1988 kışı…
Teslim etmeden sadece birkaç gün önce kendinde emanet olanı, son günlerinde onurlu ama bir o kadar zor yaşamının, dedem Atlheskir Adil ile birlikteyiz Ankara GATA hastanesinde…
Yarıyıl tatilinde okulum ve gündüzleri refakatçisiyim dedemin…
Hacı Adil, yaklaşmamı istedi yamacına.
“Sana bir şey anlatmam lazım” dedi, “daha önce kimseye anlatmadığım”…
Adıgebze bilen torunlarından biri olabilseydim daha rahat ederdi elbette ama telaşı yüzünden belliydi. Türkçe bile olsa anlatmalıydı olup biteni. Kendi çocuklarına anlatmadığını öğrenmeliydi onların çocukları ve daha sonrası…
1934 yılı…
Soyadı kanunu çıkmış, herkesin kendileri için seçtiği soyadını bildirmesi istenmiştir. Genç yaşına rağmen onu görevlendirir aile, okuma yazma bildiği ve Türkçeyi konuşabildiği için…
“ATLHESKİR” yazar ilk başvuruda… Reddedilir, Atlheskir Türkçe bir isim değildir.
“En azından onu anladılar“ der kendi kendine ve Türkçeye benzetmeye çalışarak “ALESKİR” olarak yapar ikinci başvuruyu.
Reddedilir, gerekçe aynı…
Kabul edileceğinden emin, “ALASKER” yazar üçüncü denemede…
Bir zaman sonra, bir kağıt gelir hükümetten, üzerinde kesin bir emir:
“Şu gün, şu saate kadar filanca hükümet binasına bu kağıt ile gelinmesi emrolunur.”
Kalkar gider çağrıldığı yere ve daha kapısında iken binanın, yaka paça edilerek bir odaya alınır.
Odada bir masa, masada bir adam, adama takdim edilir Atlheskir Adil…
“Komünisti getirdik efendim”
O yılların Türkiye’sinde bir adamın AL-ASKER diye soyadı almak istemesi yeterlidir kominist sayılması için…
Güç bela anlatır derdini, Türkçeleştirmeye çalışmıştır atalarının ezelden beri taşıdığı sülale adını…
“AL ASKER niye kızıl asker olsun? Yüzü al, sağlıklı asker olamaz mı?” diye savunur kendini…
“Madem öyle” der masada oturan kendinden emin,
“Yazın! DİNÇER olacak bu adamın ve ailesinin soyadı.”
ATLHESKİR ailesinin sürgünde ayrı düşmüş parçalarından biri, DİNÇER soyadını taşır o günden beri…
Atlheskir Adil’in Adıgebze bilmeyen torununa anlattığı bu anı, onun ardından torunu tarafından anlatılmıştır ailenin büyüklerine…
Aynı yıllardır Jirkov yönetimindeki Bulgaristan’da Türklerin isimlerinin zorla değiştirilmesi…
Adil’in torunu, o dönem dillendirmemiştir çok ama tüm arkadaşlarından fazla anlamıştır yaşanılan dramın boyutunu ve hepsinden fazla üzülmüştür Bulgaristan Türkleri için…
O günden beri merak eder, soyadları Öztürk, Cantürk, Türkay, Türkoğlu, Türk olan Çerkeslerin bilinmeyen hikayelerini
…………
2014 kışı…
İstanbul’da bir evde buluştu paramparça olmuş Atlheskirlerden küçük bir grup…
Taşıdıkları kimliklerde soyadları DİNÇER, EKER, ATLASKİROVA ve ATLASKİROV olanlar oturdular sofraya…
Atlheskirlerin ASKER soyadını taşıyan oğlu da orada olacaktı yetişebilseydi Eskişehir’den…
Ailenin gelini, Şoqulların kızı kurdu sofrayı. Onun hikayesi bilinmez ama eski kimliğinde AYDEMİR yazıyordu gerçekte ŞOQUL yazması gereken yerde…
Kimliklerinde yazılan soyadları farklı olanların hepsi o gece tanıştılar…
Kimliklerinde ne yazarsa yazsın, hepsi iyi biliyordu aslında ATLHESKİR olduklarını…
Zefes yaptılar Atlheskirler …
Karar verdiler, bir sonraki buluşma Vatan’da olacak…
Yüz elli yıllık ayrılık, başladığı yerde sonlanacak…
Atlheskir Janberd Dinçer