CHP, TRT ve LAZCA

0
496

CHP’nin tek parti yönetiminin şekillendirdiği (..)  baskıcı politikalar anadilleri ölüme hazırladı. (..) Bu zaman zarfında Ubıhkça öldü. Lazca ölümün eşiğine geldi. Konuşanlarının sayısı nispeten daha fazla olan “Kürtçe” ise ancak gelişemeyerek günümüze ulaştı.

Resmî ideoloji ve resmi tarih tezleri, yalnızca Türkçe dışındaki anadilleri yok etmek için elinden geleni yapmadı, Türkçeyi de şekillendirmeye çalıştı, deforme etti. (..)

Sürpriz: CHP’den İngilizce Kursu

Geçtiğiz günlerde İngilizce kursu açan CHP’nin, İstanbul İl Başkanın düzenlediği basın toplantısında “İngilizce açılımımız hayırlı olsun. Biz dolu açılımlar yapıyoruz. ….” diyebilmesi, “Millî Şef” CHP’si ile hâlâ aynı paralellikte durduklarını açıkça gösteriyor. CHP’nin tek parti yönetiminin şekillendirdiği resmî ideoloji ve resmi tarih tezleriyle oluşan siyasal yapı; Türkiye’nin diğer anadillerini yok etmeye çalışmakla, Türkçeyi deforme ederek konuşanlarının anlaşamaz hale gelmesini sağlayıp ikinci plana itmekle kalmamış, İngilizce ile eğitimin de yolunu açmıştır. (..)

DSP-MHP-ANAP Hükümetinin hazırladığı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” (..) yürürlüğe girdi. (..) TRT’nin radyo ve televizyon yayınları ise, 7 Haziran 2004 Pazartesi günü Boşnakça ile başladı. Boşnakça, Arapça, Kırmançi, “Çerkezce” ve Zazaca TRT’nin sırasıyla yayın yapacağı anadillerdi. (..)

TRT Neden Lazca Yayın Yapmıyor?!

Lazca, TRT’nin yayın yaptığı diller arasında yoktu! Lazcayı çeşitli zeminlerde savunan insanlar, TRT’ye farklı zamanlarda çeşitli şekillerde başvurarak, TRT’nin Lazca yayınlara ne zaman başlayacağını, TRT Lazca yayın yapamayacaksa sebebini soran ve TRT’nin Lazca yayın yapması konusunda yardım, öneri ve ortak projeleri aktaran dilekçe ve makalelerine rağmen, TRT’den hiç ses çıkmadı. 9 Temmuz 2009 tarihli basına yansıyan habere göre; TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, (..) şöyle diyordu: “Lazlar için kanal açmaya gerek duymuyoruz. (..) Eğer Türkçe bilmeyen Lazlar ya da Çerkesler olsaydı onlar için de benzer bir çalışma yapılırdı. Ancak Lazların hepsi Türkçe de bildiği için böyle bir ihtiyaca gerek duymadık.(..) “ (..) Konunun bir pedagojik sorun, bir insan hakkı sorunu, bir sosyal devlet sorunu ve demokrasi sorunu olduğunu anlamaktan yoksun bir kişinin “Millî Şef”ten kalan ezberini bozmaya niyetinin olmadığını da böylece görüyoruz.

Kendi Gücüne Güvenmek ve Başkalarına Sırnaşmamak

Resmî ideoloji ve resmi tarih tezleri, Doğu Karadeniz ve Güney Batı Kafkasya’nın yerli dili olan Lazca’nın yaşatılması ve geliştirilmesi ve kurumsal olarak gelecek kuşaklara aktarılmasını engellemekle kalmadı, Lazcanın geliştirilip yaşatılmasına yönelik bilgi ve tecrübe birikiminin ortaya çıkartılmasını engelledi; korkular oluşturdu. Bunun bir sonucu da günümüzde anadili Lazcaya yabancılaşan, onu aşağılayan insan tiplerinin yanı sıra, emperyalist ABD ve AB’nin ikiyüzlülüğünün farkına varamayan bir aydın tipi de türedi. UNESCO ağzıyla konuşmak, AİHS’ne sığınmaya çalışmak Lazcayı yaşatmayacaktır.

(..) Görülüyor ki, Lazca ne “iktidar”ın ne de” muhalefet”in umurunda! Üstelik Lazcanın devrimi bekleyecek kadar ömrü yok! Açıkça görülen bir şey var: Lazca ölüyor!

Tılsım Kolektif Harekette

Sovyetler Birliğinde 1920’li yıllarda başlayan ancak 1940’lara varmadan engellenen, Lazca anadil dersleri ve Lazca gazete ile temelleri atılmış olan ve Lazcayı konuşmanın yanı sıra yazılı edebiyatı da olan bir dil haline getirme tecrübesi ile birlikte; Lazca şiir, Lazca gramer denemesi, Lazca tiyatro eseri, Lazca masal, Lazca anı çalışması ve Lazca roman alanında ilkleri sessizce üreten Munir Yılmaz Avcı, 2006 yılından bu yana internet üzerinden Lazca yazılı yayın yapan www.kolkhoba.org</strong>; Lazca üreten, emperyalist kuruluşlara ve resmî ideolojilere sırnaşmayan, şımarmayan ve yaptıklarıyla böbürlenmeyen herkesin bilgi, birikim ve deneyimleri bu alanda önemli bir başlangıç noktası olacaktır.

(..) Lazca gibi anadillerin yaşatılması mücadelesi (..) dünyayı tek dile götürmeye çalışarak robotlaştırıp sömürmek isteyen emperyalist-kapitalizme karşı da bir duruşun ifadesi olacaktır.

 

Sayı : 2009 11