Kuzey Kafkasya sülale adları ve damgaları – I

0
14666
Bu çalışma, 1990’lı yılların sonunda kendi kişisel merakım ve arşivimi oluşturmak, İKKD’nin duvar gazetesini zenginleştirmek amacıyla başlamıştı. 2000’li yıllarda kitaplaştırmak için harekete geçmiş ancak teknik bazı sebeplerden dolayı literatürdeki yerini alamamıştı.
Şüphesiz, bu çalışma ne ilk ne de son olacaktır.  “Bu ön çalışmanın korunup geliştirileceğine, araştırılıp öğrenileceğine yürekten inanarak” sizlerle paylaşıyorum.
Kafkasyalı toplumlarda, biz burada Kuzey Kafkasyalıları ele alacağız, sülale adı ve tarihine sahip olmak, onu bir sonraki kuşağa aktarmak çok önemlidir. İster anavatanda ister diasporada olsun hangi boya ve soya ait olduğunu bilir. Aynı soyadını taşıyan herkes birbirini akraba sayar ve klan içi evliliklere izin verilmez. Çerkeslerin toplumsal yapısı soy topluluğu (klan) özelliği taşır. Ortak bir atadan geldiğine inanan ve aynı soyadını taşıyan aileler soy topluluklarını (lhepk) oluşturmaktadır. Her lhepk’in eşyalara ve hayvanlara vurulmak üzere en az iki adet damgası bulunur. (Damığa)
Klan özelliği taşıyan diğer uluslar; Arnavutlar (fis) , İskoçlar, İrlandalılardır. Klan konusuna daha sonra değineceğiz.
Soyadı, batıda ilk kez 14. yüzyılın ikinci çeyreğinde (1375) gözükmüştür. Soyadı kullanımı , ilk kez Fransa ve İtalya’da XI ve XII. yüzyılda gerçekleşmiştir. Çin’de rivayete göre; İmparator Fu Xi zamanında yaklaşık olarak 2852 M.Ö. ‘de kullanıldı. İmparator, isimlendirme sistemini hayata geçirdi. Ancak Shang Hanedanı dönemine kadar kullanılan isimler Ana soyluydu.
Keza Kızılderililerde de ana soylu bir isimlendirme söz konusuydu. Özelikle Apalaş Dağlarının doğusunda kalan kabilelere, çocuk annesinin klanına aitti. Baba evlendikten sonra eşinin klanına geçiyordu. Klan adları , hayvan isimlerinden oluşmaktaydı.
Modern çağda, dünya çapında pek çok kültürde özellikle Avrupa, emperyalist çağında ve özellikle 17-19. yüzyılda özellikle idari nedenlerle, aile adlarını kullanarak uygulamasını benimsedi.  Soyadı kanunları 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başladı: Hollanda (1811), Japonya (1870), Tayland (1920) ve Türkiye (1934) sayılabilir. Bununla birlikte, evrenselleşmedi: İzlandalılar, Tibetliler, Birmanya, Cava ve Doğu Afrika’da birçok insan grupları aile isimleri kullanmazlar.
Kafkasya’ya Medeniyeti getirdiği iddiasına sahip olan Rusya’da ise soyadı kullanma sadece feodallerin hakkıydı. Emekçiler ise ancak 1861 yılında köleliğin kaldırılmasıyla bu hakka kavuşmuştur. Ekim Devriminden önce Kırgız, Özbek ve Türkmen gibi halkların soyadı yoktu. Çerkesler dışında pek çok toplum, soy adlarıyla değil, mensup oldukları köy adlarını, baba veya dede adlarını aile adı olarak kullanmış, lakaplarıyla ön plana çıkmıştır.
Bir noktaya özellikle değinmek gerekir. Evet, soyadı modern çağın getirdiği bir etikettir. Türkler başta olmak üzere pek çok toplumda lakaplar, baba adları aileyi veya bireyi tanımlamaya yönelik kullanılıyordu. Ancak, hiç biri Kafkasyalılardaki kullanmaa şekline ve belirgin bir sülale adına sahip değildi. Bu yüzden sülale adlarının varlığı , bizim toplumumuzda bir etiketten öte , bir kimlikti.
Çerkes (Tüm Kuzey Kafkasyalılar için kullanıyorum) soyadları diğer uluslarda olduğu gibi toplumsal ilişkilere bağlı olarak oluşmuştu. Çerkes  soyadlarının türeyişleri, anlamları ve yapılarına göre oluşumlarında etken olan özellikler şunlardır:
Hayvan adlarından türetilenler
Bu tür soyadlarının kullanılmasının nedeni, hastalıklardan, ölümden ve   nazardan korunma isteği ve hayvanda bulunan bazı özelliklere sahip olunacağına inanılarak alınmıştır.
