üzere gelenlerin ilk yapması gerekenler, dikkat edilmesi gereken hususlar, Geri Dönüş Komitesi’nin Türkçeye çevrilmiş mevzuatı, işleyişi ve geri dönüşçülere tanıdığı imkânlar gibi konular yer almıştı. Bir sponsor aracılığıyla basılan bu kitabın bir kısmını bu tür dönüşçülere vermeleri için Geri Dönüş Komitesi’ne, büyük bir bölümünü de Türkiye’de Çerkes ve Abazaların yoğun yaşadığı bölgelerdeki ilgili derneklere gönderdik, ücretsiz dağıtımını sağladık, toplumsal bir hizmetti, kitabın ihtiyacı olan kişilere ulaştırılmasında emeği geçen herkese minnettarız. Sonraki tanıtım kitaplarımızı aynı amaç temelinde ancak daha geniş kitleye hitap edecek şekilde hazırladık.  

“Her Yönüyle Abhazya” kitabımız da, öncekiler gibi Abhazya hakkında temel bilgiler içeriyor olsa da, farklı olarak diğer kitaplarda yer almayan bazı bölümler, güncelleştirilmiş bilgiler, içeriği tamamlayan ve daha iyi anlaşılmasını sağlayan makaleler de yer alıyor. Bir fikir vermesi için girişteki “İçindekiler” bölümünden anabaşlıkları söyleyecek olursam; Abhazya hakkında genel bilgiler, gelenekler -önemli günler-sosyal ve kültürel hayat, Abaza mitolojisi sanat ve edebiyatı, bugünkü Abhazya, devlet ve siyasi kurumlar, devlet başkanları, açıklayıcı makaleler ile tüm bu başlıkların altbaşlıklarıyla hazırlanmış bilgiler. 

Kitabın diğer bir önemli yanı hemen ulaşılabilmesi, Abaza-Adige toplumu dışında, Türkiye’deki her insanın kolayca ulaşabileceği şekilde, kitabevlerinde ve internet sitelerinde satışa sunulmuş olmasıdır. Örneğin yayınevinin internet sitesinden indirimli olarak almak da mümkün:  

www.cinius.shop/product/her-yonuyle-abhazya/ 

  

-21 Mayıs Büyük Kafkas Sürgünü yaklaşıyor. Merak ediyoruz, Abhazya’da nasıl algılanıyor sürgün ve nasıl anılıyor? 

-Büyük Kafkas Sürgünü’nün yaşandığı coğrafyalarımızdan biri olan Abhazya’da bu trajik gün her yıl çeşitli anma etkinlikleriyle hatırlanıyor. Sürgünden bugüne kadar geçen zamanda, bu trajediyi aratmayacak kadar yıpratıcı bir süreçten geçen Abaza ulusu, iki büyük savaş yaşamış, entelektüel belleği olan değerleri, kişilikleri acımasızca yok edilmiş, yıllarca etnik asimilasyona tabi tutulmuş bir halk olmasına rağmen, bu süreci başlatan sürgün olgusunu toplumun hafızasında hâlâ canlı tutmayı başarabilmiştir diyebiliriz. Nitekim, Abhazya’nın başkenti Sohum’da cumhurbaşkanlığı ofisinin hemen karşısındaki sahilde, bunu simgeleştiren bir sürgün anıtı yer almakta, anma töreni her yıl Abhazya Cumhurbaşkanı ve resmi devlet erkânının da katılımıyla bu alanda yapılmaktadır. 

Neler yapılıyor derseniz; törenlerin değişmez seremonileri 21 Mayıs sabah saatlerinde cumhurbaşkanı, bakanlar ve kamu idarelerinin sürgün anıtına çiçek bırakıp saygı duruşunda bulunmalarıyla başlıyor. Devlet tiyatrosu önünde gösterime açılan, sürgün fotoğraflarından oluşan bir serginin ardından, tiyatroda sahnelenen sürgün konulu bir oyun izleniyor veya akşam sürgün ağıtlarından oluşan bir konser düzenleniyor halka açık olarak. Akşam havanın kararmasıyla birlikte, geleneksel giysiler ve ellerinde meşalelerle atlı ve yaya olarak hazırlanmış gençlerin ardından kalabalık bir şekilde yapılan yürüyüşle sürgün anıtının olduğu alana geliniyor. Yapılan konuşmalar, okunan şiirler ve söylenen ağıtların ardından denizin hemen kenarında hazırlanan büyük sürgün ateşi, atılan meşalelerle yakılıyor. Kalabalığa dağıtılan karanfiller ve mumlar, ağıtlar eşliğinde denize bırakılıyor, hazırlanan fenerler içlerine mumlar konularak gökyüzüne gönderiliyor. Böylelikle toplu halde teknelere bindirilerek denize açılan, hastalık, açlık ve ilkel koşullarla yarısı yolda vefat eden binlerce insanın unutulmadığı anlatılıyor, toplumsal hafıza tekrar yenileniyor.  

