Kapana yakalanan bir tilki ağlayıp duruyormuş, bir yandan da kendi kendine söyleniyormuş:
-Biraz sonra avcı gelir, derimi yüzer, şimdi ben ne yapacağım, diye.
Böyle ağlayıp dururken oradan geçmekte olan yaşlıca bir tilki yanına yaklaşmış:
-Ağlama kardeşim, demiş, ben tuzaktan kurtulmak için yüz bir çare biliyorum. Bir tanesini sana söyleyeyim. “Avcı yanına gelince ölü taklidi yap, seni kapandan çıkarır çıkarmaz da kaçar gidersin.”
Koca tilki bunu söyledikten sonra oradan uzaklaşıp gitmiş. Kapandaki tilki avcı gelirken ölü taklidi yapmış, hiç kımıldamamış. Avcı, onu kapandan çıkarıp bir kenara koymuş; kapanı yeniden kurmak için uğraşmaya başlamış. Tilki de fırsattan yararlanarak fırlayıp kaçmış.
Aradan epeyce zaman geçtikten sonra bu kez de koca tilki kapana yakalanmış. Daha önce kapandan kurtardığı genç tilki de tesadüfen oradan geçiyorken onu görmüş. Koca tilki:
-Ben sana yardım etmiştim, şimdi de sen bana yardım et, demiş.
Genç tilki ne yapsın? Hiçbir kurtuluş yolu bilmiyormuş zaten.
-Hiçbir çare bilmiyorum ki, bilseydim, senin beni kurtardığın gibi ben de seni kurtarırdım, demiş. Sonra üzülerek devam etmiş:
-Sen yüz bir çare biliyorsun, bir tanesiyle beni kurtardın, şimdi yüz çaren daha var, demiş.
Koca tilki şöyle cevap vermiş:
-Sana yüz bir çare bildiğimi söylemiştim, ama ancak bir tane biliyordum, onu da sana söyledim, sen kurtuldun. Ama avcı da öğrenmiş oldu, artık onu kandıramayız, deyince genç tilki de ağlayarak onun yanına oturmuş.
Koca tilkiyi kurtaramamış.
Çerkes Masalları – Okyanus Yayınları
Çeviri: Yaşar Bağ
Sayı : 2009 10