İşte fırsat, haydi Çerkeslik yapalım

0
416

Şartlar iyi değil, ama alışığız biz bu şartlara. Daha kötü şartlarda da bir arada olma iradesini gösterebildiğimiz bir tarihe sahibiz ve tarihin bize miras bıraktığı tecrübeyle bu şartları aşabiliriz. Aşmak zorundayız da biraz. Tükenecek çok şeyimiz kalmadı, bu noktadan sonra artık ya “iradesini ortaya koyabilen bir HALK” ya da “kopan gürültülerin sancısında yiten bir HALK” olacağız. Bu kötü şartların, oluşabilecek en iyi atmosferlerinden biri gelişiyor. Örgüt temsilcileri, farklılıklarından ziyade ortaklıklarından bahsedip, neden bir araya gelmemiz gerektiğini seslendiriyorlar. Doğru söylüyorlar, çünkü artık “yok olmak” bir hikayeden daha yakın, çünkü artık yok oluşun fiziği gözümüzü kaçıramayacağımız kadar yakınımızda. Burnumuzun dibinde. Bunu göremeyenlerin ortak yönü, kendi tarihinden kopuk olmalarından başka nasıl izah edilir?

Bireyin yaşamdan beklentileri ve toplumu için özel endişe ve arzuları olsa da, toplumu kendini yok eden bir krizin içindeyken bireysel algılarıyla hareket ederek bu krizi derinleştirmenin başka nasıl bir izahı olacaktır. Bu krizi her zamankinden daha fazla dikkate almalıyız ve her zamankinden daha fazla ödün vermeliyiz kendimizden, vermeliyiz ki; bu kriz bizi bitirmesin, biz bu krizi bitirelim. Şimdi toplumu adına endişe duyduğunu beyan eden, bunun için örgütlenen, düşünen, çabalayan her insanımızın görevi, toplumu bir araya getirecek fedakarlığı kendinden, örgütünden, çevresinden başlayarak topluma nüfuz ettirmektir. Bunu bir şekilde reddetmek, bugün olgunlaşan büyük bir fırsatı deperek yarın iliğimize kadar dayanan krizde pay sahibi olmak olabilir. Bu sorumluluk iyice düşünülerek hareket edilmelidir. Kriz ne kadar derine nüfuz ederse etsin, yarın o krizi hisseden her Çerkes bireyi, bugün yapılan yanlışın hesabını, bu krizin derinleşmesinde pay sahibi olacak herkese tek tek soracaktır. Dilimiz, kültürümüz ve bilincimiz yitse bile, tarihimiz kalacaktır nihayetinde. Tarihte krizin sorumlularını arayan ve hesap soracak olan nesillerde çıkacaktır. Bu zamandan sonra hiçbir şey, bir bilinmez olarak asla kalmayacaktır. Tüm bunları düşünmek “dün” “bugüne” ve “yarına” karşı sorumlu olmak anlamını taşır.

Bizler, bugün dünden gelen müştereklerimiz etrafında, bireysel farklılıklarımızı bir kenara koyarak bugünleri oluşturabilirsek, yarınlar için yükselen bir umudun başlangıcı olabiliriz. Bugün, bunu yapmamız için tüm şartlar ortadadır. Buna engel olacak tek şey, bu şartlara uygun davranmamak, bireysel farklılıklarımızı toplumsal uzlaşmamız önünde engel tutmaktan başka hiçbir şey değildir. O halde sesleniyorum; daha fazla tükenecek bir şeyi kalmayan halkımız için üretin(!) birlikteliğimizin, irademizin şartlarını üretin ey Çerkes halkının aydınları. Bu artık hepimizin boynunda, yarına ödememiz gereken bir borçtur!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz