Ankara ve İstanbul kentlerinin ortasında kalan Düzce, zaman içinde bu iki kentin ulaşımının arasında dinlenme tesisleri ile öne çıkmıştır. Zamanla İstanbul, Kocaeli gibi büyük ve sanayi kentlerinin Batı Karadeniz Bölgesi’ne doğru yayılmasından da nasibini almış, ancak planlama süreçlerindeki yanlış kararlar ve uygulamalar yüzünden bir türlü olması gereken yere gelememiştir. 1999 depreminden hemen sonra, kent öncelikli gelişmesi öngörülen kentler arasına alınarak, deprem yaralarının sarılması öne sürülerek büyük kentlerin sanayi yatırımcılarına ayrıcalıklı koşullarda sağlanan imkânlar ile istihdam yaratma adına yer tahsisleri yapılmış ve Düzce Ovası geleceğini yok edecek kirliliklerin kucağına atılmıştır. Ekonomik, ticari gelişim adına yapılan bu düzenlemeler, sözüm ona kentin geleceğini daha kötüye taşıyacak organize sanayi bölgeleri ile kuşatılarak tarım bitirilmiş, tarım ve turizmde olması gereken noktaya da plansız programsız gidişler nedeni ile bir türlü gelinememiştir.
Düzce, uzun dönemdir de AKP iktidarının yerel ve merkezi yönetimde kalesi olmuş, son seçimlerde Türkiye genelinde AKP’nin büyük oy kaybına rağmen Düzce’deki yerel yönetim iktidarını da korumuştur. Bu imkân ve güçle, iktidar zehirlenmesi diyeceğimiz uygulamalarla, Düzce kentinde ne yazık ki bazı plan kararlarının alınmasında bilimsel ve ilkeli olunamamıştır.
Yeni yapılan planlamalarla, kentteki son kalan tarım alanlarının organize sanayi bölgelerinin büyütülmesi için kullanılmasına dair kararlar, dünyanın en kirli havasını soluyan Düzcelilere yeni kirlilik taşıyacak ve geleceğini karartacak şekilde onaylanmıştır.
Plan değişikliği ile ilgili son askı süresi 12.7.2024 olan yeni 1/1.000 ve 1/5.000 ölçekli plan tadilatı teklifi ile Cedidiye Mahallesi, 132 ada, 6 parselde yer alan mevcut Düzce Belediyesi binasının yıkılıp meydana ticari fonksiyonla yeni yapı yapılması kararı meclisten oyçokluğu ile çıkmıştır. Yapıldığı dönemin taş işçiliği ile geleceğe taşıyacağımız bir kültür mirası olacak Cedidiye Camii önündeki depremden hasarlı ticari dükkânların yıkılmasından sonraki ortaya çıkan fiziki meydan gereksinimi yok sayılmış, kamulaştırma maliyeti bahane edilerek caminin cephesini saran ucube bir yapı lekesi ile, yeni yapılan binalarla, meydanın doğu alanı yok edilmiştir. Şimdi buna ek olarak, ‘yapının işlevsel boyutu yetmiyor’ gerekçesi ile, mevcut Düzce Belediyesi binasını yıkarak, onun yerine yine ticari fonksiyonlarla meydanın batısını da yok etme projesi hazırlanmıştır. Bugün ne yazık ki Düzce’de kültür ve sanata ait kent merkezinde hiçbir sanat galerisi ve sergi alanı bulunmamaktadır. Bir üniversite kenti olarak, öğrencilerin çalışma alanı, sosyal, kültürel ve sanatsal çalışmaların yapılacağı atölyeler gibi, kent içinde kamuya ait fiziki mekânların olmadığı Düzce’de mevcut belediye binası, küçük bir tadilat ile kullanım fonksiyonu değiştirilip tüm bu ihtiyaçlara imkân sağlayan bir mekân haline getirilebilir. Bu çalışma ile cami önündeki meydanın en azından batı cephesindeki alanı da mevcut şekli ile korunmuş olur. Ancak burada yeni plan tadilatında önerilen ticari fonksiyonlara ait mağaza ve dükkânlar nasıl kullanılacak ve kimlere tahsis edilecek veya satılacak? İşin püf noktası da bu olsa gerek.Diğer taraftan, bugünkü Hükümet Konağı’na (Valilik) ait binanın bir bölümünün Düzce Belediyesi olarak kullanılması, daha sonraki süreçlerde de yapının tamamının belediye binası olarak kullanılmasına imkân sağlayacak plan önerisi, yeni yapılmış olmasına rağmen yıkılan Atatürk Ortaokulu ve Düzce Gençlik Merkezi binalarının olduğu alana valilik konağının yapılmasına ilişkin plan değişikliği de Düzce Belediye Meclisi’nden oyçokluğu ile geçmiş durumda. Merkezi hükümetin tasarruf önlemleri için aldığı kararlar ve tedbirler, sanırım yeni kamu yapılarının yıkılması, planlama ilke ve prensiplerine aykırı olarak planlanan ve uygulanacak olan yeni yapıların yapılmasını kapsamıyor.
Bir başka tirajikomik olay da deprem nedeni ile yıkılan ve Türkiye’nin en eski köklü eğitim kurumlarından biri olan Düzce Lisesi binasının devlet hastanesinin yanında yapılıp, adının da 15 Temmuz Lisesi olarak tanımlanması. Binlerce yetişmiş mezununun Düzce Lisesi adının korunmasına yönelik talepleri sonucu, kente yeni atanmış Sn. Vali tarafından önce adını koruma kararı alınmış, tören ile binaya Düzce Lisesi tabelası asılmış, ancak bir gün sonra da alelacele 15 Temmuz Lisesi tabelası yeniden okul cephesine konmuştur. Bir güç, kutsanmışlıkları koruma adına, Sayın Vali’ye bu değişimin yapılamayacağını deklare etmiştir. Bizde bir söz vardır “Emir demiri keser” diye. Burada da emir demiri kesmiştir.
Düzce’de tüm bu gelişmeleri izleyen, hatta karşı duran aydın kitlenin sorumluluğu da sorgulanmalıdır. Devletler, kentler bakidir. İktidarlar ve ona imkân sağlayanlar geçicidir. Düzce’nin geleceği hepimizindir. Bize emanet edilen kentimizi korumak ve geleceğe taşımak da bizlerin görevidir.