-Neden HDP aday adayısınız?
– Ülkemizde işçi, emekçi, kadınlar, gençler ve tüm toplumsal dinamikler üzerinde her geçen gün artan faşizan baskılara ve farklı inançları, halkları yoksayan devlet anlayışına karşı önerilen demokratik bir cumhuriyet ve buna bağlı olarak demokratik özerklik projesini gerçekleştirme mücadelesinde HDP’yi daha fazla güçlendirmek ve daha geniş toplumsal dinamikler yaratabilmek için, bu mücadeleye katkı sunmak amacıyla katıldım.
-Diğer partileri veya bağımsız adaylığı neden düşünmediniz? Diğer partilerden Çerkes aday adaylığını ve bağımsız adaylığı değerlendirir misiniz?
– Öncelikle benim siyasi partilere yaklaşımım devletin resmi kuruluş ideolojisiyle ilişkilerine bağlı olup, ben resmi ideolojiyi ve bu ideolojinin ürettiği hurafeleri, yani resmi tarihini de reddediyorum. Dolayısıyla CHP dahil olmak üzere belirttiğim kurucu aklın eklentileri olan parti ya da kuruluşlar ve fikirlerle hiç işim olmaz. Zaten programlarına ve pratik politik yaklaşımlarına bakıldığında tekçi zihniyetin bütün izlerini görmek mümkündür. Dolayısıyla bu partilerden aday olmamın, Çerkes ve diğer halklar bakımından temelde ilkesel anlamda bir temsili durumu olmadığı gibi hiçbir sorunumuzu çözecek pozisyonda olunamayacağına inanıyorum.
Bağımsız adaylık konusuna gelince; siyaset, bir dinamik ya da dinamikler üzerinde iktidar perspektifi olan, ilkeleriyle, programıyla partiler üzerinden yürütülür, bu da bir güç odağı olmayı gerektirir. Dolayısıyla bir Çerkes aday olarak parti düzleminden yapacağınız işleri salt Çerkes toplumsal dinamiği üzerinden bağımsız adaylıkla yapamazsınız.
-Gazete yayınlandığında muhtemelen netleşecektir ama soralım yine de, aday adaylığından adaylığa geçebileceğinizi düşünüyor musunuz?
– Adaylığa geçme konusuyla ilgili olarak,benim bu konuya yaklaşımım yukarıda belirttiğim gibi ilkesel olup, hep birlikte sonucu göreceğiz.
-HDP %10 barajı aşar mı? Aşamazsa HDP ne yapar, siz ne yaparsınız?
– HDP mevcut havaya göre aşar gözüküyor. Aşamazsa ne olura gelince bu dünyanın sonu olmaz, mücadele parlamento dışından daha güçlü bir biçimde yürütülür. Ayrıca bu seçimin meşruiyeti de kalmaz, iktidar iktidar olamaz, en kısa zamanda yeniden erken seçime gidilebilir, ben de bu mücadelede bütün gücümle yer alırım.
-Mecliste Çerkes kimliğinizle yer alırsanız, HDP içinde nasıl bir siyaset izleyeceksiniz? HDP tüzük ve ilkeleri nettir, özelde Çerkes kimliği özelindedir sorumuz.
– Mecliste Çerkes kimliğiyle yer alırsam, mesela Çerkes kıyafetiyle yemin etmeyi düşünüyorum, oturumlarda da oturuma göre bazen qafe, bazen de lezginka oynarım… Bu işin esprisi tabi. Ülkemizin acil ihtiyacı yeni demokratik bir anayasa olup,bu anayasa hazırlığında Adıge, Abhaz, Oset ve Çeçen dernekleriyle yoğun bir mesai harcarım. Dış politika kapsamında Kafkasya’daki Çerkes Cumhuriyetleriyle ilişkileri kalıcı anlamda geliştirmek üzere Rusya Federasyonu’yla ilkesel bir politika izlenmesini gündeme aldırmaya çalışır ve takibini yaparım. Bütün bunlar için gerekli olan kendi özgücümüzü dernekler ya da değişik platformlar üzerinden diğer toplumsal dinamiklerle beraber geliştirme çabası içinde olurum.
-Okuyucularımıza mesajınız?
– Biz Çerkesler genelde kapalı, geleneksel yaşamayı severiz. Ama bu tür bir yaşam ne dilimizi, ne kültürümüzü geliştirmeye bir katkı sağlamamaktadır. İçinde yaşadığımız toplumsallığın bütün sorunlarını ve siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel olarak derin etkisini de yaşıyoruz. Bu anlamda bütün bu sorunları bir çırpıda yok farzedip sadece Çerkes olarak varolmak mümkün değildir. Bu yüzden kapalı bir toplumsal örgüden çıkıp, güçlü biçimde diğer demokratik toplumsal dinamiklerle yakın olmak durumundayız. Ve bu güçlerle karşılıklı iş yapma, sahip çıkma anlayışını geliştirmeliyiz. Bu vesileyle tüm okuyuculara selamlarımı ve derin sevgilerimi iletiyorum.
Mehmet Oğur
1956 Hatay Reyhanlı doğumluyum. Abzahım, Bechmko ailesine mensubum. İlkokula gidene kadar Çerkesce ve Arapça konuşurken okulda Türkçe’yi öğrendim. Makina mühendisiyim. 1972 yılında Ankara’ya geldim, bir yıl Kafkas Derneği yurdunda kaldım, daha sonra birkaç Çerkes arkadaşla evde kalmaya başladık. 1979 yılı başlarına kadar…
1973’te sosyalist düşünce ile tanıştım, bir süre sonra da TİP üyesi oldum. Siyasi mücadeleyle uğraşırken derneğimizde de aktif olarak faaliyetlerde yer aldım. Gecekondularda yaşayan Çerkes çocuklarına kurs vermekten, Elbruz Gaytaoğlu folklor ekibinde yer almaya kadar çeşitli faaliyetler. Dernek bünyesindeki diğer sosyalist arkadaşlarla derneğin daha demokratik ve daha dışa dönük pozisyon almasında aktif olarak çalıştık. Bu vesileyle 1978 TİP Kongresi’ne, Kafkas Derneği olarak başarı dileğiyle mesaj gönderilmesi dışa açılmanın bir ilk adımı olmuştur.
1979 yılında TİP Hatay il Sekreterliği’ne getirildim. 12 Eylül faşist askeri darbesine kadar bu görevi yürüttüm. 1986’da İstanbul’a taşındım. Bu tarihten 1996’ya kadar İstanbul Kafkas Kültür Derneği -Bağlarbaşı- üyeliği yaptım. Bir süre de folklor ekibinde oynadım. Aynı tarihlerde TKP’li kimi arkadaşlarla Komünist Birlik grubu olarak 10 Eylül dergisini çıkardık ve grup adına Sol Birlik çalışmalarında yer aldım. 1996’da ekonomik nedenlerle yurtdışında çalışmaya başladım. Son 12 yıldır Rusya Moskova’da yaşamaktayım.