Edebiyatın göğ ekini Ergin Günçe

0
1461

Bu dünyada bir nesneye

Yanar içim göynür özüm

Yiğit iken ölenlere

Göğ ekini biçmiş gibi”

(1938-16 Ocak 1983)

39. ölüm yıldönümü anısına


“Yunus Emre, genç yaşta ölen insanlar için duyduğu acıyı “başağa duramadan biçilip yerlere serilen ekin” benzetmesiyle dile getirmiştir yukarıdaki dizelerde. İkinci yeni şiirinin yetkin temsilcilerinden Ergin Günçe de Türk edebiyatının bu “göğ ekin”lerinden biridir. Türk şiirinin yaban çiçeklerindendir o, hani ozanın 

“Açma yaban çiçeğim yalnız kalırsın 

Kimsesiz, başıboş sevdalanırsın 

Kokunu rüzgâr çalar, rengini yağmur 

Bilinmeden güzelliğin kalakalırsın” 

dediği türden bir kır çiçeği. 45 yıla sığan kısa bir ömürde parlak rengi ve güzel kokusunu cömertçe sunmasına rağmen yeterince tanınmamış bir çiçek… 

Giresun’da doğar. Maddi sıkıntılara rağmen başarılı bir öğrencilik hayatı geçirir. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde lisans, İngiltere’de yüksek lisans ve Fransa’da doktora öğrenimini tamamlar. ODTÜ’de akademisyenlik hayatı başlar. Siyasi düşünce ve eylemlerinden dolayı 70’li yıllarda üniversitedeki görevinden uzaklaştırılır hatta bir süre “içeride” kalır. Fransa ve Almanya’da özel şirketlerde çalışır, başbakanlık danışmanlığı görevini yürütür. Paris dönüşü 1983’te Ankara Esenboğa’da yaşanan bir uçak kazasında sonlanır kısa yaşamı. 

Şiire lise yıllarında merak salar. Cemal Süreya, edebiyat heveslisi bu gençle tanışmasını şöyle anlatır:  

“56 yılıydı. Yok yok, 57. Sezai Karakoç’la birlikte Beşiktaş’ta Veraset ve İntikal Vergi Dairesi’nin (şimdiki Deniz Müzesi binası) işlemlerini teftiş ediyorduk. Bize ayrılan odaya bir gün çok genç biri girdi. Kendisinin de şiir yazdığını, bizimle tanışmak için buraya geldiğini söyledi. İstanbul Erkek Lisesi’nde okuyormuş. Yaşından da küçük gösteriyordu. Orta ikide falan dersiniz. Üç defter vardı koltuğunda. Birinde yazdığı şiirler. İkinci defter İngilizce defteri. Üçüncüsü Fransızca. İki yabancı dili bir arada götürmek tutkusundaydı. Ergin Günçe’yi böyle tanıdım.” 

https://www.soylentidergi.com/ergin-gunce-eski-bir-uygarlik-gibi-konusan-sair/ 

1964 yılında yayımlanan ilk şiir kitabı “Gencölmek” adını taşır. Çocuk yaşlarından itibaren zihninde yer eder ölüm düşüncesi. İlk kitabına ismini veren “Gencölmek” şiirinde şairin, kendisini bekleyen zamansız ölümü sezmiş olduğunu görürsünüz. Şiirinde “o çocuk” diye anlattığı, kendisidir aslında. Ağız dolusu gülen fakat gülüşü ölüm tarafından yarım bırakılacak çocuk… Kitabı okuyan Sezai Karakoç, şair için “Kırık bir Verlain var bu çocukta” değerlendirmesi yapar (Paul Verlaine-Fransız sembolist şairi). 

Şiirleri ile ekonomik, siyasi ve toplumsal alandaki yazıları, Papirüs, Dost, a Dergisi, Değişim, Pazar Postası, Yelken, Yeni a, Sosyal Adalet gibi dergilerde yayımlanır.  

Oğluna “Dadal” ismini verir, hani şu Çerkeslerin Uzunyayla’ya yerleştirilip Avşarların da zorunlu iskâna tabi tutulduğu dönemde “Ferman padişahın, dağlar bizimdir” ve “Uzunyayla ata yurdum/ Çerkez kazık çaktı m’ola?” diyen ozanın adını. Dadal Günçe, kendisiyle yapılan bir röportajda ismiyle ve babasıyla ilgili soruları şöyle yanıtlar: 

-Adınızın Dadal olması ilgimi çekmiştir en çok, bildiğiniz gibi Dadaloğlu, Avşar halk ozanı. (…) Avşar boyundan gelenler arasında bile Dadal adına hiç rastlamadım, babanızın size bu adı vermesi çok güzel ve anlamlı. Bu konudaki tanıklıklarınızı merak ediyorum. 

-(…) Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan; üçü de isyankârdır bunların, biliyorsunuz. Babam, Dadaloğlu okurken şu dörtlüğe denk geliyor: 

“Ağlayı ağlayı Dadal’ım söyler 

Vefasız dünyayı şu insan n’eyler 

Bir yiğidi bir kötüye kul eyler 

Şimd’en geri yaşaması güç oldu.” 

Bunu görünce merak ediyor “Dadal ne demek?” diye. Yiğit anlamına geldiğini öğreniyor ve ismim oradan geliyor. Bunları bana masal anlatır gibi anlatmıştı ben çocukken. Başkalarına da anlatırdı sordukları zaman. 

  

-Çerkeslik bazı şiirlerinde yer alıyor, Çerkesçe bilir miydi, geleneklerle ilgili öne çıkardığı yaşantılar anımsıyor musunuz? 

-Eniştem, teyzemin eşi Çetin Öner, Çerkesler hakkında kitaplar yazacak kadar Çerkesti, ondan da biliyorum ki babamın hayatı Çerkes yaşantısından epey uzaktı. Hayır, Çerkesçe bilmezdi, zaten ailesi karışık etnik kökenlere sahipti: Çerkes, Arap, Laz, Bulgar göçmeni… https://www.edebiyathaber.net/dadal-gunce-o-guzel-siirleri-yazan-bazen-ofkeli-bazen-muzip-o-adamin-oglu-olmaktan-mutluyum/ 

Oğlunun bu yöndeki söylemlerine karşın Günçe’nin şiirlerinde sık sık Çerkes insanı ve kültürüne yönelik atıflar ve Çerkes kökenine dair söylemleri görülür: 

  

Saçmasapan bir Şiir

(…)

Kafkas Haritasından Çerkes köylere indik biz

Atlarını vurdu ve gömdü, kente yerleşti

Gümüş eğerlerini karartıp sakladı

Ne diye homurdanır sanki Dedem

İğdiş geyik gibidir Çerkes tabanca olmayınca

Çaresi arada kovboy sinemaları

Kamu düzeni ile aramda fark var

Şakayla öfkeyle geçti şu son beş on yılın delilikleri

Bir köpektir Çerkes aklı, ağzından bulutlar akar

Ben maymundan falan türemek istemedim

Kediden, köpekten ve attan gelirim

(…)

Çerkesler bile eskir zamanla Fakat

Şimdi anladım ki bende Ölüm kokan bir dalgınlık yaşar

(…)

Çerkesce konuşmayı bilmezsin, Lazca bilmezsin

Unuttun bıçak atmayı ve saplamayı

Adam olsan bir köpek ve bir tay edinirdin

(…)

İkindiye Mandalinalar

Gülseren için

Uykudadır şimdi bütün çerkes çocukları

(…)

Benim yüzüm çerkes yüzüdür

Öğünür eğlenirken sam yeli kulaklarımla

(…)

Bu Tanrı Dedemden Kaldı Bana

(…)

Ondan öğrenmişimdir olup bitenleri ve eski Arabistanları

Kur’an sözü bilen Suriye göçmenidir onun da dedesi vardır elbet

Kökenimiz zaten Kafkasya

Leblebi Suresini ve Deve Suresindeki çapkınlığı o öğretti bana

Aydınlık sorularıyla cebir bilen Çerkes Beyleri

(…)

Tutuklu Gençler Arasındayım

(…)

Münir Aktolga, Münir Ramazan

Ataların Yörük ya da Çerkes

(…)

Benim Aklım Bir Delidir

Benim aklım bir delidir,

Kar kuyuları çiğdemlere başlıyor

Çerkes köylerinden, kurt seslerinden coşkun

Dönen

Benim aklım bir delidir sana armağanım

http://www.turukdergisi.com/Makaleler/2099831715_17.Dr.%c3%96.%c3%9c.S.Uygur%20106-117.pdf

 

Türkiye Kadar Bir Çiçek 

Soğuk suda çarpa çarpa yıkadım 

Yüzümün niyeti bir aşk şiiri 

  

Ayçiçeği 

Gümüş çiçeği, Kavun Karpuz Mevsimi 

Çiğdem: yağmur sonu çiçeği 

İlk cemreden sonra bulduğumuz çiçekler 

  

Gül güldür, Gül de güldür 

Ben bu kadar anlarım bu işten 

  

Ekinler sarardı biçtik güz geldi 

Eskiden sevdiğim kızlar çiçeği 

Öpemedik birbirimizi işte bunun çiçeği 

Tay gibi dururdu tay gibi bir kız çiçeği 

  

Benim poliste kaydım varmış, hohho 

Poliste kaydı olmanın çiçeği 

  

Bir dâvet olan çiçek 

Süslerler eteklerini kikirdeyerek 

Kaymakam evlerinde yastık çiçeği 

Diz çiçeği. Türkçenin en ayıp kelimeleri 

Dul, Baldız, Bizim Güveyi 

Bacanak çiçeği, ayıp çiçekler 

  

Yüzünün ve taranmanın çiçekleri 

Entarin düzelirken açan çiçek 

Bir dâvettir çiçek ve çok kere gidilemez 

İnsanın dairede işi vardır çünkü 

  

Amerikan polisinde bile fotoğrafım var, hah 

Hangi hırsızın polisi, hani ev sahibi 

  

