Haziran seçimlerinde aldığı darbeyle sersemleyen iktidar; milliyetçi alamete öyle bir yapıştı ki tek politikası kıyamet oldu ve bundan asla kopamadı. Türkiye o günden sonra neredeyse bir gün bile normal yaşanılmadı. Normal yaşadığını iddia edenler açık seçik yalancı madrabazlardan başka kim olabilir ki zaten?
Artan terör eylemleri ve belki hayat boyu unutamayacağımız Suruç, Ankara katliamları… hepsi sivil, yüzlerce insan, onlarca üniversite öğrencisi, iç savaştan farkı olmayan çatışmalar, ölen onca gencecik askerler.. Neresi normal olabilir? Bu ülkede her kesimden, her görüşten, her yaştan kaç kişi öldü sayabiliyor mu acaba, her şeyi normal bulanlar?
Yalan hamallarının bile beli büküldü artık bu gerçekle, varsın içimizden çeşit çeşit üç beş cibilliyetsiz hala “normal” gibi davransın tüm bu olup bitene! Bu gazetede yayınlanacak yazım, bir de daha önceden kendi günlüğümden yayınlayacağım yazım olacak. Eğer önceden yayınlanmış yazımı okuduysanız bu onun Çerkeslere açılan parantezi, eğer okumadıysanız bu yazının bir de geneli kapsayan bölümü olacak, dilerseniz okursunuz.
Haziran seçimlerinden sonra milliyetçi alamet ile ilkesel koalisyona dönüşen iktidar, yıllar öncesinde kandırılırken her türlü fırsat ve imkanı tanıdığı terör örgütünün iğnesi kendine batınca çılgına döndü ve Türkiye’yi OHAL ile yönetilen bir ülkeye dönüştürdü.
Türkiye hem kendi anayasasını çiğneyen hem de uluslararası hukuku da hiçe sayarak yönetilmeye başlanan bir ülke oldu, kaldı ki zaten bunu anayasayı çiğneyen, uluslararası hukuku tanımayan kişi “fiilen” olarak ifade de etmişti. 15 Temmuz’dan sonra ise Türk oligarkları bir araya gelerek bir ruh ilan ettiler, bunlardan bir kısmı bugün yaşayacağımız bu anıların temelleri atılırken bu koalisyona ne kadar maşa olmuşsa da, bu işin sonunun kendisine ve dahası bu ülkede yaşayan her insana yansıyacağını keşfederek taraf değiştirdi. Beter ile ondan da beteri uzlaştılar ve ülkedeki bu hukuksuzluğu, bu anayasal suçu aklamak için el ele verdiler. Hukuki sınırlarına çekilmesi gerekenleri yerine çekmek yerine, hukuku bu sınırları fiilen çiğneyen birine göre tasarlayarak bir referandum ile resmileştirmek istediler.
Biz de bu ülkede Türkler ve Kürtlerden sonra en çok nüfusu bulunan halk Çerkesler olarak bu duruma elbette kendi görüşümüzce yorumlar katıyoruz.
Bu referandum da Çerkesler de iktidar için demir bilye olacak! Leblebi olmayı seçeceklerin ise bu durumu Çerkeslikten zerre ilgisiz ve alakasız olacaktır.
Türkiye’de Çerkesler de tüm halklar gibi onlarca fraksiyona bölünmüş, çeşitli hassasiyetleri olan gruplar halinde olabilirler. Ancak Çerkesler ne aptal, ne de hafızasız değiller!
Çerkesler Referandumda neden HAYIR diyecek sıralayalım!
1- Mevcut iktidar partisi ortadoğudaki Çerkeslerin hayatını cehenneme çevirdi!
Her ne kadar yandaş medyada kalem sallayan, kaleminden Çerkesler için bir kere bile hayır çıkmayan biyolojik Çerkesler bunu gündeme getirmemiş olsa bile, Fehim Taştekin’in makalelerinde ve ilgili bölgelerin yerel kaynaklarında Çerkeslerin neler yaşadığını sıkça duyduk. Hatta savaşın ilk günlerinde Türkiye’de bir federasyonlar komiteler hazırladılar ve ateş çemberinde kalmış Çerkesleri bölgeden çıkartmaya, Türkiye’de barındırmaya, Anavatanımıza yollamaya çalıştılar. Bugün Türkiye’nin birçok kentinde Suriye’deki hayatı mahvolmuş Çerkes hemşerimiz bulunmaktadır ve Çerkesler kendi hemşerilerini görmezden gelemezler! Türkiye’nin Mit tırları ve daha nice şekillerde Suriye’deki ateşe benzin taşıdığı artık bir sır değil… Türkiye’nin agresif dış politikası Ortadoğudaki Çerkesleri, dolayısıyla tüm Çerkesliği incitmiştir.
Bu yüzden Çerkesler #HAYIR diyecek!
2- Türkiye – Rusya Federasyonu arasındaki uçak krizinin bir faturası da Çerkeslere kesildi!
Türkiye diasporasında bu krizin etkilerini hissetmeyen Çerkes kaldı mı bilmiyorum, Çerkesler daha önce vizesiz girebildikleri anavatanına uçak krizinden sonra 150 dolar vize ücreti ödeyerek girmeye başladılar. Anavatanına geri dönmüş ve orada yaşayan Çerkesler çok sıkıntılar çektiler ve tüm bu olanlardan sonra Türkiye, Rusya Federasyonundan özür diledi. Ancak Çerkesler anavatanına bugün dahi 150 dolar vize ücreti ödeyerek girmek zorunda kalıyorlar. Krizden sonra anavatanına gitmek isteyen birçok aile planını iptal etmek zorunda kaldı, 3 kişilik aile 450 dolar vize ücreti ödüyor diye!
