Okur Paylaşımı Nisan 2015

0
422

Osman Özdemir

İverönü Köyü – Erbaa/Tokat

Jıneps Gazetesi

Yazı işleri Sorumlularına

Sayın Hemşerilerim,

İnanın halkımızın yok olmama mücadelesi için yapılan her türlü aktiviteyi canı gönülden destekliyor ve seviniyoruz.

Satırlarıma başlarken öncelikle önemli bulduğum şu hususu da belirtmek istiyorum. Yeter artık birbirimizle mücadele etmeyelim. O günleri Çarlık Rusyası bize fazlasıyla yaşattı. Geç de olsa gün bir olma günü, bilinmeli ki ben sen kavgası bizi altından kalkamayacağımız son derece güç olacak bir bataklığa sürüklemektedir. Bu dünyaya fikirleri ve düşünceleri aynı olan hiçbir toplum gelmemiştir. O halde önemli olan hoş görülü olmak ve konulara daha saygılı ve ümitkâr yaklaşırsak sanırım daha verimli ve başarılı oluruz.

Unutmayalım ki biz bahtsız ve yalnız bir toplumuz. Hani halk arasında derler ya yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal misali milletimizin bu günkü konumuna ve unutulması imkânsız olan geçmiş tarihine şöyle bir baktığımızda yok olmamak için bizim gibi çırpınan Çerkes gençlerin çok daha dikkatli olması gerektiği kanısındayım. Her kes inandığı ve düşündüğü gibi yazar ve hareket ederse bize yarar değil zarar getirir. Devamlı olarak geçmişi, bu günü ve en önemlisi geleceği düşünerek toplumumuzun hak ettiği ve arzuladığı demokratik hak ve özgürlüklerine akıllıca hedefler seçmek suretiyle ulaşabiliriz. Yani bir örnek verecek olursam bir gün deve ile fare yol arkadaşlığı yaparlarken bir psığoye (nehire) gelince malumunuz farenin psığoyi geçebilmesi için deveye ihtiyaç duymuş ve deve de fareyi bundan böyle boyundan büyük işlere karışmaması şartıyla onu sırtına alarak psığoyi geçirip yollarına devam etmişler. Biz Çerkeslerin de çok düşünerek az konuşarak ve çok iş yapması gerektiği konusunda sanırım hemfikiriz. Türkiye’ye zarar verecek konulara fazla dil uzatmayalım diyorum. Mesela Ermeni, Kobani ve dış politika gibi. Bu güne kadar Ermeni devleti biz Çerkesler’in uğradığı soykırım hakkında kendi meclislerinde bırak bir tezkere geçirmelerini konu bile etmemişler ve asla yapamazlar da. O halde kime hizmet etmeye çalışıyoruz. Demek ki ben solcuyum, ben tuğujım veya ümmetçiyim gibi ne aradığımızı bilmeden zaman harcadığımız gibi çok ihtiyaç duyduğumuz bir olma konusunda hedefe çok ve çok uzak olduğumuzu unutmayalım.

Onun yerine bir meyve fidanının boy atıp yeşermesi ve meyve verebilmesi için nasıl ki yeri belli bir toprağa ihtiyacı varsa biz Çerkeslerin de anavatanı olan ğhogumüze dönüş yapma mecburiyeti vardır. Bu konuda fazla aşırı uçlara gitmeden tutarlı ve kararlı dönüş politikası üretmemiz gerekiyor. Ben de yıllardır bu mücadelenin içinde olan biriyim ama inanın Çerkeslik konusunda yapılan faaliyetlerin hepsine taraftar gibi davranıyorum. Nedenine gelince red ettiğin şahıs sana da red çekecektir. Sonuç yine bir birimize düşme ve hatta düşman olma, bu bize ne kazandırır. Onun yerine yok olmamak için onun da faaliyetlerine saygı duyarak fikir alışverişinde bulunarak belki de şartlar birbirimize kenetlenmemize neden olabilir. Unutmayalım ki nerede azınlıkta kalırsan orada başarısız olacağın kesindir.

Değerli arkadaşlarım daha çok ve hem de çok şeyler yazmak istiyorum ama evimde bilgisayarım olmadığı için bu mektubu da kütüphanede acele yazdım, hatalarım olduysa affınıza ve hoş görünüze sığınarak başarılar diliyorum.

Saygılarımla, 02.03.2013

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz