Bahar bakışlı çocuklar ölüyor

0
473

Ülkenin dört bir yanından barışı haykırmak için gelmişti insanlar Ankara’ya. Omuzlarında çocuklar, yüzlerinde gülüşler, halaylarında coşku vardı. Barışa sesleniyorlardı umutla. Fakat o gün Türkiye’nin kalbinde bir bomba patladı ve yüreklerimiz parçalandı.
İçimizden bir canlı bomba çıksa da, acıyı topyekün hissetmeyi başarsak, sorun küçülebilirdi. Ölenlere saygı duruşu baltalanmasa utancımız azalırdı. Parçalanmış cesetler bile, bizi yönetenlerin ektiği nefret tohumlarını yüreklerimizden silemiyorsa vay halimize. Nereye gidiyoruz diye diye bir yere vardık galiba.
Takım tutar gibi parti tutmasak, herkese, her canlıya saygı duyanı arasak, ölen çocukların annesinin yerine kendimizi koyup düşünme yetisine sahip olsak bu hale gelmezdik. Herkesin makul şüpheli görülüp yaka paça götürüldüğü bir ortamda uygulanmayan hukuk neden bombacılara uygulanıyor diye bir düşünsek, Nobel ödülü alan bilim adamımıza, yazarımıza sevinebilsek her şey çok farklı olabilirdi. Kendi sokağına, sopalara bağladıkları beyaz bezlerle çıkmaya, hastaneye ulaşmaya çalışan insanları gördüğümüzde, orada neler oluyor diyebilsek, ah bir de kendimizi onların yerine koyabilsek çok şey değişebilirdi ve en azından acılarımızda birleşebilirdik.
Halkın güvenliğini sağlamakla görevli güvenlik güçleri yaralı insanların üzerine gaz bombası atıyor, birileri bunu alanda hâkimiyet sağlamak olarak değerlendiriyor. Hâkimiyeti sağlayanlar, insanlar katledildiği sırada ortadan kayboluyor. Ambülânslar; yolunu kapatan tomalar, akrepler yüzünden yaralılara ulaşamıyor. Bütün bunlar Sivas’ta, Maraş’ta yaşananlara ne çok benziyor. Aynı ülkede birlikte yaşadığımız insanlarla nasıl böylesine düşman olabiliyoruz?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İki bakan da (Adalet ve İçişleri) eğer bu halka, ölen insanlara, onların ailelerine saygı gösteriyorlarsa, görevlerinden ayrılmalılar. Siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirmeliler” diyerek yaptığı istifa çağrısı AKP kanadında hiç kimse tarafından uygun görülmedi. Bu arada barış mitingine yapılan saldırıyı değerlendiren Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, “Demokratik ülkelerde istifa var ama bizde yok” dedi ve devam etti. “Türkiye her olaydan sonra böyle bir istifa ile karşı karşıya kalacaksa…” On iki yıl iktidarda olan partisi adına ilginç bir açıklama değil mi? Bu memlekette demokrasi olmadığını ve bu tür katliamların ne sıklıkla yaşandığını bu sözlerle özetliyor. Dolayısıyla güvenlik zafiyeti yok diyenlere de hak vermek gerek, güvenlik olmayınca zafiyeti de olmuyor ve bu ülkede, barış mitinginde bahar bakışlı çocuklar ölüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz