İranlı kadınlar, rejimin ‘haram tabusu’nu yıkıyor

0
191

Feminist aktivist Nasrin Afzali, İran’da başörtüsünün gerçek bir tabu olduğunu, İranlı kadınların eylemleriyle bunu yıktığını, kadınların bu ısrarının ‘ahlak polisi’ni bile gerçek bir ahlaka evriltebileceğini belirtti


İran’da Mahsa Amini’nin “ahlak polisi” tarafından öldürülmesiyle başlayan protestolar, 2 ayı aşkın bir süredir aralıksız devam ediyor. Eylemler giderek radikalleşirken, ‘Çerçöp sensin, özgür kadın benim’ diyerek alanlara çıkan kadınlar, molla rejiminin temellerini sarsıyor. 

  

“Kadınlar ‘Vozara Karakolu’na götürülüyor” 

Feminist aktivist Nasrin Afzali, İran’da başörtüsünün gerçek bir tabu olduğunu, kadınların eylemleriyle bunu yıktığını belirterek, eylemlerin özellikleri bakımından diğerlerinden farklı olduğunu söyledi. Yaptığı feminist çalışmalar nedeniyle 2010’da ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan, İran’ın en ünlü dergilerinden “Everday Feminism”in editörü ve kurucusu Afzali, İran’daki gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 

Rejim’in kurallarına uymayan birçok kadının “Vozara Karakolu”na götürüldüğünü belirten Afzali, “Kadınların bir kısmı uyarılıyor; ama çoğu genellikle Vozara adlı bir karakola götürülüyorlar. Ben de bir kez başörtüsü nedeniyle tutuklandım ve normal bir polis karakolu gibi olmayan Vozara Karakolu’na götürüldüm. Bu karakol diğerlerinden farklı ve özel bir yer. Buraya içki içenler, ideolojik ve dini suçlular, kadınlı-erkekli bir arada parti yapanlar ya da evli olmayan sevgililer götürülüyor. Ülkedeki bu uygulamalara bakıldığında, Amini’nin dövülerek öldürüldüğünü söylemek mümkün” dedi. 

Kadınların gözaltına alınma sürecine de değinen Afzali, sözlerini şöyle sürdürdü: “Polisler ‘kurallara uymayan’ kadınları sokakta gözaltına alıyor. Araçlara bindiriyor ve ardından da özel karakol Vozara’ya götürüyorlar. Kadınları suçlu olarak gördükleri için fotoğraflarını çekiyorlar ve bir daha suç işlemeyeceklerine dair onlardan bir form imzalamalarını istiyorlar. Tekrarı olursa, bunun daha ağır sonuçları olacağını onlara bildiriyorlar. Kadınların ailelerinden babaları ya da kocaları onlara uygun kıyafetler getirdikten sonra serbest bırakıyorlar. Ayrıca aileleri de bilerek bu sürece dahil ederek, kadınlar üstünde baskı oluşturuyorlar.” 

Cinayet ve intihar 

Amini’nin Kürt olmasının diğerlerinden daha fazla fark edilmesini sağladığını ifade eden Afzali, polis nezaretinde birçok ölüm vakasının vuku bulduğuna dikkati çekti. Afzali, “Örneğin bir kadın da erkek arkadaşıyla birlikte olduğu için Hamedan şehrinde tutuklandı ve ardından polis intihar ettiğini söyledi. Ama biz biliyoruz ki bu mümkün değil. İşkenceyle öldürüldü. Demek istediğim; ahlak polisi tutuklamaları sırasında ve sonrasında cinayet yaşanıyor ya da intihar vakaları var” şeklinde konuştu. 

“Başörtüsü gerçek bir tabuydu” 

Kadınların ilk kez bu kadar yaygın bir şekilde başörtülerini çıkardıklarını dile getiren Afzali, eşarpları yakmakla protesto eylemlerinin büyüdüğünü ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Hatta bazı kadınlar eşarplarını yakmadan önce veya sonrasında dans ettiler ki bu çok sembolik. Çünkü bildiğiniz üzere ikisi de İslam’a göre yasak ve haram. Başörtüsü gerçek bir tabuydu. Gerçekten hükümet ve insanlar tarafından çok hassas bir şey olarak görülüyordu. Bu yüzden tüm kadınların bu davranışı şok ediciydi. Şimdi kadınlar eylemlerini polisin önünde yapıyor, video çekip gönderiyorlar, bu elbette büyük bir ilerleme. Burada kadınların bu ısrarı ‘ahlak polisi’ni bile gerçek bir ahlaka evriltebilir. 

Kadınların boşanma hakkı, çocuklarının velayet hakkı yok. Kocalarından izin almadan yurtdışına çıkma hakları da yok. Ev içi şiddet için, taciz için bir yasamız da yok. Esasen İran yasalarında sadece erkekler özgür. Bu yüzden kadınların sadece bir gözyaşı var.” 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz