Sonunda Becerdiler…

0
1331

Belliydi… 

Sonunda bunu da becerdiler! 

Diyasporadaki tüm Kafkas-Çerkes halklarını temsil etme şansı var iken, kendisini bir anda -işaret almış gibi- sadece Adığe-Abaza örgütlenmesine dönüştüren ancak Çerkesler’in varlığını, sesini dahi kendi dışındaki dünyaya ilet(e)meyen Kaf-Fed, geçen ay Alan Vakfı başkanının çıkışından sonra bu kez de Abhazya kökenli Abaza milliyetçileri ve bunları destekleyen Ergenekon kılıklı birilerinin darbesini yedi. 

Biliyorsunuz Çeçenler zaten 1990’lardaki savaş sırasında bunlar tarafından reddedilmiş, ya da kendilerini başka bir çizgiye çekmiş; Karaçaylar ve Dağıstanlılar nedense bu birliğe hiç dahil olmamışlardı. 

Bu ayrılma ile Adığe-Abaza ekseni de bitiyor muydu? Zaten bir süre öncesine dek çok aklı başında yazılar yazan bir takım Adığey kökenli fikir adamları da, tam anlamadıkları konularda yaptıkları sakil yorumlar yanında, Adığe dışında kimseyi tanımama ve onlarla vakit kaybetmemeyi, Abazalar’ın Adığeler’e ihtiyacı kalmadığını özellikle son aylarda nedense hep dillendirmekte idiler. 

Yakında olay önce sadece Adığey Adığelerine, daha sonra yalnızca örneğin Şapsığlara, öteki yakada ise sadece Abhazya (Apsuwa) Abazalarına kalırsa şaşırmayacağım. 

Ne tesadüfler ama!.. 

Aslında her şey çok basit değil miydi? 

İki kurum söz konusu idi. Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi ve Kaf-Fed (Kafkas Dernekleri Federasyonu). Uyumlu ve paslaşarak çalışmalarının yararı ve aslında bunun kaçınılmazlığı ortada durmakta iken bu iki kurum neyi paylaşamadı ya da kimler nerede anlaşamadılar? 

  

Kurumlar mı yoksa başkanlar mıydı sorun çıkaranlar? Kişisel bir şeyler mi vardı, kurumsal sorunlar mı? 

Her ne ise Abhazya söz konusu olduğunda kurumsal sorunların bir şekilde çözülmesi gerekmez mi idi, bireysel sorunlar ise teferruattan ibaret kalmaz mı idi!?.. 

Sonunda fena kapıştılar ve binlerce yıldır iç içe geçmiş kadim iki halkı bölme misyonunu ortalığa döküverdiler; kendilerince başardılar yani. 

Bunlar -her iki kesim- tüm bunları kendi iradeleri ile ve-veya politik misyonları gereği mi yaptılar? Yoksa birileri bunların arasındaki bu kişisel ve basit durumu halkların aleyhine ama kendi ideolojileri lehine mi kullandılar, kullanacaklar? 

Keşke şahsi sıkıntılarını tatmin için yapmış olsalardı bu yaptıklarını… 

Bu sürece şu ana dek biz müdahil olmadık, çünkü her ikisinin de kim olduğunu ve kimlerin işaretleriyle hareket ettiklerini tahmin edebiliyoruz. Ama bu hengâmede başka birileri var ki, bu yeni federasyona destek için balıklama tartışmalara daldılar, sanırsınız sadece halklarına, Abhazya’ya destek için. Neden daha önce hiç sesi çıkmayan bu zatlar bir anda ortalığa doluştular? 

Sonunda birikimlerini değerlendirecek bir alan mı bulmuşlardı? 

Yoksa birilerinden bu yolda hareket emri aldıkları için yıllardır sabırsızca beklemekte miydiler? 

  

Yoksa kişisel çıkar ve-veya tatminleri her şeyin önüne çıkmasındı!? 

Peki kim bunlar, samimiyetle bir şeylerin gerçekten daha iyi olacağına inanarak çalışanların yanındaki bu karanlık tipler? 

Tartışmanın öteki tarafında demokratikleşme için, halklarının hakları için talepkâr olmada geciken ve yetersiz kalan; kendileri dışındakilere sansür uygulayan, yok sayan, en küçük eleştiriyi hakaret algılayan; DÇB’nin devletleşmesine sessiz ve seyirci kalan; eleştiriler karşısında “biz iyiler ve bizden olmayan bozguncu kötüler” formülüne saplanan özünde de sözde “birlik” olan örgütlenmemiz. 

Bugünümüz ve yarınımız için yeterli midir bu tip örgütlülükler – liderler ve var olan durum, bugünlere dek yapılanlar?.. 

  

Birkaç adım daha fazla ve farklı adımlar atmak gerekmez mi?    

Diyasporamızın çoğunluğunu oluşturan Türkiye’de hırsızlık, partizanlık ve işsizlik; “Sarıkız”, “Ayışığı”, “Kafes” ve son olarak-sadece şu an için son tabii- “Balyoz” darbe planları. Demokratik yeniden yapılanmaya, “Açılım” a ısrarla “Kürt Açılımı” demeler vs. bizimkileri pek ilgilendirmiyor gibi. Alaycı yazılarla uğraş verenleri polemiğe zorlayan bizden bazılarının amacı anlaşılamıyor. Gelin hep birlikte yapalım dedik; kimseyi ve hiçbir kurumu reddetmedik. Bu hafif tarz nedir şimdi? 

Bu arada Medvedev Güney Rusya Federal Bölgesi’ni ikiye bölmüş ve yarattığı Kuzey Kafkas Federal Bölgesi’ne Adığey’i katmayıvermiş, bambaşka halkların bir arada olacağı, yalnızlaşacakları bir federal bölgeye bağlamış. Başkanlarımızdan Thakuşıne de olaya sadece ekonomik gözlükle baktığında haklı olabileceği şekilde bakmış ve memnun da olmuş.Ne gam!? 

Bizimkiler diyasporada daha önemli işlerle meşgul. Şahsi tatminler ve mat etmeler, bölmeler ve polemikler; yok saymalar; anlamadığı konularda ahkâm kesmeler; takma adlarla sanal ortamda bir avuç aydına saldırılar her şeyden çok ama çok daha önemli. 

Bunlardan, milyonlarla ifade edilebilen bunca enerjik kitleyi pasif, bölük pörçük ve etkisiz hale sokmayı becerenlerden başka ne bekliyorduk ki!? 

Hala aklı başında insanlarla bir araya gelip, bir genel durum değerlendirmesi yapmayı ve TC deki açılım konusunu yüz yüze tartışmayı bile başlatamayanlardan ne bekleyebilirdik ki başka!? 

  

Her şeye karşın, sizin aklınıza gelen şu sorular bizim de aklımıza gelmiyor değil hani: 

1- Yeni federasyon Kaf-Fed’den ümidi kesen Abhazya devletinin projesi olabilir mi? 

2- Yeni federasyon RF devletinin projesi olabilir mi? 

3- Yeni federasyon TC devletinin projesi olabilir mi? 

4- Yeni federasyon TC ve RF devletlerinin ortak projesi olabilir mi? 

5- Yeni federasyon RF, TC ve Abhazya devletlerinin ortak projesi olabilir mi? 

6- Yeni federasyon bir kesim Abhazya kökenli Abaza milliyetçisinin projesi olabilir mi? 

7- Yeni federasyon Kaf-Fed yanlış politikalarının ve liderliğinin “diyalog, dayanışma 

istemezük, yapılması gerekiyorsa biz yaparuk” zihniyetinin, yetersizliğinin eseri olabilir mi? 

8- Yeni federasyon Kaf-Fed ve Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi başkanlarının şahsi çekişmelerinin ve -tarih boyunca hep olduğu gibi- bundan yararlanan Adığe-Abaza birliğinden korkanların projesi olabilir mi? 

9- Yeni federasyon başka yeni ve iş yapmaz federasyonlarının önünü açıp, binlerce yıllık Kafkas halkları arasındaki birliğin, en azından sempati ve dayanışmanın bozulmasında esaslı bir işlevi olabilir mi? 

10- Yeni federasyon çok başarılı olup, karşı olan ve kuşku duyan herkesi utandırabilir mi? 

11- Yeni federasyon sayesinde Kaf-Fed gerçekten işe yarar ve kapsayıcı, demokratik, diyalogdan yana, iş üretir; Türkiye ve Dünya kamuoyuna milyonların sesini duyurabilir ve yalnızca Adığe ve Abazaları değil, tüm Kafkas halklarını temsil edebilir bir üst kurum olabilir mi? 

Siz bir zahmet yüzdeleyin ve bize de mail atın da bir bakalım. 

Ancak tüm bunlar bizim ümidimizi yok etmiyor, aksine “bir musibet bin nasihatten evladır” sözüne inanmamızı sağlıyor. 

Yeni bir Dünya kurulmakta ve biz de o yeni Dünyada onurla yerimizi alacağız. O zamana kadar bırakalım birileri kendilerini kandırmayı sürdürsünler. 

Yaşarsanız göreceksiniz! 

İstanbul, 22 Ocak 2010 

  

Sayı: 2010 02