Zaman geçip gidiyor, yaşam ve önümüzdeki koşullar sürekli bir değişim içerisinde. Vatana dönüş günden güne daha da zorlaşıyor, fakat bizim halimize bakınca ortada telaşlanacak bir durum yok sanırsınız.
Bıkmadan usanmadan sofra ve yemek resimleri, halive ve psihalive resimleri paylaşıyoruz. (Bunun bizim kültürümüzde ayıp olduğunu, imrenen veya o sofrayı kuramayan olabileceğini dahi düşünmüyoruz.)
Mütemadiyen düğün eğlence resimleri paylaşıyoruz, bunlarla günü kurtardığımızı sanıyor, kendimizi kandırıyor, oynayıp oyalanıyoruz.
Fakat hayat internetteki gibi bir oynama ve oyalanma alanı değil ne yazık ki.
Girdiğimiz yeni yıl ile birlikte yeni yasalar yürürlüğe girdi. Vatanda yaşamak için oturum başvurusu yaptığınızda veya oturum hakkı kazanmışsanız dahi bunun süresini uzatmak istediğinizde, Rusça dil sınavına gireceksiniz. (Ki söylenenlere göre bu sınav iyi dil bilenlerin dahi veremeyeceği kadar zor.)
Bu yasa çıkmadan önce iki yıl Duma’da bekledi. O günden bugüne defalarca yazdık, çizdik, hatırlatmada bulunduk bu yasanın getireceği sıkıntılar hakkında.
Yasadaki “Rusça bilme zorunluluğu” ifadesinin değiştirilerek, “Federasyonun resmi dillerinden birisini bilme” ibaresinin konulmasi için Moskova’daki cumhuriyet senatörleri tarafından öneri götürülmesi gerektiğini defalarca söyledik. Fakat hiç kimsenin hiçbir şey umurunda değil.
Ne “dönün” diyenlerin umurunda bu olup bitenler, ne de “döneceğiz” diyenlerin.
Bugün geldiğimiz nokta şudur: Artık dönüş işi tamamen durma noktasına geldi diyebiliriz. Fakat daha vahim olan ise; dönmüş olanların dahi bu sınavı veremediklerinde birer ikişer vatanı terketmek zorunda kalacakları gerçeğidir.
Bir süre sonra bu zorunluluğa “Rusya anayasasını bilme, tarihini bilme” mecburiyetlerinin ve sınavlarının da ekleneceğini unutmayalım.
İşte o zaman hepimizin yeterince zamanı olacak psihalive ve halive resimleri ile donatılmış sofra ve ziyafet resimleri paylaşmaya, nasıl güzel oynadığımızı gösteren videolar koyarak birbirimize caka satmaya.
Dünya değişiyor, halklar gelişiyor ve ileri gidiyor, fakat görünen o ki biz otuz sene önce durduğumuz yere geri dönüyoruz adım adım.
Ergün Yıldız Babug