Abhazya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, binlerce yıl yaşadığı topraklarda bağımsızlığını ilan etti. Sovyet döneminde Gürcistan’a bağlı özerk bir cumhuriyet olan Abhazya, bağımsızlığının ilanından sonra Gürcistan’ın Abhazya’yı işgali ile başlayan 1992-94 yılları arasında Gürcü-Abhaz savaşı sırasında Abhaz lider Vladimir Ardzınba önderliğinde bu savaşı Kuzey Kafkas halklarının da yardımı ile kazanarak 1995 yılında bağımsız Abhazya Cumhuriyeti’ni ilan etti. 2008 yılında Rusya tarafından tanındı. Ekonomisi büyük ölçekte Rusya’ya bağlı ve sosyal ödemelerinin de Rusya tarafından yapıldığı, Gürcistan’ın kuzeyinde 8.600 km², 550 bin nüfusu ile bir cumhuriyet. Abhazların, Gürcülerin, Rusların, Ermenilerin de yaşadığı bu ülkede resmi dil Abhazca.
Rusya’nın güney kanadında, başta Gürcistan olmak üzere ABD’nin (NATO) yayılmacı politikaları karşısında Rusya’nın kolladığı ve tampon olarak düşündüğü bir devlet. Tarihi ve kültürel zenginliğinin dışında doğal güzellikleri ve yeraltı kaynakları ile son dönem işgalci kapitalistlerin de gözünde. Bağımsızlığından bu yana uygulanan yaptırımlar nedeni ile kalkınmakta oldukça zor dönem yaşanan ülkede, son iki yıl içinde parlamentoya verilen bazı kanun teklifleri ülke kaynaklarının yabancı sermayeye açılması ve “Apartman Yasası” adı altında yeni konutlar yapılması, 45 bin yabancı nüfusun Abhazya’ya yerleştirilmesi gibi projeler büyük tepki çekti. Yasa teklifi önce meclisten çekildi. Bir süre sonra bazı küçük değişikliklerle yeniden meclise sunuldu. 3 Aralık 2024’te Abhazya Halk Meclisi, Abhazya ve Rusya arasında yatırım anlaşması teklifini reddetti. Tüm bu dönemlerde de Türkiye’deki Abhaz diasporası kanuna karşı çıktı. Başkent Sohum ve merkezi yerlerde yapılan gösteriler, Sohum’da meclis binası işgali ile devam etti.
Rusya, Ukrayna cephesinde Avrupa ile, Ortadoğu’da da ABD ile savaşırken Kafkasya’da da yeni bir savaşı kaldıracak imkânı yoktu. Abhazya’daki iç karışıklıklar Kafkasya’da yeni bir patlamanın fitilini de ateşleyebilirdi. Moskova-Sohum görüşmelerinden sonra Abhazya Cumhurbaşkanı Aslan Bjaniya 19.11.2024’te “İstikrarı ve anayasal düzeni sağlamak amacı ile görevimden istifa ediyorum” diyerek istifasını verdi. Bu gelişmenin ardından Abhazya’da yeni cumhurbaşkanı seçimleri için yapılan bazı çalışmalar Abhazya’nın bağımsızlığında en önemli faktör olan halkların birliğini dağıtacak gelişmelere sahne oldu. Adaylar arasında “Türkiye yanlısı”, “Ermeni karşıtı”, “Milliyetçi”, “Rusya yanlısı” gibi ayrıştırıcı ifadeler ile seçim sonuçlarını etkileyecek çalışmalar yapıldı. Ülkedeki ekonomik kriz, ‘Batı yanlısı taraftarlar, yapılacak işgalci yatırımlara destek olanlar’ vb. gibi kavramlarla yeni bir karışık dönemin de önü açıldı. Tüm bunların yanı sıra seçimler üzerine Gürcistan’dan da tepki geldi. Gürcistan’ın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne yönelik bu seçimlerin yapılması eleştirisi uluslararası kamuoyunda pek rağbet görmedi.
15 Şubat’ta yapılan seçimler %69,13’lük seçmen katılımı ile yapıldı. Bu seçimde hiçbir lider salt çoğunluğu yakalayamadı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu turda Badra Gunba ile Adgur Ardzınba’nın yarıştığı anda, Moskova’nın Sohum üzerindeki çalışmaları yoğunlaştı. Rusya’nın seçimler üzerine “Abhazya’nın iç meselesidir. Ancak seçimler Rusya’yı da ilgilendiriyor. Rusya Abhazya’da sorun istemiyor” ifadesi ile başlayan bir dönemde Gunba, Rusya Ekonomi Bakanı Maksim Reşetnikov ve Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova ile görüştü. Savaş sonrası ilk kez Sohum Havalimanı açıldı ve Moskova’dan Sohum’a uçuş yapıldı. Badra Gunba, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve birçok üst düzey yetkili ile Moskova’da görüştü. Abhazya’daki altyapı, elektrik kesintileri, maaşlar, emekli ödentileri başta olmak üzere sorunlar çözümlenmeye başladı. II. Dünya Savaşı’na adanmış olan “Zafer Treni” Sohum’a geldi. Bu süreçte de yüksek profilli ziyaretler yapıldı.
