Soçi’ye vahşetin maskotu yakışır

0
477
Rus Olimpiyat Komitesi’nin, Soçi’nin kanlı tarihini ve gerçek sahiplerini unutturmak amacıyla düzenlediği kampanyaya karşı, çevreye, tarihe, kimliğimize verilen ağır zarara karşı yürütülen farkındalık kampanyasına soykırımın birinci dereden sorumluları arasından seçilen Çar 1.Nikola, Çar II.Alexander gibi figürler sunuldu

Soçi’nin gizlenen trajik geçmişi

Rusya, Putin ve Medvedev’in kayak teleferiğinde otururken ya da yamaçların üzerindeki kafelerde sohbet ederken fotoğraflarını çekerek Soçi’yi bir kayak noktası olarak tanıtıyor.
Rusya’nın Gazprom, Sberbank ve İnterros gibi büyük şirketleri Soçi’deki olimpiyatlara ev sahipliği yapacak 3 dinlenme tesisine yatırım yapıyor. Karadeniz’in yukarısında, Kafkasya dağlarının eteklerinde yer alan bu dev inşaat alanının onlarca yıl süren savaş ve etnik sürgünle mimlenmiş fırtınalı bir geçmişi var.
Valter German’ın Estonyalı dedeleri, Soçi’nin yukarısındaki dağlara geldiklerinde çar orduları tarafından kovulmuş yerli halkın izlerini taşıyan kırsal bir vadi keşfetmişler. German’ın dedeleri, 19. yüzyılın sonlarında Esto-Sadok (Estonya Bahçesi) köyünü kurmuş.
Estonyalılar, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına kadar bu güzel vadide etnik çoğunluk olarak yaşamış. Köyün ana faaliyet konusu arı çiftlikleriymiş.
“Yerli halktan kalan asırlık armut ve ceviz ağaçlarını çocukluğumdan hatırlıyorum.” diyor German.
Oysa bu huzurlu yer, dramatik bir tarihi gizliyordu. Geleceğin kayak merkezi, o zamanlar Çerkesya denen bölgenin bir parçasıydı. Tarihçi Samir Khotko, Çerkesya’nın o zamanlar Kafkasya’daki en büyük ülke (neredeyse bugünkü Portekiz büyüklüğünde) olduğunu belirtiyor.
Kafkasya savaşının bitiminde, 21 Mayıs 1864’te çar birlikleri Etno-Sadok’un aşağısındaki ırmağın civarında büyük bir askeri geçit töreni sahneledi.
Rusya’da yaşayan Çerkeslerin bir kısmı Soçi olimpiyatlarına karşı çıkmıyor olsa da diğerleri, görünen ‘ortak hafıza kaybını’ dedelerinin suratlarına atılmış bir tokat olarak değerlendiriyor.
Samir Khotko şunları söylüyor: “Böyle bir ülke ve böyle bir halk olduğunu herkes gayet iyi biliyor, ama müzakere etmek istemiyor. Parmağınızı Soçi’ye batırdığınızda Çerkes trajedisine de batırmış olursunuz. Öfkeye neden olan ise görmezden gelinmesidir.”
Çeviri: Serap Canbek

Sayı : 2012 03