Günümüzde değişik coğrafyalarda savaşlar devam ederken ve kulaklarımızdan yüreklerimize erimiş demir ateşi gibi akan dedelerimizin sürgün acıları hâlâ içimizdeyken, modern dünya, hiçbiri haklı sayılmayacak nedenlerle yeni sürgünler üretmeye devam ediyor.  

Umarım her çocuk kendi toprağında açar dünyaya gözlerini ve atalarının ayak izlerine basarak sürdürür hayat yürüyüşünü. Umarım bir gün çocuklarımız, haritasında sınırların çizili olmadığı bir dünyayı boydan boya, her renkten arkadaşlarıyla el ele, barış içinde dolaşır, kendi seçimleriyle nereyi severlerse oralarda yaşarlar. Ve umarım etnik kimliklerimizi, kültürlerimizi, dillerimizi, özgür düşüncelerimizi birbirimizden korkmadan, çekinmeden birer bayrak gibi taşırız elimizde, yazılan kitaplarımız, yarattığımız eserler çok olur, böylece geçmişi unutturmadan, gururla devrederiz bayrağımızı çocuklarımıza… 

Gül Yılmaz
Gül Yılmaz
1965 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Sosyal Antropoloji Bölümü’ndeki lisans eğitimini 1986’da tamamladı. İÜ Çocuk Sağlığı Enstitüsü Oksoloji Bölümü’nde yüksek lisansını yaparken Milliyet gazetesinde düzeltmenliğe başladı. İÜ Sosyal Antropoloji Bölümü’nde 1990 – 1992 yıllarında üstlendiği okutmanlık görevinden sonra iki yıl Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda çalıştı. Cumhuriyet gazetesiyle döndüğü düzeltmenliği, emekliliğinin ardından Radikal, Karşı Gazete’de ve serbest düzeltmen olarak çeşitli yayınevlerinde sürdürdü. “Çocuk İsimleri Sözlüğü” adlı kitabı yayına hazırladı (Epsilon Yayınevi). Bazı yurtdışı gezilerine ilişkin izlenimlerini yazdı (Cumhuriyet, Jıneps, Hürriyet Seyahat). Dönem dönem Ruhi Su Dostlar Korosu koristi ve Kafkas halk dansları oyuncusu oldu. 2018-2019’da İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin “Türkiye’de Kültürel Çoğulluğun Bağımsız Araştırmacıları ve Sivil Toplum Kuruluşları İçin Ağ Oluşturma ve Eğitimi”ne katıldı. Halen Hürriyet Gazetesi/Ekler’de yarı zamanlı düzeltmenlik yapıyor ve Aralık 2018’den bu yana Jıneps gazetesi yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

‘Tıbze Adıgabze’

Ocak ayının başında İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin (İKKD) bir duyurusu oldu: “Anadilin öğrenilmesinin öneminden hareketle, İKKD olarak ilk kez deneyimleyeceğimiz, -Voredlerle -Oyun ve dramatizasyonlarla -Ritim ve orff’la -Renkli ve...

‘Derin gönül bağı ile dayanışarak ürettik’

Depremde hayatta kalanlardan birçok kez duyduk “bir tas sıcak çorba”nın önemini. İstanbul Galatasaray’daki, Leyla ve Süheyla Kılıç kardeşlerin işlettiği, okurlarımızın daha çok Çerkes mutfağı...

Maratonda Abhaz bayrağıyla koştu

Almanya’da yaşayan Zeki Kapba, 3 Nisan’da 22 kilometrelik Berlin Yarı Maratonu’nda Abhaz bayrağıyla koştu.   Almanya’nın başkenti Berlin’de 41. kez gerçekleştirilen yarı maratona 121 ülkeden 33...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img