Çerkes Ethem: ‘Sorunların çözümü için farklı dillere ve inançlara özgürlük tanınmalı’…
Taner Akçam’ın “Yüzyıllık Apartheid” kitabını okudum. Bilmediğim birçok şeyi öğrenirken bildiklerime dair hafıza tazelemek iyi geldi.
İki belge var kitapta yer alan. Daha önce yayımlanmış, birçoğumuzun bildiği ve muhtemelen arşivinde olan.
Bu iki belgeyi Taner Akçam’ın yorumları eşliğinde hatırlatmak istedim.
Akçam’ın bu iki belgeye kitabında yer vermesinin nedeninden başlayalım.
Kitabın “Çerkesler ve Şeyh Sait Ayaklanması Konusunda bir Dipnot” bölümünde ayaklanmaya Çerkes Ethem’in gösterdiği ilgi konu edilmiştir. “Şeyh Sait Ayaklanması üzerine kaleme alınan eserlerde üzerinde durulmayan konulardan biri de Çerkeslerin ayaklanmaya gösterdiği ilgi ve harekete katılma yolunda yaptıkları girişimlerdir. Önemli olan husus şudur, Kürt-Türk tarih yazımının bilmediği ve göremediği Çerkes girişimleri siyasi iktidar tarafından biliniyor ve üstelik yakından takip ediliyordu” der Akçam ve o dönem Yunanistan’da yaşayan Çerkes Ethem’in isyan haberiyle harekete geçtiğini belirtir.
Türk hükümeti Ethem ve Rıfat’ın Suriye’den ayrılmasını ister
Bir toplantı organize eder Ethem. Kuşçubaşı Eşref ve kardeşi Sami ayaklanmaya katılmayı reddeder. Ethem Suriye’ye geçer, yanında Kürt aydını Mevlanzade Rıfat vardır. Şam ve Irak’ta Kürt önderleriyle görüşür. Şeyh Sait hareketi bastırılmıştır ama Ethem devam eder. Türk hükümeti durumdan rahatsızdır, Suriye Fransız mandası altında olduğundan Fransa hükümetinden Ethem ve Rıfat’ın Suriye’den ayrılmasını ister, istekleri yerine getirilir. Ethem Irak’a geçer, Musul’da Kürt önderleriyle ve 150’liklerden katılımla bir konferans yapılır. “Konferansın aldığı en önemli kararlardan biri, oluşturulacak Çerkes birliklerinin Musul sınırında ve Rumeli’de ‘icra-yı harekâta başlayacak’ olmalarıdır.”
Akçam’ın sözleriyle; “Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla, Ankara Hükümeti Çerkes Ethem ve bölgedeki gelişmeler hakkındaki ayrıntılı bilgileri sadece doğrudan kendi ajanları üzerinden elde etmez. Mevlanzade Rıfat gibi Kürt hareketinin içinde olan bazı kişiler de Ankara Hükümeti’ne düzenli rapor vermektedir. İstihbarat raporlarından anladığımız kadarıyla Mevlanzade düzenli maaşa bağlanmıştır… Önemli bir başka bilgi de Çerkes Ethem’in çok güvendiği için basması amacıyla kendisine verdiği anılarını, Mevlanzade’nin ‘aylık yetmiş Türk lirası’ karşılığında Türk Hükümeti’ne satmış olmasıdır.”
İstihbarat raporlarında Ethem’in, Kürt-Ermeni siyasal birlikteliğinin simgesi olan Hoybun Cemiyeti ile de irtibatta hatta aktif üyelerinden biri olduğunu da not eder Akçam ve ekler: “Hoybun Cemiyeti programında Çerkeslere özel bir yer verilir. Buna göre Taşnak ve Hoybun cemiyetleri ‘mağdur Nasturi, Yezidi ve Çerkeslerle birleşmeyi ve onların hakiki hürriyetlerini taahhüt’ etmiş ve ‘dağınık Çerkeslere Suriye’de, İsrail’e bahşedilen imtiyaza benzer bir imtiyazla belirli bir yurt tahsisine çalışmayı’ üstlenmiştir.”
İki konuya dikkat çeker Akçam. İlki, Ethem’in bu girişimlerinin istihbarat raporlarında ve bazı eserlerde yer almasına yani bilinmez olmamasına karşın tarih yazıcılığında yer almadığı, görmezden gelindiğidir. İkincisi, Ethem’in bu girişimlerine tüm Çerkeslerin destek vermediği gerçeğidir. Akçam’ın yorumuyla “Nasıl ki Kürt ve Alevilerin ortak, homojen bir tavırları söz konusu olmadıysa benzer bir durum Çerkesler için de geçerlidir”.
