Adige Cumhuriyeti Gezisi

0
495

Aslı Han 12 yaşında. Kafkas Dernekleri Federasyonu ile Adıgey Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Eğitim-Bilim Bakanlığı iş birliği ile 21 Temmuz-4 Ağustos 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Kültürel Tatil Gezisi” dönüşü izlenimlerini Jineps için yazdı.

Adigey Cumhuriyeti’nde geçirdiğimiz 14 gün çok güzeldi. Hem dil öğrendik, hem yeni arkadaşlar edindik, en önemlisi ana vatanımızı gezdik. 

Tabîi arada sırada problemler çıktı. Çünkü onlar hiç Türkçe bilmiyordu, biz de oraya dil öğrenmeye gitmiştik. Bazı kelimeleri biliyorsak da bazen anlaşamıyorduk ilk zamanlar, ama sonradan dil öğrenmeye başlayınca ve onlara ısınınca problem çıkmadı. Sveta (misafir olduğum ailenin annesi)    yemekleri bana iki katı kadar koyuyordu, her şeyin en iyisini ve her şeyi en önce bana yaptırıyordu. Babası (Yunus) da çok iyi birisi idi, bizim şoförlüğümüzü yaptı, hiç üşenmeden!! Sürekli bana gülerek baktılar. Kız kardeşi (Feride) zaten bizden hiç ayrılmadı. Her şeye yardım etmeye çalıştı. Susanna (ablası) benim yanımda yaşını küçültüp bizimle aynı yaşta gibi davranmaya çalışıyordu. Kısacası gerçek ailemiz gibi davranıyorlardı. Benim arkadaşım ve ev sahibim Luiza idi. O bana çok iyi davranıyordu, ben de onu çok seviyordum, mesela birine sinirlendiğinde bana yine normalmiş gibi davranıyordu. Ya da ben bir arkadaşıma öğle yemeğine gidince; “Hep orada mı kalacaksın?“ diye soruyordu. Ben; “Yok, bir tek öğle yemeğine gittim” deyince çok mutlu oluyordu.                                                                                                                                                                                Orada nereye gidersek gidelim merkez okul olmuştu. Okulları köy okulu olmasına rağmen, Türkiye’deki sayılı okullardandı. Tekvando salonu, 2 spor salonu vardı. Okulları çok büyüktü ve 300 öğrencisi, 35 öğretmeni vardı. Okulun tarlaları varmış, Hazret Şovmen vermiş. Onlara karpuz ekiliyormuş. O karpuzun geliri ile hem öğrencilerin öğle yemekleri karşılanıyormuş, hem de onları yazın kampa alıyorlarmış. 

Orası çok ağaçlık bir yer. Bir sürü ormanları var. Oralara piknik yapmaya gittik. Ormanların yanında da göl var. Gölün suyu az ama çok eğlendik. Göle girdik. Başka doğal güzellik ve tarihi eserleri çok güzel korunmuş. Şelaleleri, kanyonu, mağaraları da var ve çok iyi bakılmış bir durumda. 3 günlük Kıyı Boyu Şapsığ köylerine gezimiz vardı. Orada kampta kaldık, kampa dünyanın dört bir yanından çocuklar geliyordu. Oraya giderken yolda başka kamplara da uğradık, o kampların müzelerini gezdik. İlgimizi çeken bir çok şey vardı ama bu en ilginçlerindendi, bu kampta kalan çocuklar gemi yapmışlar, içine barış mesajları yazmışlar ve kıyıdan denize bırakmışlar ve bazı gemiler Japonya kıyılarına varmışlar. Kaldığımız kampta denize girdik. Denizi oldukça temizdi. Bir gün de aqua parka gittik. O günün devamında Şapsığ köyüne gittik. İlk önce şelaleye bakmaya gittik, asker arabası ile gittik, çok eğlenceli idi. Şelale çok güzeldi, insanlar fotoğraf çektiriyorlardı. 

1 Ağustos günü Maykop’a gittik. Çünkü 1 Ağustos sürgünden geri dönenlerin günü idi. Onu izledik. Nef grubu üyeleri vardı, oyun yaptılar. O gece ailelerde kaldık, ama Türkiye’den tekrar ana vatanına dönen ailelerde. Onlarda bize çok iyi baktılar. O yüzden onlara çok teşekkürler. Maykop müzesine gidince Çerkesler’in yaşamını daha iyi öğrendik. Adigey Cumhuriyeti’nde kaldığımız 14 gün, her gece düğün yaptık, çok eğlendik. 

Kısacası oradaki herkes bize çok iyi davrandı. Hocamız herkesin problemi ile ilgilendi. Öğretmenler bu kadar kısa zamanda Çerkesçe’yi öğretmek için çalıştılar. Kaldığımız aileler gerçek ailemiz gibi davrandı. Nalbi (okul müdürü) bizim yanımızdan hiç ayrılmadı, bize her şeyi anlatmaya çalıştı. Bence bütün Çerkesler gidip atalarının yaşadığı toprakları görmeli, çocuklarını böyle gezilere yollamalı, hem ana vatanını görüp hem de arkadaşlar edinmeleri için. Dönüşümüzde içimi bir burukluk kapladı, ben dönerken misafir olduğum aile beni göz yaşları ile uğurladı. Şimdi düşünüyorum da 2006’da hayatımın en güzel gezi ve tatilini bir arada yaptım. Hayatım boyunca da unutmayacağım. Hatta bir sonraki sene tekrar gidebilme planlarını yapmaya başladım. Ben bu 14 günlük programda bütün zamanını bizim sorunlarımızla birebir ilgilenen rehberimiz Eyüb BALOĞLU hocamıza, bizi davet eden ADİGEY CUMHURİYETİ’nin bütün yetkililerine, beni ağırlayan Luiza ve ailesine, BANAHAZ köyünün bütün insanlarına her şey için sonsuz TEŞEKKÜR ediyorum…İyi ki varmışsınız, iyi ki gitmişim… Saygılarımla… 

HANOĞA BERAT ASLI HAN                                           

Muncurlu Köyü ŞAPSIĞ Mh. – DÜZCE                                                               

Doğum Tarihi: 2 Ekim 1994 

 

Sayı : 2006 09