Tüm bu çalışmalar olası bir olumsuz seçim sonucu yaratılması endişesi ile yapılıyordu. Daha açık bir deyişle Rusya yanlısı bir yapı izlenimini veren Badra Gunba, Rusya tarafından destekleniyordu. Abhazya içinde yabancı yatırımcılara sıcak bakmayanlar ve Türkiye’deki Abhazlar tarafından desteklenen Adgur Ardzınba’ya destek verecek ve Sakarya’da kurulacak seçim sandıklarının da iptali ile gelişen durumlar seçim sonuçlarına etki etti.
1 Mart 2025 günü yapılan seçimlerde Badra Gunba %54.73, Adgur Ardzınba %41.54 oranında oy aldı ve Badra Gunba, Abhazya Cumhurbaşkanı seçildi. Adaylar arasındaki oy farkı sadece %14. Bu da Gunba’nın halkın büyük çoğunluğu tarafından güçlü bir destekle seçilmediğini gösterdi. Seçim sonrası Abhazya’yı ciddi sorunlar bekliyor. Moskova’nın Abhazya üzerindeki etkisinin daha da artarak devam etmesi, iki ülke arasında mecliste kabul görmeyen yasanın tekrar meclise getirilme ihtimalinin olması, seçim süreçlerinde Abhazya’da yaşayan halklar arasında oluşturulan ötekileştirme ile artan gerginlikler, Türkiye diasporasının seçimler ve Abhazya politikaları ile ilgili düşünceleri gibi birçok sorun… Öte yandan Badra Gunba’nın seçim sonrası Abhaz halkının başkanı olacağı, ‘birlik olacağız’ mesajına rağmen, önündeki çözmekle yükümlü olduğu; Abhazya’daki seçim sonuçları ile derin bir siyasi bölünme içindeki politikalarını düzeltmek, elit gruplar arasındaki dengeleri tesis etmek, Rusya ile ilgili devam eden birlikteliğin hassas dengelerini kurmak, ekonomi, enerji güvenliği, suçlarla mücadele ve seçilmiş bir başkan olarak da kendini kabul ettirmek gibi sorunları var.
Rusya’nın Abhazya içindeki gücünü artırmak, kaynakları kontrolünde tutmak, yeni dünya düzeni içinde de bölgede etkin gücünü göstermek gibi bir isteği de var. Bütün bunların yanında Abhazya’da Aslan Bjaniya’nın istifasına neden olan gerekçeler ve sonrasındaki gelinen nokta filmin baştan oynatılması gibi görünüyor. Önümüzdeki sürece bakıldığında dünya dengelerinin yeniden şekilleneceği biz zaman içinde Rusya bölüşüm masasında etkin bir güç olma peşinde. Abhazya’yı kendi kontrolünden uzak tutamaz. Yayılmacı ABD ve NATO girişimleri ve Avrupa Birliği karşısında, başta Çin ve diğer Asya ülkeleri ile oluşturacağı ittifak ile bir karşı duruş gösterme çabasında. Tüm bu sorunlar içinde Abhazya’nın öz iradesinin yaratacağı ona göre sorun olacak hiçbir konuyu gündeme taşıyacağını sanmıyorum.
Türkiye’nin elinde bulunan güçlü diasporanın da bu dengeler içinde nasıl bir politika uygulayacağı meçhul. Daha önceki sorunlarda gösterilen tepkiler ve kırılmalar da güven vermiyor. Güçlü iradelerin şekillendirdiği bir ortamda asıl sorun Abhazya Cumhuriyeti’nin geleceği…
Rusya-Ukrayna savaşında gelinen son durum, ABD’nin sömürücü istekleri ile karşı karşıya kalan Ukrayna, konuya Avrupa Birliği’nin ortak güçsüz sesi ile koyduğu tepki, Ortadoğu’da yeni yapılanmalar ve Türkiye’deki açılım süreçleri vs… Bütün bunlar ışığında, kartların yeniden dağıtıldığı bir oyunda elinde güçlü kartlar bulunan ülkelerin geleceği tayin edecek davranışları ne olacak?
Bu karmaşa içinde de binlerce yıllık kültürel birikimi, varlığı ve dili ile yaşamak isteyen Abhazya Cumhuriyeti bu dengeler arasında yerini alabilecek mi?