Kafkasya’ya alınmadı, kilitli odada tutuldu

0
472

“Çerkeslerin sorunlarına eğildikleri için ve hatta sadece Çerkes oldukları için çok daha büyük sıkıntılar yaşayan, baskı gören, yaşamından olan insanlar olduğunu biliyoruz. Bunların yanında, bir süre seyahat özgürlüğümüzün engellenmesi çok küçük bir bedel” diyen Erdoğan Boz, yaşananları Jıneps’e anlattı.

– Kafkasya seyahatinizde başınıza gelenleri paylaşır mısınız?
– İsterseniz başıma gelenlerden önce kısaca bu seyahatin nedeninden bahsedeyim. 26- 28 Kasım tarihleri arasında Karaçay- Çerkes Cumhuriyeti Beşeri Bilimler Enstitüsü tarafından artık aramızda olmayan saygın bir biliminsanı olan Mıjey Mihail anısına bir Çerkes halkbilim sempozyumu düzenlendi. Ben de çalışma alanıma giren bir konu olduğu için “Türkiyeli Çerkeslerin Literatür ve Söylemlerinde Yanlış Etimoloji ve Dilin Mitleştirilmesi” başlıklı bir tebliğ sumak üzere başvurmuş ve sempozyuma kabul edilmiştim.
Dolayısıyla, 24 Kasım gecesi, sempozyumun düzenleneceği Karaçay- Çerkes’e gitmek üzere sempozyuma katılacak birkaç biliminsanı ve İstanbul’da Adıge Dil Derneği tarafından düzenlenen toplantıdan dönmekte olan, tesadüfen karşılaştığımız bir grupla birlikte, uçakla Kabardey- Balkar’daki Mineralnye Vody havaalanına gittik.
Gece üç dolaylarında ulaştığımız havaalanında herkes gibi pasaport kontrol gişesinde sıraya girdim. Sıra bana geldiğinde pasaportumu görevliye uzattım. Bir süre bekledikten sonra göreli Rusça bir şeyler söyledi. Rusça bilmediğimi ifade edince el işaretleriyle arkaya geçmemi istedi. Daha sonra, sorunun ne olduğunu, neden bekletildiğimi sordum. Net bir cevap alamadan bir süre daha bekletildim. Bu arada birlikte olduğumuz arkadaşlardan Hatıjıko Valeri dışında hepsi geçiş yapmış. Valeri’den de beklemesi istenmişti. Neden bekletildiğimize dair kısa bir konuşmadan sonra birlikte beklemeye koyulduk. (Hatıjıko’nun bir süre daha bekletilip, sorgulandıktan sonra girişine izin verildiğini sonradan öğrendim.)
Yarım saat kadar sonra Rusça bir şeyler söylemeye başladılar. Tekrar Rusça bilmeğimi, Çerkesce, Türkçe ya da İngilizce konuşan birileri olup olmadığını sordum. Bir görevli el işaretleri ve az bir Türkçeyle “Rusya sana yasak” dedikten sonra “İstanbul, uçak” gibi şeyler söyledi. Daha sonra biraz İngilizce bilen bir görevli, Rusya’ya girişime izin verilmeyeceğini, Türkiye’ye geri gönderileceğimi, o zamana kadar bir odada kalacağımı söyledi. Defalarca kez gerekçe sormama rağmen, bana kendilerinin bunu bilmediği, dilersem Türkiye’ye dönüşümde Rusya Büyükelçiliği’nden öğrenebileceğim söylendi ve “Moskova” dışında hiç bir gerekçe açıklanmadı. Kısa bir süre sonra gelen bir görevli, daha önce Rusya’ya gidip gitmediğim, ne amaçla gittiğim gibi basit birkaç soru sordu ve bu arada parmak izim alındı.
Sonrasında, daha önce söylendiği gibi, havaalanı içinde bulunan bir odaya koyulum ve üzerime kapı kilitlendikten sonra dışarı çıkmama izin verilmeden iki gün bu odada tutuldum. İki gün sonra İstanbul’a giden ilk uçakla geri gönderildim.

– Başınıza gelen bu olayın KAFFED başkanlığına aday olmanız ile ilişkili olduğunu düşünüyor musunuz ?
– Doğrudan KAFFED başkan adaylığımla olmasa da, bu adaylığın da içinde bulunduğu daha uzun bir süreçle ilgilisi olduğunu düşünüyorum. Bildiğiniz gibi biz Ankara Çerkes Derneği olarak son birkaç yıldır KAFFED’’in genel çizgisinin dışında, özellikle Rusya’nın Çerkeslerle ilgili politikalarını ve DÇB’nin bu konudaki tutumunu doğrudan eleştiriyoruz. Bunu derneğimizin web sayfası başta olmak üzere pek çok farklı kanaldan, pek çok farklı platformda yönetim kurulu olarak beyan ettik. Ayrıca bizimle benzer kaygılar taşıyan bir grup arkadaşımızla birlikte yönetimine aday olduğumuz ve bazı DÇB yöneticilerinin de bizzat izlediği KAFFED seçimlerinde konuyla ilgili düşüncelerimizi bizzat deklare ettim. Dolayısıyla, tekrar etmek gerekirse, KAFFED adaylığım olmasa da, bu süreç içindeki söylemlerimiz ve eylemlerimizin bu olayla ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Hatta aklıma başka bir neden de gelmiyor.

– Havaalanında bulunduğunuz sırada kafkasya ve diaspora tepkisi nasıl oldu, bu tepkileri nasıl yorumluyorsunuz?
– Kesinlikle çok hızlı ve doğru tepkiler geliştirildiğini düşünüyorum. Aslında benim başıma gelen bu olay, ilk geri çevirme ya da sınır dışı olayı değil. Daha önce de bu tür olaylar yaşandığını hepimiz biliyoruz. Fakat başına benzer olaylar gelen bireyler bunu doğrudan Çerkes kamuoyuyla paylaşmadıkları için, böyle bir durumda neler yapılabileceği ya da ne yapılması gerektiğiyle ilgili ben de dahil neredeyse kimsenin bir fikri olduğunu sanmıyorum.
Rusya’ya girişime izin verilmediğini öğrenir öğrenmez ilk fırsatta öncelikle davetlisi olduğum sempozyum organizasyon komitesine haber verdim. Hemen ardından ne gibi bir etkisi olacağını dahi bilmeden Facebook hesabımdan durumumu paylaştım. Sabahın ilk saatlerinden itibaren oldukça spontan tepkiler gelişmeye başladı. Önce İKKD’den yönetim kurulu adına kınama bildiren bir açıklama geldi. Bunu Kayseri Kafkas Derneği, Ankara Çerkes Derneği, KAFFED, Çer- Fed, Kafkasya Forumu, DÇH, ÇDP, İÇD gibi başka organizasyonların yazılı tepkileri izledi. Tanıdığım, tanımadığım pek çok insan sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getirdi, mesajlar yazdı. Daha sonra hem Türkiye’den hem de Kafkasya’dan yoğun girişimler başladı. Üyesi olduğum Ankara Çerkes Derneği, KAFFED, sempozyum organizasyon komitesi ve başka pek çok kurum ve kişi resmi girişimlerde bulundu, yetkililerle temas kurdu. Basına ulaşıldı ve Çerkesce, Türkçe, Rusça, İngilizce yayın yapan pek çok haber sitesi konuyu haber yaptı.
Kısacası, her zaman başımıza gelen bir şey olmasına rağmen, her zaman görmezden geldiğimiz, üzerinde pek durmadığımız ve hazırlıksız olduğuz bir konuda bu tepkiler bana kesinlikle doğru tepkiler gibi geliyor. En azından bundan sonra olabilecek benzer şeyler konusunda bir deneyim kazandırmış oldu. Herkes bunun kendi başına da gelebilecek bir şey olduğunu ve sonsuza kadar buna sessiz kalamayacağımızı gördü sanıyorum.

– Bundan sonra birey olarak nasıl bir davranış modeliniz olacak ve kurumlarımızdan beklentiniz nedir?
Bundan sonra da şimdiye kadar davrandığım gibi davranmaya devam edeceğim. Doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri söyleyip, ideallerimi gerçekleştirmeye çalışacağım. Konu özelindeyse, her türlü yasal ve resmi girişimde bulunarak sonuna kadar takip edeceğim.
Kafkasya’da, Çerkeslerin sorunlarına eğildikleri için ve hatta sadece Çerkes oldukları için çok daha büyük sıkıntılar yaşayan, baskı gören, yaşamından olan insanlar olduğunu biliyoruz. Bunların yanında, bir süre seyahat özgürlüğümüzün engellenmesi çok küçük bir bedel. Ayrıca, Rusya birkaçımızın girişine izin vermeyebilir fakat hiç bir zaman bütün Çerkesleri kendi vatanlarına girmekten alıkoyamaz. Dolayısıyla kurumlarımızdan beklentim bu olayın benim başına gelen münferit bir olay olmadığını, çok daha büyük bir meselenin bir parçası olduğunu görerek bu yönde adım atmaları. Bu adımların neler olacağına elbette her kurum kendisi, kendi politik çizgisine göre kendi karar alma mekanizmalarını işleterek karar verecek ve uygulamaya koyacaktır.
Bu vesileyle, bu konuda doğrudan ya da dolaylı olarak bana destek olan, girişimlerde bulunan, bir odada kilitli bulunduğum iki gün içindeki sıkıntımı azaltmaya çalışan herkese sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.

 

 

Uzunyaylalı olan Erdoğan Boz yaklaşık 3 yıldır Ankara Çerkes Derneği yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Aynı zamanda Antropoloji alanında doktora tezi yazıyor. Tezinin konusu da Çerkesler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz