Halklarla birlikte Çerkes halkının kimliğini ve varoluş mücadelesini her türlü psikolojik baskıya, hakarete ve tehdite rağmen, TBMM’ye taşıma mücadelesi içerisinde aktif olarak yer alan yürekli Çerkes kardeşlerim ve halklarla birlikte barajları aştık.
Çerkes halkı, 150 yılda oluşturduğu kendi barajlarını aşmış olsa idi bizlerin sayısı çok daha fazla, Çerkeslerin verdiği mücadelenin rengi çok daha farklı olacaktı.
İki milletvekilimizin olması, diasporadan anavatana, Ürdünden Suriyeye kadar parmağına kıymık batan Çerkesin hakkını savunacak iki kürsümüz ve halkların arasında halk olduğumuzun iki mührü haline gelecekti.
Görünen o ki, İki şehirde az farkla HDP’den aday Çerkes milletvekillerimizi meclise gönderemedik.
Bu kadar hakaret, köstek olma, kendi halkının siyasi mücadelesine dudak bükmeler, ekonomik imkansızlıklar arasında yol almaya çalıştık. Barajları aştık ve fakat ve şimdilik, Çerkes vekillerimizi meclise gönderemedik.
Ancak destek olan tüm değerli dostların sayesinde, kararlı, gözüpek, barikatlardan polemiklere, siyasi tutumundan fiziki olarak varoluşlarına kadar Çerkes halkının değerli fertleri Türkiye halklarının hafızasına kazınmıştır.
Çerkes halkının 1970’lerde ivme kazanan ve 1864’ten bu yana yol alan ÇERKES HAREKETİNİN kısa zamanda kendi birlikteliğini oluşturacağından kuşkumuz yoktur.
Bizler;
“Filanca partinin Çerkes asıllı adayı varmış” diyerek duvar diplerinden yürüyüp sandığa gitmedik.
Bizler, Çerkesiz, halkız, HDP’deyiz, bizim de adayımız var dedik. Canla başla çalıştık. Halklar bizim de katkımızla barajı aştı.
Mutluyuz.
Daha güçlü olabilirdik.
Daha güçlü olacağız.
Halkım ve tüm halklar için temennimiz odur ki: “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.”