-Batal Capua, Abhazya ve sanat dendiği zaman ilk akla gelen sanatçılardan birisiniz. Gazetemiz Jineps’in okurları sizin çalışmalarınızı yakından takip ediyor. Bize sanat hayatınızı özetleyebilir misiniz?
-Sanat yaşamım, hayallerim ve beklentilerim doğrultusunda gitmedi diyebilirim. Çok zorlu süreçlerden geçtim. Bunun çok farklı nedenleri var. Sovyetler’in aniden yıkılması, sonra yaşadığımız savaş, ondan sonra da iç sorunlarımız çok zarar verdi. Sorunlar bana çok fazla zaman kaybettirirken, öte yandan gözlerimin daha çok açılmasını da sağladı diyebilirim. Bu olumsuz süreç; dünyaya bakış açımı şekillendirdi, yeni kapılar araladı ve sanata daha da çok bağlanmamı sağladı.
-Resim, etnografik çizimler, ayrıca çeşitli sanat dallarıyla ilgilisiniz. Birçok alanda eserler oluşturuyorsunuz. Çok da kolay olmayan bu çalışmalarınızı yapma gücünü nereden alıyorsunuz?
-Sanatta ulusal temaları, halk temalarını kullanabilmek için halkınızın kültürünü; onların gelenek ve göreneklerini, söylencelerini özümsemiş, onlara hâkim olmak zorundasınız. Halkınızın bağrından doğmalısınız. Kuşkusuz ayrıca, halk kültürünü işleyen biliminsanlarının yaptığı folklor ve tarih araştırmalarını kesinlikle iyi öğrenmelisiniz. Bunu yapmadan halkınızın sanatını icra etmeniz, onu tam olarak yansıtmanız mümkün değildir. Bilgi yoksa bilinç ve şuur da olamaz.
-Zırhlarla ve okçulukla çok ilgilisiniz, konuyla ilgili de ciddi çalışmalarınız var. Bu seçimlerinizi neye göre yaptınız, nedir bunun motivasyon kaynağı?
-Abhazlar geçmişten bu yana şerefleriyle, onurlarıyla, akıl ve silahlarıyla ülkelerini koruyagelmislerdir. Bu saydıklarımdan en az bilineni, en az araştırılmış olanı silahlardı. O yüzden ben bu işe gönül verdim. Abhaz savaş kültürüne ait materyalleri yeniden canlandırmak için çabaladım. Bu işte tabii ki yalnız değilim. Timur Dzariya ve Adgur Kakoba ile birlikte çalışıyoruz. Hâlâ yapılması gereken çok iş var. Öyle umuyorum ki bizimle yola koyulacak daha birçok insanımız olacaktır.
-Son yüzyıldaki büyük savaş Abhazya’ya büyük zararlar verdi. Abhazya’ya zarar verirken kuşkusuz Abhazya’daki sanata ve sanatçılara da zararı oldu. Abhazya sanatı ve siz sanatçılar ne gibi bir zarar gördünüz?
-Savaş başladığında Gürcü işgalciler atölyemi ateşe verip yaktılar. 500-600 eserimden tek bir parça dahi kurtaramadım. Bu eserlerim neye aitti, neyi anlatıyordu, neye benziyordu tamamen hafızamdan silinmiş durumda.
-Savaş sonrasında yıllar süren abluka döneminde de zorluklar yaşadınız. Bu abluka sona erdikten sonra Abhazyalı sanatçıların eserleri, uluslararası sanat dünyasında istediğiniz ölçüde yerini bulabiliyor mu?
-10 yıl süren abluka döneminde resim malzemeleri ve boyaya erişebilmek çok zordu. Bu benim için çok kötü bir durumdu. O süreç çalışmalarıma çok zarar verdi. Bunun dışında, sınır ötesinde herhangi bir sergiye katılmamız da hiç mümkün olamadı. Abhazyalı sanatçılar bu süreçte üretimlerine yine de devam ettiler. Her şeyi çok istedikleri gibi yapamamış olsalar da faaliyetlerine hiç ara vermediler. Ben de onlardan biriyim.
-Sohum’daki Abhazya Merkez Sanat Galerisi arşivinde bulunan eserler, 21 Ocak 2024’te çıkan yangınla kül olduktan sonra, Abhaz Ressamlar Birliği’nin çağrısına yanıt veren 10 sanatçıdan birisiniz. Bu bağlamda yapmış olduğunuz eser, geçen günlerde İstanbul’da sanatseverlerle buluştu, çok ilgi de gördü. Bu eserinizi yaparkenki düşünce ve duygu durumunuz nasıldı, özetleyebilir misiniz?
