Çerkeslerde bir özlü söz vardır, “гуаIгъэмрэ гуфIагъэмрэ зэпытщ…”. Eğlence ile yas, ya da sevinç ile üzüntü uç ucadır, şeklinde çevrilebilir. Ünlü Rembetis Roza Eskenazi’nin yaşamını konu alan ünlü Rembetika filminin son sahnesi dikkat çekicidir. Ölen başroldeki Rembetis müzisyeni arkadaşları mezara gömdükten sonra, kısa bir yas tutarlar ve sonra müzik aletlerini alarak çalıp oynamaya başlarlar. Film bu sahne ile biter.
Bütün toplumlarda eğlence için, bireysel ya da topluca yapılan dans, başlangıçta ayin-tapınma biçimi olarak ortaya çıkmış; bu özelliğini korurken eğlence biçimi de alarak giderek zenginleşmiştir. Tapınma olarak yapılan dans ya da hareketler çok farklılaşmamışsa da, eğlence haline gelen kısım ise günümüzde sayısız biçimler almıştır. Ayin hem bireysel hem de topluca yapılan hareketlerdir. Topluca yapılan da uyum ( senkronize) giderek önem kazanırken, bireysel hareketler özgünleşerek devam etmiştir. Yas ile eğlence biri birinin devamıdır. Anlık geçişlerle olur ve biri bittiği an diğeri başlar. Dolaysıyla tıpkı tapınma-ayin de kutlama ile benzerdir. İçerik farklıdır. İnsanın doğası da buna uymuş denilebilir. Aşırı sevincin ya da aşırı ağlamanın, sonunda ağlamaya dönüşmesi gibi. Sevinç gözyaşları deyimi bir başka açıklamasıdır sanırım.
Çerkesler köleci tolumdan diğer toplumsal aşamaları yaşamadan bu güne gelmelerinden olacak ki, ayin ile eğlencenin formatlarında çok benzerlik var. feodalizmi ve kapitalizmi kuran yaşayan toplumlarda bu durum ayrışarak doğası gereği sektör haline gelmiştir. Çerkesler tek tanrılı dini kabul etmeleriyle, ayin-tapınma kabul ettikleri dini esaslarını temel almıştır. Farklılıklar mezhepseldir. Çeçenlerde olduğu gibi kısmen eskinin figürlerini ve renklerini taşısa da tamamen özgün değildir. Bağlı oldukları dinin ve mezhebin sınırlarını taşmaz. Eğlence de öyledir. Çerkeslerde düğün ya da farklı nedenlerle de olsa kutlama ya da eğlenme, toplu halde yaşanır. İlk temel ayım olan eğlenen ve eğlendiren kesimler olarak ayrışmamıştır. Bir düğünde eğlenen ve eğlendiren yoktur. Toplu eğlenme vardır. Herkes eğlenceye bir şekilde katılır. Toplu dansla (wıg) açılan düğün, ya da toplu eğlenme bireysel dansa dönüşmez. En az bir erkek bir kadın çift olarak dans eder. Bireysel yetenekler, özgün olarak fizilsel ve estetik özelliklerini ve yeteneklerini bağımsız sergiler ama dans partneriyle uyumlu olduğu gibi; gündelik yaşamı tanımlayan geleneksel değerlere de dikkat edilir.
Yüz yıl süren savaşlarda çelikleşen bedenlerin dağlarda ve savaş alanlarında gösterdiği bedensel yetenekler, ata binmedeki ustalıklar dans sırasında estetize edilerek sergilenir. Aynı acıları fazlasıyla yaşamış olan genç kız da sert bedenin bu estetik gösterisine son derece yumuşak estetik ve zarafet dolu hareketlerle uyum gösterir. Nezaketin ve zarafetin bu ustaca sergilenmesi erkeğin sert ama estetik olan gösterisini daha çok öne çıkarır. Bu nedenle dans sırasında daha çok erkek dansçı izlenir… Dans ederken partnerine arkasını dönmemek, biri tarafından dansa davet edilmek vs gibi ikili tarafından sergilenen, ama aynı zamanda bireysel de olan dansa tüm eğlenceye katılanlar alkışla tempo tutarak dansın içinde dururlar. Zaman zaman sözlü olarak dans edene ya da eğlenen topluma mesajlar ya da tempo yükselten sözleri de bağırarak iletebilirler. Eğlence tekrar topluca yapılan dans (wıg) ile sona erer. Müzik icra edenler de ücretli olmayıp, gönüllüdürler. Garmon ya da her hangi başka bir müzik aleti çaldıkları için bir ücret talep etmezler. Bu bir meslek değildir, hobidir. Eğlence alanına katılmak için ve yediği içtiği şeyler için bir ücret ödemez.
Diğer toplumlarda feodalizmle başlayan mesleki yapılanma ve ticarileşmeye bağlı olarak değişim başlamış; kapitalizmle birlikte de tamamen metalaşmıştır. Eğlenen ve eğlendiren kesimler olarak ayrışmıştır. Dans ve müzik tamamen meslek haline gelmiş, hatta eğlendirenler organizasyon olarak meslekleşmiştir. Eğlence bir sektörel alan olarak tamamen metalaşmıştır. Bir düğünde kiralanan salon ya da kendi ev ya da bahçesi, ücretle çalan müzisyenler, ücretle şarkı söyleyenler bulunur. Bunlar eğlendiren kesimdir. Katılan tüm diğer bireyler de eğlenen kesimdir. Eğer düğün değil de bir eğlence salonu ise eğlenen kesim de bir ücret öder. Giriş ücreti. Yediği içtiği her şeyi satın almak zorundadır. Her hangi özel bir neden aranmaz eğlence düzenlemek için. Sırf para kazanmak için eğlenceler düzenlenir. Oysa Çerkeslerde özel neden olmadan düzenlenen eğlenceler para kazanmak için değil, sosyalleşme amaçlı ya da sosyal ilişkileri güçlendirme amaçlı olabilir.
Bütün bunlar ve bunlara benzer nedenlerle yaşanan ve yaşatılmaya çalışılan eğlence temelli sosyal ilişkiler, Çerkeslerde, yavaş değişen otantik bir anlamda arkaik ve fazlasıyla yereldir. Bu nedenle yabancılar bu eğlencelere katılamazlar, dans edemezler. Her şeyden önce temel mantığını anlayamadığı için; katılsalar da en küçük bir uyum sağlayamazlar. Bu nedenle yabancılar için çok fazla ilgi çekici bulunur. Başka birçok özellikler ve farklı argümanlarla Çerkeslerin sosyal yaşam tarzları çok fazla ilgi görmesine rağmen çok az inceleme yapılmış denilebilir. Genç düşünürlerimizin ya da sosyal bilimcilerimizin bu konulara daha çok ilgi göstermeleri önerilmeli sanırım. Kaçınılmaz olan değişimin yıkıcı değil de günün koşullarına göre değiştirici-düzenleyici olabilmesi için bu gerekli gibi.
Nalçik