İyisin sevgilim, aceleci ve sabırlı 

Belki de barışa bir savaşla varılır 

Çünkü işleten sevgiyi 

Öfkenin kurucu meclisidir 

Tarihi hızlandırmanın çiçeği 

  

Senin saçlarında bir Macar kırmızı var 

El yazması Kur’anlar 

ve Benim yanaklardaki Çerkeslik 

Daha bir sürü çiçekler 

  

Senin de bir kaydın bulunmalı loy 

İyisin, demek ki iyisin, sabırlı ve aceleci 

  

Kadınlar Mevlûdu, şerbet çiçeği 

Geldibirakkuşkanadıylarevân ve benim uykum 

Ki güzel çiçektir her zaman 

Hâfız kadınların fingirdekleri 

Tüccar, telsizciler, terlikçiler 

Aklımda bir kasabanın çiçeğini tamamlar 

Hamamı her gün turşu kokar 

  

Demek, düğünlerde böyle oynarlar 

Gözleri duvarlara, tavana bakar 

Köylerin solgun aşk çiçeği 

Düğün ne kadar uzundur, Sağdıç çiçekleri 

Güveyi pencereden bir silâh atar 

Kızevi utanarak tarar sakalını 

Göğe bir duman çiçeği salınır 

  

Kaydımız olsa da olmasa da sevgilim, ohho 

Kaç kere yıkadık birbirimizi 

  

Ayçiçeği 

İş becermişlerin yüzündeki çiçek 

Kurtuluş Savaşının kaşındaki çiçek 

Asyada kabaran ekmek çiçeği 

Beş bin yaşından bir komutan 

  

Sen bu kadar yüreklisin 

İnce çekingenlik çiçeği 

Ha dediklerinde dağda olursun 

Ha diyeceklerin ağzındaki çiçek 

Umudun çiçeği 

Türkiye kadar bir çiçek 

  

Yüzünün niyeti bir aşk çiçeği 

Bir kalkışma yüreğindeki çiçek 

 

 

Gencölmek 

Ay mıdır kar mıdır pencerede 

Boğulmuş çocukları martılara taşıyan 

Kara köpek karşı kıyıda uluyor 

Bence o çocuk öyle gülmemeli 

  

Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altına 

Nisan toprağı kalbimde ağarıyor 

Bence o çocuk öyle gülmemeli 

Şimdi bir kadın çay demlese 

  

Bahçemdeki korkuluk nar ağacıdır 

Erken ölmüş, iyi giydirilmiş 

Sular soğuyor ovada duran ince gölgesinde  

Büyük ateşler, kuytu köyler gibi 

  

Alınlarına vişne çiçekleri yağan 

O kızlar, delikanlılar ve lohusalar 

Oyulmuş bir bebektirler ıhlamurdan 

Kestane mangalları, masallar, talikalar 

  

Ölüm alışsın artık bize 

Bir dans gibi bahçemize gelsin 

Gelsin otursun ılık minderimize 

  

Bence o çocuk öyle gülmemeli 

Ay kar gibidir pencerede  

  

Talika: Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası (Rusça). 

 

 

Eski Mustafa  

Karşıda gün batımı eski Mustafa  

Cebinde bir yirmibeşlik eski Mustafa  

Oturmuş ellerini sayar hep iki bazan da üç  

Güneşi kadına benzetir salkıma benzetir  

Koparır üzümleri tane tane  

  

Bu nasıl adam böyle, dişim ağrıyor görünce  

Bir ayağı burda diyelim ya öteki ayağı  

Bir madalyon için düşmüş savaş yollarına  

Doğrusu başka ayağı da yok ya  

  

Uzakta gün batımı eski bir plak gibi hep aynı gramofonda  

Eski Mustafa bir tütün daha sardı  

“Elbette” sarar “şu manzaraya bak hoca” 

Onun da yüreği var bana kalırsa  

  

Ben tam kırkyedi Mustafa tanırım  

Onun kadar Mustafa görmedim daha. 

 

 

Seslendirilmiş bazı şiirleri 

 

https://www.youtube.com/watch?v=lhpjZUFaU-w (Türkiye Kadar Bir Çiçek) 

https://www.youtube.com/watch?v=Fsb4dn7_It4 (Mandolin) 

https://www.youtube.com/watch?v=7AmhhrRIxMc (Evde Kalmış Kızlar Masalı) 

https://www.youtube.com/watch?v=Z4mr_9AeW64 (Çocuklar İçin Faşizm) 

https://www.youtube.com/watch?v=EDjHPxRNjX8, (Bir Yaz Ölümüne Hazırlık) 

https://www.youtube.com/watch?v=dypnW1nHwE0 (1948 Yazına Güzelleme) 

https://www.youtube.com/watch?v=Tg__j9ld9rY (Kalbim Emekli Bir Avcısın Ormanda) 

https://www.youtube.com/watch?v=QRGpUNhElxA (Geri Dönen Uzun Yaz) 

https://www.youtube.com/watch?v=9O-e2xsJDwM (Gencölmek) 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz