Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Kabardey-Balkar’ın suskunluk kodu

Kabardey-Balkar medyası ülke hakkında ısrarla pembe bir tablo çiziyor. Ama gazeteci ve aktivistlerin çoğu Kremlin ve komşu Çeçenya’daKadirov’un giderek büyüyen ordusu nedeniyle ifade özgürlüğünün tamamen yok olduğunu ve tartışmalı konuların tamamen kayıt dışı kaldığını söylüyor.
Yirmi yıldan daha fazla süre önce demokratikleşme sürecinde ortaya çıkan birkaç bağımsız basılı yayından sadece Gazete Yugabugüne dek hayatta kaldı. Bu gazete, sembolik bağımsızlığına karşın ülkedeki yöneticilerle ilgili eleştirel yayın yapmayı bırakalı çok oldu. Geriye kalan tüm medya kuruluşu (iki TV kanalı dahil) hükümete ait ve hiçbiri Kabardey-Balkar’daki idare, yasama ve yürütme mercilerinin aktviteleri ile ilgili haber yapmıyor.
Kabardey-Balkar İnsan Hakları Merkezi Başkanı Valeri Hatajuko ülkenin Kafkasya’daki en kapalı bölgesi haline geldiğini belirtiyor. Hatajuko’ya göre bölgedeki yerli halkların sorunları gibi zorlu konuların tartışılması yasaklanmış durumda. OC Media muhabirine konuşan Hatajuko, “Yerel halkın haklarının ihlalinden en ufak bir şekilde söz etmenin bile yasak olduğu bir yerde ne gibi bir konuşma özgürlüğünden bahsedebilirsiniz ki? Hükümetin medya müfettişi, yanına çağırdığı bir gazetenin editörüne ‘Eğer bir Çerkes olmak istiyorsan, kendini evine kapat ve istediğin kadar Çerkeslik yap’ dedi” şeklinde konuştu.
Resmi medyayı susturan sorunlu konuların arasında toprak sorunları ve genç nüfusun radikalleşmesi olduğunu belirten Hatajuko, “Bölge yöneticileri ‘dinci yeraltı eşkiyaları’nın yok edildiğini söylese de ‘yeraltı eşkiyaları’nın tekrar filiz verebileceği verimli şartların halen var olduğunu herkes biliyor. Yükselen işsizlik oranı, aileyi geçindirecek tarım arazilerine sahip olma fırsatının yokluğu ve yükselen vergiler ve zamlar… Radikal İslamcı gruplar bu şartlar altında Kabardey-Balkar’da ortaya çıktı. Bu etkenler yok edileceğine katlanarak büyüdü ama resmi medya, bize ülkenin ekonomik ve sosyal alanlarında olumlu değişimler yaşandığı vedış güçlerin tehdidiyle karşı karşıya olduğumuz konusunda bilgi ve haberler veriyor her gün” dedi.
Bölge yöneticilerinin bilgilendirme politikası konusunda fikrini belirten Çerkes aktivistAstemir Gubjoko, “Gazeteleri okurken, yöneticilerin eski bir Kabardey atasözünü izlemeye çalıştıkları hissine kapılıyorum: ‘Neyi istersen başına o gelir’. Yerel gazeteler dahil 23 yayınınhiçbiri bölgenin geleceğiyle ilgili önemli konulara değinmiyor. Tüm gazeteler Kabardey-Balkar hükümetinin ve yöneticilerinin bıkıp usanmadan çalıştığını, toplantılara katıldığını, bazı sorunları tartıştığını yazıyor. “Gençlik Uyuşturucuya Karşı” ya da “Gençlik Teröre Karşı” gibi beyhude yürüyüşlerin haberlerini veriyor” ifadesinikullandı.
Drugoy Nalçik adlı internet projesinin kurucusu Alim Pşibiyev; Gazeta Yuga ve Severny Kavkaz gibi ünlü basın kuruluşlarıyla işbirliği yapmıştı. Artık bağımsız gazetecilik yapan Pşibiyev’e göre medya üzerindeki sıkı sansürün nedeni Kabardey-Balkar yöneticilerinin halkı yanlış yönlendirmek isteğinden kaynaklanmıyor. OC Media’ya konuşan Pşibiyev, “Yöneticiler ülke halkının büyük çoğunluğunun TV programı listesi dışında gazetede bir şey okumadığını ve müzik videoları dışında TV programı izlemediğini çok iyi biliyor. Hükümet önderlerini motive eden tek bir şey var: Bölgeyle ilgili fikir ve kararlarını yerel medya üzerinden şekillendiren Moskova’ya iyi görünmek. Aksi durumda hükümet yöneticisinin işine meşhur ‘Rusya Federasyonu Başkanı’nın güvenini yitirmesi nedeniyle’ söylemiyle son verilebilir” dedi.
OC Media ayrıca Kabardey-Balkar’ın önemli gazetecilerinden Mikhail İvanov ile görüştü. Kabardino-Balkarskaya Pravda gazetesinden dört yıl önce emekli olan İvanov, “Hem Kabardino-Balkarskaya Pravda’yı hem de diğer gazeteleri halen yakından izliyorum ve okuyorum. Şunu söylemeliyim ki Kabardey-Balkar medyasında her zaman sansür vardı. Sadece Gorbaçov döneminde ve Arsen Kanokov yönetimi sırasında görece bir özgürlük yaşanmıştı. Ülkenin bugünkü medyasının hali her gazetenin editörlüğünde bir KGB elemanının yer aldığı 1970’ler dönemindeki durum gibi” dedi.
Resmi medyadan birçok gazeteci Ramazan Kadirov ve FSB Alfa Özel Kuvvetleri tarafından eğitilen özel ordusunun tabu başlıklardan biri haline geldiğini söylüyor. İsminin verilmesini istemeyen bir gazeteci OC Media’ya yaptığı açıklamada, “Moskova iyi eğitilmiş ve üstün askeri teçhizatlı bir ‘Çeçen ordusu’ yaratmaya niçin karar verdi? Çünkü, bu ordu sayesinde Kuzey Kafkasya’da otoritelere karşı çıkan herhangi bir bölgedeki sorunu hızla ve kolayca çözecek” ifadesini kullandı. Bu özel ordunun Putin’in meşhur “dikey güç” teorisinin ürünlerinden biri olduğunun altını çizen gazeteci, “Kabardey-Balkar Başkanı YuriKokov gibi liderler rejimlerine bir tehdit oluştuğunda ‘anayasal düzen’in sağlanması için Kadirov’un özel ordusunu davet eden bir anlaşmaya imza atacak. Hatta Yuri Kokov’un bu daveti kabul etmeye hazır olduğu için göreve atandığına dair şüphelerim bile var” dedi.
(oc.media.org)

Çeviri: Serap Canbek

Serap Canbek
Serap Canbek
İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündeki tahsilinin ardından sigorta sektöründe çalıştı. 2011 yılından beri Jıneps gazetesinde yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Yeryüzünde güçlü izler bırakan kadın: Şamirze Ludmila

Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki binasının önüne 1994 yılında dikilen ve Avrupa Birliği’ni sembolize eden heykeli yapan sanatçı Ludmila Tcherina’nın babasının Çerkes olduğunu tesadüfen öğrenip de...

Sürdürülebilir kültürel miras

Sürdürülebilir kültürel miras Çocuklar, bir halkın kimliğini ve kültürünü yansıtan anadilleriyle kimlik kazanır ve sosyalleşir. “10 sene sonra bulamayacağımızı düşündüğümüz Adıgabze çocuk seslerini kayıt altına...

Savaşa dair iki film

Abhazya Savaşı’nın 30. yılında, Gürcistanlı yönetmen ve senaryo yazarı Nana Janelidze’nin “Devam Et Lisa” ve Tiflis’te yaşayan Abaza yönetmen Anna Dziapşipa’nın “Sınır Çizgisinde Otoportre”...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img