Aerodinamik ve roket teknolojisi alanında seçkin biliminsanı
Grigori Alexandroviç Tokaev (Tokatı Axmetı fırt Gogki / Grigori Tokaty): 1909-2003, havacılık mühendisi: Havacılık Laboratuvarı Başkanı, Zhukovsky Akademisi 1938-41, Araştırma Bölümü Başkan Yardımcısı 1941, Aerodinamik ve Uçak Tasarımı Öğretim Üyesi 1941-45; Havacılık Profesörü, Moskova Mühendislik Enstitüsü 1939-45; Havacılık ve Uzay Teknolojisi Bölümü, Northampton İleri Teknoloji Koleji (daha sonra City Üniversitesi) 1960-75, Bölüm Başkanı 1961-75, Profesör 1967-75 (Emeritus).
1967’den 1975’e kadar Grigori Tokaty, Londra’daki City Üniversitesi’nde Havacılık ve Uzay Teknolojisi Bölümü’nde profesördü, ancak Grigori Tokaev olarak bilindiği daha önceki yaşamında, Rus devrimini takip eden Stalin döneminde harcanan insanlardan biriydi: Kendi anavatanı olan küçük, ezilmiş Kafkas ulusuna olan sevgisi, komünizme desteği, bilimsel ilerlemeye olan coşkusu ve baskıcı Stalinist rejime olan nefreti arasında bölünmüş bir adamdı. Tam da itibarının zirvesine ulaştığı anda, yeraltı muhalefetiyle olan bağlantıları hem kariyerini mahvetme hem de hayatını kaybetmesine tehdit oluşturdu. Böylece, 38 yaşında, Yarbay Tokaev ve ailesi, geride bıraktığı rejimin coşkulu bir eleştirmeni haline geldiği Batı’ya kaçtı.
1937’de Sovyet Hava Kuvvetleri’nin prestijli Zhukovsky Akademisi’nin Aerodinamik Laboratuvarı’na araştırma mühendisi olarak atandı. Bir yıl içinde, yüksek hızlı uçuşu araştırmak için yeni tesislerin inşasını denetlediği laboratuvarın başına geçmişti. 1941’de Moskova Mühendislik Enstitüsü’nde Havacılık Bölüm Başkanvekili olarak çalışırken Zhukovsky Akademisi’nde ders vermeye devam etti. Görevlerinden biri, orta menzilli kanatlı bir roket geliştirme olasılığını incelemekti, ancak Hitler’in orduları Sovyetler Birliği’ni işgal ettiğinde ve Sovyet cephe güçlerini hızla ele geçirdiğinde, akademi personeli Urallar’daki Sverdlovsk’a tahliye edildi. Haziran 1945’te Sovyet kontrolündeki bölgede görev yapmak üzere Berlin’e gönderildi. Genelkurmay ve Kremlin arasındaki çok gizli iletişimlere erişim sağladı. 1946 başlarında Zhukov’un personeline uçak ve jet motoru konusunda bilimsel danışman olarak, Almanların jet uçakları ve V-2 füze programları hakkında bilgi toplayan bir ekibe liderlik etti. Nisan 1947’de Kremlin’e çağrıldı ve burada Alman biliminsanı Eugene Sänger tarafından Naziler için tasarlanmış ve ABD’ye saldırma potansiyeline sahip roketle çalışan bir bomba taşıyıcıyı değerlendirmesi istendi. Tokaev uzun menzilli roketlerin geliştirilmesi için bir devlet komisyonuna atandı. İstihbarat servisinin Sänger’i ve Batı Avrupa’da yaşayan diğer önde gelen Alman biliminsanlarını kaçırmaya kararlı olduğu ortaya çıkınca endişesi arttı. Ancak Focke-Wulf uçağının tasarımcısı Profesör Kurt Tank’ın tutuklanması ve Sovyet davasına katılması büyük ölçüde Tokaev’in çabaları sayesinde oldu.
Tokatı’nın Stalinist rejimle ilgili hayal kırıklığı, meslektaşlarına ve biliminsanlarına yönelik muameleden duyduğu dehşet ve güvenlik servisleri tarafından tutuklanma korkusu, onu İngiliz istihbaratıyla temas kurmaya yöneltti. NKVD’nin (KGB’nin öncüsü) sürekli gözetimine rağmen, o ve ailesi Berlin’in İngiliz bölgesine geçti ve sığınma başvurusunda bulundu: 1945 ile 1963 arasında İngiltere’ye sığınan tek Sovyet yetkilisi oldu.
