Demokratik Açılım ve Lazlar

0
462

Bir süredir ülkemizde “demokratik açılım” tartışmaları yürütülüyor. Türkiye’de yaşayan herkes gibi Lazlar da bu tartışmalara odaklanmış durumda. Bu açılımın denildiği gibi demokratik olabilmesi için bu topraklarda yaşayan bütün yurttaşların demokrasi talebini dikkate almalı ve var ola gelmiş dillere, kültürlere, kimliklere de eşit haklar sunup yaşam alanı açabilmeli. 

Demokratik açılım olarak kodlanan bu çabaların anlamını, samimiyetini ve demokratik olup olmadığını anlayabilmek için bütün bu soruların cevaplarını net olarak almak gerekiyor. Özellikle vurgulamak isteriz ki, Türkiye’de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan anadillerin acil olarak demokratik bir yaklaşımla sahiplenilmeye ihtiyacı vardır. Bu gündemde olan demokratik açılım demokrasi talebi olan öznelerin sürece katılmasını sağlayarak gerçek anlamda demokratik olabilir ve bu çerçevede ülkemiz için bir fırsat olabilir. 

Bir kamu kurumu olan TRT’nin 2004 yılında Türkiye’de konuşulan bazı anadillerde yayın yapmaya başlaması Türkiye açısından önemli bir başlangıçtı. Ne yazık ki Lazca, basında yer alan haberlerin aksine ve özellikle talepte bulunmamıza rağmen TV yayını yapılan diller arasında yer almadı. 

Tarihi İ.Ö. 4000 yıllarına varan Kolkhis uygarlığının günümüzdeki temsilcisi olan biz Lazlar açısından ise 2008 yılının ocak ayı bir milat özelliği taşıyordu. Cumhuriyet tarihinin Laz adıyla kurulan ilk derneği olan Laz Kültür Derneği, resmi makamlar nezdinde hiçbir engelleme ile karşılaşmaksızın tescil ediliyordu. 

1. Abdülhamit döneminde yaşayan ve Lazcayı yazı dili haline getirmeye çalışan Hopalı Laz aydını Faik Efendi’nin çalışmaları istibdat rejimi tarafından engellendi. 1929 yılında Soxumi’de yayınlanan ilk Lazca gazete “Mç’ita Murun3xi”nin Türkiye’ye girişi Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı. Okullarda çocukların Lazca konuşması engellendi, Lazca ile mücadele kolları kuruldu, aydınlar dahi çocuklarına Lazca öğretmekten çekindi. Bu şartlar altında yaşam mücadelesi veren Lazca, Kafkasya ve Karadeniz coğrafyasının kadim halkı Lazların dili ve kültürü yok olma tehdidi altındadır.

Faik Efendi’nin 19. yüzyılın sonunda başlattığı çalışmalar Cumhuriyet’ten sonra yeniden ancak 1993’te başlayabildi. O yıl Lazca müzik yapan “Zuğaşi Berepe” kuruldu. “Ogni” dergisi yayın hayatına başladı, yargılandı ve aklandı. Devam eden yıllarda Lazca sözlük ve gramer kitapları ile Mjora dergisi yayınlandı. Ne yazık ki bütün bu çalışmalar Lazcanın tehlike altında olan diller arasında yer almasına engel olamadı. 

2008 yılının son günlerinde TRT-6 televizyonu test yayınına başladı. Ancak ne yazık ki 2004 yılından beri takipçisi olduğumuz Lazca yayın noktasında ayrımcılık ve eşitsizlik devam ediyordu. 

2009 yılında TRT’ye karşı Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları arasında ayrımcılık ve eşitsizlik yarattığı, Lazca yayın talebimizi “altyapı yetersizliği” gibi içi boş bir gerekçeyle reddettiği için dava açılmıştır. Bu dava derneğimizin Cumhuriyet tarihindeki ilk olma özelliği ile paraleldir. Bu dava ile yine Lazlar ilk kez yargı mercileri nezdinde hak arama mücadelesini başlatmıştır. 

Laz Kültür Derneği olarak tüzüğümüzün öngördüğü çerçevede amacımız Laz dili ve kültürünü yaşatmaktır. Ülkemizin bu günlerde tartıştığı demokratik açılım gereği biz Lazlara uygulanan çifte standart ortadan kaldırılmalıdır. 

Türkiye’nin otokton halkı olan biz Lazlar yer isimlerimizin iadesini talep ediyoruz! Yaşadığımız coğrafyada çok sayıda yer adı değiştirildi, Lazca isimleri ile bir tarihi ve kişiliği olan ilçelerin, köylerin, mahallelerin, akarsuların isimleri değiştirildi ve halen daha değiştirilmeye devam ediliyor. Bu uygulamalar durdurulmalı ve yer isimleri iade edilmelidir. 

  

Devlet okullarında anadilimizin öğretilmesini, üniversitelerde Laz dili ve kültürü ile ilgili bölümler açılmasını talep ediyoruz! Dilimizin yaşaması için çocuklarımızın okullarda anadillerini öğrenmeleri elzemdir, ancak devlet desteği ile dilimizin ölümünün önüne geçilebilir. Bunun gerçekleşmesi için üniversitelerde Lazca ile ilgili çalışmalar teşvik edilmeli, Laz dili ve edebiyatı bölümleri açılmalıdır. 

TRT kurumunun Lazca yayın yapmasını talep ediyoruz! Bir kamu kurumu olan TRT yurttaşlar arasında ayrım yapmamalı, herkese eşit davranmalıdır. Televizyon yayınının bir dilin yaşaması için hayatsal önemi olduğu tartışmasızdır. 

İçeriği resmen açıklanmamış olsa da demokratik açılım paketi öncelikle ülkede konuşulan tüm anadilleri, farklı köken ve kültürel yapıdan gelen yurttaşları ve grupları kapsamalıdır. Aksi takdirde anayasal haklar ihlal edilmiş olacak yurttaşlar arasında olması gereken “eşitlik” ilkesi zedelenecektir. Yurttaşlar arasında eşitliğin sağlanması, farklılıklara saygı gösterilmesi, çoğulculuğun özümsenmesi ve hatta kültürel zenginliğimizin bir parçası olarak görülmesi sevgi ve barış içinde bir Türkiye ve dünyayı mümkün kılacaktır. 

Laz Kültür Derneği  

(İstanbul) 

 

Sayı : 2009 10