 Mışe, Bace, Dığuj /Tığuj, Bleğoj, Dombey, Cedu / Gedu, Dzığo /Tsığo, vs.)
Kişinin görünüşüne, hareket ve tavırlarına göre oluşmuş sülale adları
(Daxe, Ts’ıuk, Lheşako, Fıj v.s.)
Ata adından türetilen sülale adları
Pek çok sülale adı, Ata adından gelmektedir. Anlamı ne olursa olsun sülale adları, Ata adı, ataya verilen lakaplardan meydana gelmiştir. Çerkes olmayan bir çok toplumda bu var ama bir soyadı olduğu anlamına gelmez. Ayrıca bunlar zaman içinde oluşmuş sülale adları asıl sülalerin altlarında oluşmuş sülalelerdir diğer halkların soyadlarıyla bir tutulamaz. Örnek: Türklerdeki Hacı Rıfatoğulları sülalesi / Uzuntarladaki Hacırifatiko sülalesi (alt sülale)
(Abas, Abdurrehman, Astemır, Alhas vs.)
Etnonim adlardan türetilen soyadları
Bunlar İnsanların hangi boya, millete mensup olduklarını gösteren soyadlarıdır. Bu tür soyadları azınlık olarak kalmış sülalelerce kullanılmıştır.
(Abaze, Avar, Agoy (Şapsığ boyu), Aksıre (Tatarca bir kelimedir), Dıgorlı (Digor-lu), Yermelı (Ermeni), Jane, Kabarda, Sone (Svan), Neğoy (Nogay) vs.)
Coğrafi terimlerin kullanılmasıyla oluşturulmuş soyadları
Altud, Arvan,Dombey (Karaçay-Çerkes’te bir bölge) Mezdegu (Mozdok), Şecem, Meşıko (Kabardey-Balkar’da bulunan tepe grubu) vs.
Dini ve mitolojik kökenli soyadları
(Şogen, Jıne, Yislam, Merem, Mola, Yefendi, Karden, Nartoko, Nartıj, Nartşaw, Lhepş vs.)
Meslekle ilgili soyadlar
(Şınaho, Şıbzıho , Ğukel’, Dışek’, Bjaho, Vakaş’e, Ceguako, Wusta, Şk’aho, Şık’ebaho, Şıho vs.)
Başka dillerden alınan soyadları
Aliy, Alişa, Mirza, Tırkuav, Vumar vs.
Toplumsal saygınlığı ve toplum içindeki statüyü belirleyen soyadları da bulunmaktadır Bu tür soyadlarının oluşmasında kötülüğü görülenlerin kınanması ve toplumsal hafızada yer edinmesi amacı ön plandadır ancak zamanla bu soyadları gerçek anlamlarını yitirdi: Deleko, Wanetığu, vs.
Ayrıca statüsel soyadları bulunmaktadır: Pşımaf, Tume gibi.
Bunlar ilk başta tespit edebildiklerimizdir. Ayrıca, birbirlerinden derin vadiler ve coğrafi engellerle ayrılmış olmalarına rağmen Kafkas halkları arasında yer değiştirmeler olmuş ve bir çok aile, mensubu olduğu halkın dışında yerleşme imkanı bulmuştur. Bu tür yapılanmalarda kan davasından kaçma, ekonomik sıkıntılar ve feodal beyin baskısı önemli faktörlerdir. Kafkas Rus savaşları neticesinde pek çok soy mensubu olduğu boyun dağılmasıyla nispeten büyük soylar halinde yakın boylara karışarak varlıklarını sürdürmektedir. Natuhaylar bu durumun en iyi örneğini teşkil etmektedir: Şehetl, Yerguj, Karzeg ve Vorkoj gibi sülaleler bugün Şapsığ boyunun içinde varlığını sürdürmektedir.
Dağıtsana kadar olan sahada ortak sülalelere , geçişlere sıklıkla rastlanmaktadır.
Dağıstanda ise; dini ya da savaş sonrası sebeplerden dolayı, diğer uluslardan sülalelere rastlamak mümkündür.
Bununla beraber, çok fazla büyüyen soylar zaman içinde bölünerek kardeş sülaleleri meydana getirmiştir. Bazı kelimeler de örneğin Cate (Kılıç), başka soyların adlarında ortak öğeye dönüşmüştür: Cetaw (Ketaw, Çetaw), Caterıve, Cateğaj, Catoko, Catej, Catejoko
Yukarıdaki bilgiler, Adigeler için verilmişte olsa, diğer ulusların sülale adlarına ve özelliklerine de ayrıca değineceğim.
Devam edecek.
nart.jineps@gmail.com
(Yorum , önerileriniz ve damgalarınızı iletmeniz için mail adresim yenilenmiştir.)

Sayı: 2012 05
Yayınlanma Tarihi: 2012-05-01 00:00:00