Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna doğru ilerliyoruz.
Teknolojinin baş döndürücü hızına ayak uydurmaya çalışmaya devam edeceğimiz yeni bir yıla daha giriyoruz.
Elbette kalabalık nüfusa sahip toplumları bile etkileyen bu durum, anavatandaki az nüfusu ve birkaç farklı ülkede yaşayan diasporasıyla Çerkes toplumunu çok daha derinden etkiliyor.
Dünya büyük ve hızlı bir değişim yaşarken, iletişim alanındaki gelişmelerin, bizim toplumumuz için büyük avantajlar sağladığını savunuyorum.
Bugüne kadar kaybettiğimiz veya eksik bıraktığımız çok şey olsa da, dünyanın dört bir yanına dağılmış insanlarımızın kültürümüzü yaşatmak adına yaptığı çabalarına gelişen iletişim olanakları sayesinde tanık olduğumuz örnekler geleceğe dair umudumu arttırıyor.
Neredeyse 25 yıl önce genç bir anne olarak bir dernek toplantısında önerdiğim anadilde eğitim verecek bir çocuk yuvasının, günümüzün genç anne-babalarının girişimiyle İKKD bünyesinde Nanu Çocuk Klubü olarak başlatılması ve yakında bir anaokuluna dönüştürülebilir niteliğinin olmasından gurur duyuyorum.
Kurumlarımızın faaliyetlerini daha kurumsal bir yaklaşımla sürdürme arayışları dikkat çekiyor. Son yıllarda Mentör-Menti programları, kültür-sanat yarışmaları ve çeşitli konulardaki atölye çalışmaları gibi yeni ve çağa uyumlu yeni enstrümanları devreye sokuyorlar.
Büyük çabalar sonucu başlanan iki üniversitedeki Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümlerine gençlerin ilgisini arttırmak için burs vermek ve bağışçılar ile kurumlarımızın bu yöndeki destekleri elbette çok kıymetli. Ancak yeterli olmadığının, mezun olan gençler için iş olanaklarının yaratılmasının zorunluluğunun anlaşılması ve kurumlarımızın bu konuda çaba göstereceklerini açıklaması da çok önemli.
Yayıncılık alanındaki teknolojik gelişmeler, her yıl Çerkes kültürüne ve tarihine dair daha fazla araştırma ve edebiyat eseri yayınlanmasını olanaklı kılıyor. Seyahat ve iletişim imkânlarının artması, anavatan ve diasporada daha fazla araştırmacının önünü açıyor; kaynaklara ulaşımı, birbirleriyle etkileşimi ve bilginin yayılmasını kolaylaştırıyor.
Geçmişte ihmal ettiğimiz için pek çoğumuzun ayrı ayrı hayıflandığımız önceki kuşaklardan sözlü bilginin alınması ve kaydedilmesi konusunda yine seyahat ve teknoloji anlamındaki imkânların artması sayesinde gelişmeler yaşıyoruz. KAFFED ve Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nın ortak projesinde büyüklerin hikâyelerinin ve fotoğraflarının kaydedilip, arşivlenmesinin amaçlandığı “Sandıktaki Anılar” projesi geçmişle gelecek arasında köprü kuruyor.
Çerkes el sanatlarının yaşatılması için birçok derneğimizde kadınlarımızın verdiği eğitimler ve bugüne kalan örneklerin korunması konusundaki çabaları istikrarlı şekilde sürüyor.
Sinema alanında yetişen yönetmen ve sanatçılarımızın bulundukları ülkelerdeki ulusal ve uluslararası başarıları hepimize gurur veriyor.
Kısacası, herkesin günlük yaşamının, yaşam pratiklerinin birbirine benzediği, kültürel tatların giderek kaybolduğu günümüzde, dünyanın farklı ülkelerinde ve şehirlerindeki birçok Çerkes, kültürünü yaşatmak ve aidiyetinden uzaklaşmamak için direniyor. Gelişen teknoloji ve iletişim olanaklarının artması, onların birbirlerinden haberdar olmasını, işbirliği yapmasını, safları sıklaştırmasını sağlayacak, yalnız olmadığı duygusunu güçlendirecek diye umut ediyorum.