Çerkes Müziği ve Enstrümanları -2-

0
1283

Yazı dizimize geçen sayıda bıraktığımız yerden devam ediyoruz 

 

Üflemeli Çalgılar : 

1-Kamılh: Adığe dilinde Kamılh, Abhaz dilinde Açarpın, Oset dilinde Uadınz olarak adlandırılan bu müzik aleti, sert bir bitki olan kamıştan üretilir. Kullanmadan önce, içine 2-3 kez su dökülerek ıs­latılır. Uzunlamasına tutularak ve her iki elin parmaklarıyla sırayla iki ses deliğini kapatarak çalınır. İlk ses deliği sol elin par­maklarıyla, üçüncüsü sağ elin, ikincisi ise hem sol hem de sağ elin parmaklarıyla kapatılır. Çalma sırasında çalgının başı ağzın sol köşesinde, dudakların arasında tutulur. Deliğin bir yarısı üst dudakla, diğer yarısı da dille kapatılır. Çalma sırasında çalgıcının kendisi de alçak burdo ses çıkarır, bu şekilde iki seslilik elde edilir. Gelişmiş bir çoban kavalıdır. Nart mitolojisi kahramanlarından Badinok’o, kamılh çalarak ormanlarda sürülerini otlatan, doğa aşığı bir kahraman olarak tanıtılır. Bugün halen Çerkes halk dansları içerisinde yaygın olarak yaşayan Kafe, Zefak’o ya da Guaşemahue olarak adlandırılan dansın doğumu da Nart söylencelerinde şu şekilde anlatılmaktadır: 

Nart Badinok’o, Kuban nehrinin yukarı yamaçlarında sürüsünü otlatmaktadır. Çevredeki toprak ve yaylalar varlıklı bir prensin elindedir. Prensin genç kızı uzun zamandır, melankolik bir hastalıktan kurtulamamaktadır. Prens kızını bu hastalıktan kurtaracak kişiye kızını vereceğini ve mülkünün yarısını da bağışlayacağını vaad eder. Nart yurdunun dört bir yanından gelenler türlü maharetler sergileseler de genç kızı karanlık dünyasından kurtaramazlar. Nart Badinok’o ise, sürüsünü suya saldıktan sonra bir ağacın altına çekilerek kamılh pşınesini tüm ustalığı ile çalmaya başlar. Sesleri duyan genç kız, yerinden kalkar ve o güne dek görülmemiş incelikte, kuş gibi uçarcasına dans etmeye başlar ve hayata döner. Bu dans günümüzde halen Çerkes halk dansları içerisinde canlılığını korumaktadır. 

Nart Badinok’o ile genç kız evlenmiş midir bilinmez. Badinok’o müzik ile olan ilişkisi açısından, Grek mitolojisi kahramanı Pan, Latin mitolojisi kahramanı Faunus ile benzerlik göstermektedir. Pan, küçükbaş hayvanların ve çobanların koruyucusudur. Keçi ayaklı ve insan başlı olarak tasvir edilir. Adıgey Cumhuriyeti başkenti Maykop şehrinde bulunan Maykop kurganlarında yapılan kazılarda çıkarılan altın kaplamalı tabletlerde de bu tasvire uyan kabartmalar elde edilmiştir. 

2-Bjamiy: Adığe halk çalgılarından biridir. Boynuz, sinyal, işaret anlamlarını taşımaktadır. Öküz boynuzundan yapılan bir enstrümandır. Nart mitolojisinde Aşemez adlı kahraman tarafından çalınan bu enstrümanın bir tarafı beyaz, bir tarafı siyah renktedir. Aşemez beyaz tarafı üflediğinde bolluk, bereket olduğu, çiçekler açtığı, doğanın canlandığı; siyah tarafı üflediğinde ise dünyanın karardığı, fırtınalar koptuğu, Nart söylencelerinde yer almaktadır. 