Kasım 1947’de İngiltere’ye vardığında, Tokaev’e sahte bir kimlik verildi ve uzun sorgulaması sırasında gizli servisler tarafından dikkatle korundu, çünkü Sovyet ajanlarının kendisine suikast yapmak için görevlendirildiğini gösteren güçlü kanıtlar vardı. Sonra soyadının Osetçe versiyonunu, Tokatı’yı kullanarak, ilticasını tam olarak anlatan bir kitap hazırladı, ancak metnin büyük bölümü İngiliz yetkililer tarafından sansürlendiğinden hikâyesini bekleyen yayıncı ve Hollywood stüdyolarının ilgisi azaldı. Yayımlanmamış hikâyesi hâlâ senaryolaşmayı bekliyor.
Tokatı, beraberinde Sovyet askeri sırları, istihbarat topluluğu ve gelişen roket programı hakkında değerli bilgiler getirse de, zamanının çoğunu Stalinist rejimi kınamak ve Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çok gizli bir grup olan anti-komünist propagandayı yaymak amaçlı Bilgi Araştırma Departmanı’na (IRD) yardım etmek için harcadı. Ian Fleming’in “James Bond” serilerinde ve Upton Sinclair’in “Lanny Budd” kitabındaki birçok casus onun hayatından alınan ilhamla yaratılmıştır. IRD’den ilham alan edebi yazıları, Ocak 1949’da Sunday Express için yazdığı üç makaleyi içeriyordu. Burada işlediği fikirler: “Stalin ve Politbüro, uzun menzilli roketleri ve uzun menzilli hava gücünü mükemmelleştirmek için çok ve muazzam bir ölçekte çalışıyor… Biyolojik savaşa girişebilecek donanıma ve kararlılığa sahipler.” Batı’nın Sovyetler’e olan bakışını etkiledi. Açıksözlü yorumları komünist yanlılarını öfkelendirse de, Tokatı kendini şiddetle savundu ve Russia Today dergisinin yayıncılarını makalelerinden birinin doğruluğuna saldırdığı için başarılı bir şekilde dava ettiğinde sansasyon yarattı.
Batı’nın Soğuk Savaş politikalarını destekleyen benzer bir mesaj verdi. “Stalin Savaş Demektir” (1951) kitabında Sovyet diktatörün dünya hâkimiyeti planını ifşa etti. Bunu, Stalin’in tasfiyelerinin kişiselleştirilmiş bir anlatımı olan “Bir İdeale İhanet” (1954) ve Sovyet yeraltı muhalefetindeki rolünü anlattığı “Yoldaş X” (1956) izledi. Aynı zamanda Sovyetler Birliği ve Soğuk Savaş üzerine birçok belgeselde kaynak kişi olarak yer aldı.
Bu arada Tokatı, İngiltere’de havacılık ve roketbiliminde bir otorite olarak yeni bir kariyere başladı. 1953’ten itibaren Imperial College, London ve Cranfield College of Aeronautics’te ders vermeye başladı ve sonunda Northampton College of Advanced Technology’ye (sonradan City University oldu adı) Havacılık ve Uzay Teknolojisi Bölüm Başkanı olarak atandı. 1960’larda Apollo Ay Programı’na yardımcı olmak için Amerika Birleşik Devletleri’ne davet edildi ve daha sonra roket ve uzay aracı tasarımı üzerine yedi kitap yazdı. 1975’te City University’den emekli oldu ancak Ürdün, İran, Türkiye ve Nijerya’da misafir öğretim üyesi olarak çalışmaya devam etti.
Tokatı Grigori, büyük bir biliminsanı ve küçük ulusunun bir vatanseveriydi. Ömrünün sonuna kadar Osetya’yı sevdi ve orada olup bitenlerden her zaman haberdar oldu. Bu uzun yıllar boyunca yanında eşi Aza Zaurobekovna Bayeva vardı. Oset halkı, tüm zarafeti ve müzikal yetenekleriyle Aza’yı hâlâ hatırlıyor. İngiltere, Grigori ve Aza’nın uzun yıllar vatanı ve yaşayacakları son yer oldu. Aza 2003 yılında vefat etti. Grigori onun kaybına dayanamadı ve 23 Kasım 2003’te öldü. Külleri Güney Londra Tooting’deki Lambeth Mezarlığı’nda…