“Ethem’e göre, Cumhuriyet rejiminin esası çoğulculuğun tanınmasıdır”
İki belge konusuna geri dönersek. Biri Çerkes Ethem’in Celal Bayar’a¹ (1937), diğeri Reşit Bey’in M. Kemal’e² (1930) yazdığı mektuplar. İlki “Toplumsal Tarih”³, ikincisi “Tarih ve Toplum” dergilerinde yayımlanmıştı. Reşit Bey’in mektubunu Jineps Gazetesi’nde de yayımlamıştık.⁴ Akçam kitabında bu iki mektubu şöyle değerlendirmiş:
“Çerkes Ethem’in 1937 yılında Başbakanlığa atanan yakın arkadaşı Celal Bayar’a yazdığı mektup konumuz açısından bir örnek olarak verilebilir. Mektubunda, Bayar’a bir reform paketi sunan Ethem, sorunların çözümü için farklı dillere ve inançlara özgürlük tanınmasını önerir. Ethem’e göre, ‘lisanı men etmek… gayri medeni ve gayri adilane’ bir yöntemdir. Kürtlere, Irak Kürdistanı’nda olduğu gibi imtiyazların verilmesi, diğer kardeş cemaatlere eşit hukuk tanınması ve seçimlerde nisbi temsil hakkının getirilmesi Ethem’in reform talepleri arasındadır. Ethem’e göre, Cumhuriyet rejiminin esası çoğulculuğun tanınmasıdır ve bu yapılmadığı sürece ‘ne vatanın müdafaası ne milletin arzu edilen terakki ve refahı ve ne de Cumhuriyetin ve hatta devletin beka ve istiklali mümkün olamayacaktır.’
Benzer bir mektubu, Çerkes Ethem’in kardeşi olan Saruhan mebusu Reşit 1930 Ağustos’unda Ağrı ayaklanması günlerinde Mustafa Kemal’e yazmıştır. Mektubu 150’likler listesinde olduğu için sürgün olduğu Amman’da kaleme alan Reşit, ‘kanlar dökülmekte, canlar yanmakta’ diyerek, ‘Kürtlerin zulme gelmeyeceklerini’ ve ‘Kürtlerin geleneklerine ve dinen kutsal bildikleri şeylere hücum etmenin’ ülkenin ‘çöküşüne neden olacağını’ hatırlatır.
Reşit’e göre yapılması gereken, İsmet Paşa ve yoldaşlarının Türk milliyetçiliğinde ve ülkenin ‘harap ve bitap düşmesine’ yol açan sertlik politikalarında ısrardan vazgeçmesi ve ‘halktan ılımlı ve hür bir gruba emanet’ edilecek bir yönetim kurmaktır. Dikkat çekmek istediğimiz husus, Ethem’in vatandaş eşitliğini esas alarak geliştirdiği reform programının ne Ethem üzerine yazılanlarda ne de erken Cumhuriyet dönemi tarih yazımında hak ettiği ilgiyi görebilmiş olmasıdır. Oysa geleceğe ilişkin eşitlikçi ve özgürlükçü bir toplum tahayyülünün, geçmişin bu boyutlarını öne çıkarması ve literatürün de bu doğrultuda şekillenmesi hayati derecede önemlidir.”
Günümüzün çok ilerisinde önerilerde bulunmuş Çerkes Ethem de Reşit Bey de.
- Aktaran Bingöl, “Çerkez Ethem’e Dair Yeni Bazı Belgeler ve Değerlendirmeler”, s.42-43
- Mete Tunçay, “Yakın Tarihimizden bir Belge”, Tarih ve Toplum, Ekim 1992, sayı 106, s.45. Mektup 2009 yılında Mustafa Armağan tarafından Türkçeleştirilerek yeniden yayımlanmıştır: https://www.memleket.com.tr/80-yillik-mektup-53188h.htm
- Toplumsal Tarih, Nisan 1997, sayı 40, s.37-45, Sedat Bingöl
4.https://jinepsgazetesi.com/2014/10/resid-bey-ataturke-ne-yazdi-80-yil-oncesinden-cagri-2/