 

Vurmalı Çalgılar : 

1-Phaç’ç: Adıge dilinde Phaç’ç, Abhaz dilinde Ainkaga ya da Akapkap, Oset dilinde Kartsganak olarak adlandırılanenstrüman; kü­rek biçiminde, incir ağacından ya­pılmış, biri dar, yuvarlak bir sapla biten 12 plakadan oluşur. Bu plakalar sapın iki tarafına açılmış de­liklerden geçirilen deri bir sicimle bir­birine bağlanır. Bu enstrüman, çalınırken sapından tu­tulur ve elin sert veya yumuşak ha­reketleriyle ritmik vuruşlar yapılır, oyunlara eşlik etmek için ça­lınır.Bugün halen düğünlerde kullanılmakta olan ayaklı bir tahtaya, daha küçük sopalarla vurularak ritm elde etmeye yarayan sistemden uyarlanarak elde edilmiş bir enstrümandır. Adığe ve Abhazlar’n inançlarına göre, bu tür aletlerin yardımıyla gürültü çı­karılarak kötü ruhlar kovulurdu. Bunların koruyucu gücünü artırmak için üzerleri süslenirdi. Tempo tutmaya ve ses çıkarmaya yarayan aletler en eski ve ilkel vurmalı çalgılar olarak kabul edilebilir. 

2-Adaul: Abhaz dilinde Adaul, Adıge dilinde Şotırp olarak adlandırılan bu çalgı,bükülerek birleştirilmiş tahta bir kas­nağın üzerine keçi derisi geçirilerek ya­pılır. Deri önceden suda bekletilir, sonra güneşte kurutulur. Ağaç kasnak üzerinde delikler vardır. Enstrüman kaşık biçiminde sopalarla çalınır. Bugün Kuzey Kafkasya’da dans müzikleri çalınırken iki taraflı, ağaç kasnaklı davul kullanılır. Derisi dana ya da ko­yun derisindendir ve bir tarafındaki deri diğerinden oldukça kalındır. Deri, ipler yardımıyla gerilir. Kasnak genellikle kır­mızıya boyanır. Ölçüleri farklı olabilir. (örn. eni 300-400 mm., çapı 340-500 mm.) Her iki elin parmaklarıyla ve avuç içleriyle çalınır. Bu tür davullar Kuzey Kafkasya’daki çeşitli halk dansları ekip­lerinde geniş ölçüde kullanılmaktadır. Phaç’ç ile birlikte en yaygın olarak kullanılan vurmalı çalgıdır. 

 

Tuşlu Çalgılar : 

Pşıne: Adıge dilinde Pşıne, Abhaz dilinde Amırzakan, Oset dilinde Fandır olarak adlandırılan enstrüman, aynı zamanda bu dillerde genel anlamda çalgı kavramını da ifade etmektedir. Günümüzün akordeonuna benzer olup, onun temelini oluşturan, klavye sistemli akordeondan farklı olarak, tuşlu bir enstrümandır. Literatürde Çerkes mızıkası olarak yer almakta olan bu çalgı, tuşlarının kapanan körük hareketinde farklı, açılan körük hareketlerinde farklı ses vermesi itibariyle zengin bir ses yapısına sahiptir. Diğer otantik çalgılardan çok sonraları Çerkes müziğine katılmış olmakla birlikte, bugün Çerkes halk müziğinde mızıkanın yanı sıra akordeon ve garmon da yaygın olarak kullanılmaktadır. 

Nart söylencelerinden bugüne dek Çerkes halk müziğinde insan sesi, kullanılan diğer enstrümanlar yanında, önemini hiçbir zaman yitirmemiş ve söylenen şarkılara çok sesli vokaller yardımıyla adeta enstrüman tadında eşlik etmiştir. Bugün de halk müziğinde yer yer sadece çok sesli vokallerden oluşan insan sesi ile ezgilerin oluşturulduğunu görmek mümkündür. Bu da Çerkes kültürünün ve müziğinin binlerce yıllık bir mirası bugüne taşıdığının göstergesidir. 

Kaynaklar :  

1-Mitoloji ve Nartlar: Yismeyl Özdemir Özbay-Kafdağı Yayınları 1990 – Ankara 

2-Çerkes Kültürü Üzerine Etüd: Dumanış Avledin- Kayseri Kafkas Derneği 2004 -Kayseri 

3-Alaşara / Aylık Dergi: Sayı: 3 – 1995 – İstanbul 

Not: “Çerkes Müziği ve Enstrümanları” derlemesinin I. Bölümü, Jineps’in 7.sayısında verilmiştir. Bu sayımızda derlemenin II.bölümünü veriyoruz. 7.sayıda yazının ilk bölüm olduğu ve derleyici adı belirtilmediği için okuyucularımızdan özür diliyoruz. 

  

Sayı : 2006 07