Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Analiz: Avrupa Birliği ve Abhazya

Kremlin, Abhazya stratejisini değiştirdi. Moskova’nın yeni politikasının temelinde ilhak var. Bu durum Avrupa Birliği (AB) için ciddi bir sınav anlamına geliyor. Rusya’nın zamana yaydığı ilhak politikası AB üyeliğine aday Gürcistan’ın egemenliğini ihlal etmekle kalmıyor, birliğin kurumsal saygınlığına da zarar veriyor. Gelinen noktada AB, yeni bir yol izleme zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Bu yol, Abhazya’yı tanımama siyasetinden uzaklaşıp ilhak karşıtı bir yaklaşım benimsemek olabilir.

AB, Ağustos 2008 savaşından bu yana, Gürcistan’ın işgal altındaki bölgelerine yönelik olarak “Tanımama ve Angajman Politikası”nı benimsedi. Bu siyasetin dayandığı üç ayak vardı:

1. Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün desteklenmesi,
2. Rusya’nın, Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınmasına yönelik girişimlerine karşı çıkılması,
3. İşgal altındaki Abhazya ve Güney Osetya’nın halklarıyla temas kurulması.

Tiflis’in son derece katı tutumu karşısında, AB tanımama politikasını benimsemek zorunda kaldı. AB bir yandan “Tanımama ve Angajman Politikası”nı uygularken, bir yandan da Kremlin’in Abhazya’nın tanınmasını sağlama girişimleriyle mücadele etti. Rusya’nın dışında sadece dört devlet Abhazya’yı tanıdı. Bunlar Nauru, Nikaragua, Suriye ve Venezuela idi. İki ülke ise önce tanıdı, sonra pozisyon değiştirdi (Tuvalu ve Vanuatu). 2014 yılından sonra –bilhassa Kırım’ın ilhakı ve Donbas’ta savaşın etkisiyle– Rusya Abhazya’nın tanınmasına dönük çabalarından vazgeçti ve fiili ilhak seçeneğine yöneldi. AB, tanımama ilkesini tutarlı biçimde uyguladı. Bununla birlikte, Abhazya ve Güney Osetya’yı “işgal altındaki topraklar” şeklinde tanımlamaktan, 2022 sonrasına kadar kaçındı. Ancak 2022 yılından sonra “işgal altındaki ayrılıkçı bölgeler” ifadesini kullandı.

AB, tanımama politikasını ihlal etmeden, Abhazya ile zaman zaman temas kurdu. Ne var ki bu girişimler fazla etkili olmadı. AB 2008 yılından bu yana Abhazya için ciddi bütçeler ayırdı. Bunlardan birincisi, Abhazya ağırlıklı olmak üzere insani projelere 80 milyon Avro tutarında yatırım yapılmasıydı. İkincisi, Abhazya’nın elektrik ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan İngur Hidroelektrik Santralı’na yaklaşık 100 milyon Avro harcandı. Bununla birlikte, AB yardımı proje-temelli olduğu için soyut kaldı, fazla farkındalık yaratılamadı. Buna karşılık Rusya’nın mali desteği son derece somut bir nitelik taşıyor. Ücretlerin ödenmesi, bütçeye katkı, yatırımlar, emekli maaşları ve sosyal projeler şeklinde gelen destek, sıradan insanların hayatlarına dokunmayı başarıyor. Bu fark da AB’ye bir halkla ilişkiler başarısızlığı olarak geri dönüyor. AB’nin Rusya’ya karşı ciddi bir denge unsuru olarak algılanması mümkün olamıyor.

Abhazya halkı giderek ağırlaşan Rus hegemonyasından rahatsızdı ve buna direniyordu. AB bu fırsatı da kullanamadı. 2000’li yıllarda AB’nin Abhazya’da kısmi bir etkisi vardı. 2004 yılında “Avrupa Komşuluk Politikası” yürürlüğe girdi ve Abhazya AB’nin ilgisini çekecek bir bölge olarak konumlanmaya çalıştı. Ne var ki 2008 Savaşı ve Rusya’nın tanıma kararı, AB’nin ilgisini zayıflattı. Abhazya 2020 yılında Dış Politika Konsepti belgesini yayımladı. Buna göre AB üyesi devletlerle ilişkiler Abhazya için bir dış politika önceliğiydi. Siyasi angajman boyutunun sınırlı kalacağı gerçeğini dikkate alan Abhazya, üç pratik alana ağırlık verdi: (1) Hareket özgürlüğü; (2) Avrupa’da eğitim olanaklarına ve sağlık hizmetlerine erişim; (3) Kültürel-insani işbirliği.

AB üyeleri belgede yer aldığı şekliyle, öncelikli ülkeler listesinde altıncı sıradaydılar. İlk beşte sırasıyla Rusya, Gürcistan, “Abhazya’nın bağımsızlığını tanıyan devletler”, Türkiye, Bağımsız Devletler Topluluğu üyeleri ve Avrasya Ekonomik Birliği ülkeleri vardı.

Bu durum, AB’nin Abhazya halkıyla angajmana girmesi için önemli bir fırsat sunuyor. Yukarıda anılan üç pratik alana odaklanmanın AB’ye ciddi faydası olacak:

  1. AB bir arabulucu veya kolaylaştırıcı olmanın ötesine geçecek, insanların günlük hayatlarına dokunma kapasitesine sahip ciddi bir oyuncuya dönüşecek,
  2. Avrupa, Abhazya vatandaşlarının gözünde daha görünür bir seçenek haline gelecek,
  3. AB, Rusya’nın hegemonyası karşısında güvenilir bir alternatif haline gelecek,
  4. Halktan-halka ilişkiler ve yumuşak güç faktörü, AB’nin bölgedeki nüfuzunu tedrici olarak güçlendirecek…                                                                                                                                                                                                                                         8 Ağustos 2025

Yazarın Diğer Yazıları

ANALİZ: Sudan’da neler oluyor?

Sudan 2023 yılının nisan ayında kanlı bir iç savaşa sürüklendi. Çatışan taraflar Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) idi. Ülkenin batısındaki Darfur...

ANALİZ: Moldovalı seçmenler Rusya seçeneğini reddettiler

Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu ve partisi PAS (Eylem ve Dayanışma Partisi) beklenmedik bir sonuç aldılar ve 28 Eylül parlamento seçimini kazandılar. Üstelik güçlü bir...

Kısaca ‘Paris Bloku’

Kısa adıyla Paris Bloku olarak bilinen örgüt 1953 yılının mart ayında Paris kentinde kuruldu. Paris Bloku’nun açılımı “SSCB* Halklarının Kurtuluşu için Birlik” (League for...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img