-Bu yoğun duygularla yapılmış bir çalışma. Düşüncelerimi başka nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bu yangında da benim 13 eserim; tablolarım ve çizimlerim kül oldu.
-Teşekkürler Batal Capua.
Batal Capua
Ruşni oğlu Batal Capua 28 Mart 1963’te Sohum’da dünyaya geldi. 1977’de Sohum’daki resim eğitim-öğretim okulunu bitirdi. 1977-1980 yılları arasında yine bu okulun yükseköğrenim bölümünü tamamladı. 1980’den başlayarak 1985’e kadar Leningrad’daki tiyatro, müzik ve sinema enstitüsünde tiyatro ressamlığı teknolojisinde eğitim aldı. Burada yükseköğrenimini tamamladıktan sonra, Sohum’daki Devlet Gençlik Tiyatrosu’nda başressam olarak göreve başladı. 1986-87’de Sovyetler Birliği askeri olarak askerlik görevini tamamlayarak tiyatroya geri döndü ve 1990’a kadar burada başressam olarak görevini sürdürdü. 1990-1992 yılları arasında Genç Seyirci Tiyatrosu’nda direktör ve başressam olarak görev yaptı. 1992 yılında gönüllü olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlı iç güvenlik biriminde görev aldı. 1992-1993 yıllarındaki anayurt savunma savaşında, baştan sonuna dek yer aldı. Zaman zaman keşif birliklerinde ve rota birliklerinde komutanlık yaptı. 1992 sonlarında Doğu Cephesi birlikleri komutanlığını üstlendi. Savaşta gösterdiği yararlılıklar nedeniyle Leon nişanıyla ödüllendirildi.
Savaş sonrası 1993’ten 1995’e kadar Genç Seyirci Tiyatrosu’nda başressamlık görevini sürdürdü. Ayrıca tiyatro stüdyosunda kostüm, tarih ve sahne eğitimi verdi. 1995-96’da Abhazya Devlet Başkanlığı Özel Güvenlik Birimi Komutanlığı ile Devlet Güvenlik Komisyonu Sekreterliği görevini üstlendi. 1997’de Bağımsız Ressamlar Birliği’nin oluşumunda yer aldı. 1986’dan günümüze dek resim, grafik ve bezeme sanatlarıyla ilgili Abhazya Cumhuriyeti’ndeki hemen tüm etkinliklerde eserleri sergilendi.
Abhazya ve Rusya’da 30’dan fazla şehirde düzenlenen tiyatro oyunları, konserler ve çeşitli yarışmaların görsel tasarımlarını yaptı. 1998 ve 2003 yıllarında düzenlenen Zafer Bayramı kutlamalarında kullanılmak üzere şehir ve tören birliklerinin görsellerini hazırladı. Soçi, Nalçik, Moskova, St.Petersburg, Paris, ABD-Hudson şehrindeki EAA’da, M. Semyikin adını taşıyan sanat merkezinde 2001 yılında Dirmit Gulya adına verilen ödüllerden sanat alanındaki ödüle layık görüldü. 2003’te “Adigey Cumhuriyeti onur sanatçısı” unvanını aldı.
Görsellerini hazırlamış olduğu kitaplar: “Abhaz Şiir Antolojisi”, Muşni Lasuriya’nın kitabı “Anayurt”, Vitali Amarşan’ın tarihi romanı “Kral Leon”, yazarı Stanislav Lakoba olan “Tarih Araştırması Aslan Bey”, Abhazya Bilimler Akademisi’ne ait Nart Destanları araştırmaları için grafik çalışmaları, 1992-1993 anayurt savaşındaki kronolojiyi anlatan “Doğu Cephesi” adlı eseri; hem kitap hem film olarak…
Yaratmış olduğu markalar: 18. yüzyıl başlangıcından 19. yüzyıl sonlarına kadarki Abhaz erkek kostümleri serisi, Abhaz tarihi silah koleksiyonu, ayrıca Abhazya Devleti monetleri serisi, Abhaz savaş gereçleri ok ve yay, çoklu küreğe sahip Abhaz-Adige büyük savaş teknesi Agelera ya da Aşhua adlı tekne türünün tasarımı.
2009 yılında Abhaz Ressamlar Birliği’ne katıldı. 2010’dan itibaren de Rusya Federal Cumhuriyeti Ressamlar Birliği üyesi.