Bu yüzden Çerkesler #HAYIR diyecek!
3- Çerkes Çalıştayı Raporu dikkate alınmadı, esamesi bile okunmadı!
Çerkes Hakları İnisiyatifi 2012 yılında Kocaeli’de bir çalıştay yaptı. Bu çalıştaya çok değerli insanlar katıldı. Çalıştay, dönemin siyasi koşullarında demokratik açılım gerçekleştiren hükümet tarafından dikkate alınmadı. TBMM’ye kadar giderek parti yöneticilerine Sonuç Bildirgesini vermek isteyen çalıştay temsilcilerine bugün başkanlığı savunan MHP yönetimi tarafından “Bunlar tehlikeli talepler, Çerkeslerin böyle talepleri olduğuna inanmıyorum” diyerek veto geldi. AKP yönetiminden Arınç ise Sonuç Bildirgesinde er alan taleplerle yakından ilgileneceğini ve başbakana ileteceğini söyledi. Ancak daha sonra Çerkes Ethem’le ilgili bir meclis komisyonu kurulmasını da sağlayacağını söyleyip yaptığı gibi: Hiçbir şey yapmadı.
Bu Yüzden Çerkesler #HAYIR diyecek!
4- Suruç Katliamı aydınlatılmak bir tarafa üstü kapatıldı!
20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde savaş bölgesindeki çocuklara oyuncak ve insani yardım götürürken hain bir saldırı sonucu 33 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin büyük bölümü üniversite öğrencisiydi. Bu saldırıda Çerkes halkından Ferdane ve Nartan Kılıç da hayatını kaybetti. Sinem Kılıç yaralandı. İktidar o günden bu güne kadar Suruç katliamını aydınlatmak için hiçbir çaba göstermedi, üstelik saldırıda yakınlarını kaybedenlere soruşturmalar açarak mahkeme salonlarında onları ikinci-üçüncü defa yaraladı. Çerkesler Ferdane’yi ve Nartan’ı asla unutmayacak!
Bu yüzden Çerkesler #HAYIR diyecek!
5- Çerkes sorunlarının araştırılması ve çözüm bulunması, Çerkes soykırımının tanınması reddedildi.
Milletvekillerinin TBMM’ye sunduğu ve Çerkes sorunlarının araştırılması, çözüm bulunması. Çerkes soykırımının tanınması yönündeki tüm önergeler bugünkü iktidar partisinin etkili oylarıyla reddedildi. Gündeme dahi alınmadı!
Çerkesler bu yüzden #HAYIR diyecek!
6- Adalet yürüyüşü şiarıyla başlayan ve sadece adalet talep edenlere hunharca saldırıldı!
20 Ağustos 2013 tarihinde Antalya’dan başlayarak İstanbul’a kadar yürüyerek gelen ve yürüyüş boyunca çoğunluğunu Çerkeslerin oluşturduğu ekibe, İstanbul Gümüşsuyu mevkiinde yolları kesildiği için kaldırıma oturup Çerkesce forum yapılırken çok sayıda polis saldırdı. Bu saldırı sonucu ekipten bir kişi sara krizine girdi ve tüm göstericiler hastanelik oldular.
Çerkesler bu yüzden #HAYIR diyecek!
7- Abhazya seçimleri sırasında polis Kadıköy’deki seçim sandığına saldırdı!
24 Ağustos 2014’te Abhazya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Kadıköy’de kurulan ve Abhazya vatandaşlarının oy vermek için toplandığı binaya polis saldırısı oldu. Polisler Abhazya vatandaşlarının oy kullandığı sandığa el koydular.
Çerkesler bu yüzden #HAYIR diyecek!
8- TRT Çerkesce istiyoruz dilekçeleri ve TRT Türkçe izleyin yanıtı!
Çerkes Soykırımı ve Demokratik Haklarımız için Mücadele grubunun başlattığı kampanya ile 1 ay boyunca BİMER üzerinden TRT Çerkesce kanalının açılması talep edildi. Bu taleplere “Kanallarımızdan TRT AVAZ Kanalı Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan, Türkçe konuşan insanların ve devletlerin ortak değerlerine vurgu yaparak Türk halkları arasında kültürel bir köprü olmanın yanında Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu’ya yönelik yayınlarla Türkiye’nin ve Türk devletlerinin, Türk insanının tanıtılmasını sağlamak, Türkiye ile diğer Türk devletleri arasında dil birliği oluşturmak kültürel ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla kurulmuştur” şeklinde yanıt verildi.
Çerkesler bu yüzden #HAYIR diyecek!
Dahası Çerkesler, Demokratik Cumhuriyet için ölürken “Türkçe” bilmiyorlardı. Demokratik Çoğulcu Parlamenter sistem Çerkeslere bu topraklardaki atalarının kanlarıyla kazanarak armağan ettiği bir yoldur!
Çerkesler bu yüzden #HAYIR diyecek!
Çerkesi yok sayan, onu tanımayan, ona hakkını vermeyen, onun sözünü dinlemeyen “şimdi de Çerkesler mi çıktı?” diye gocunan, sandıklarımıza el koyduran, kardeşlerimizi katleden, kardeşlerimizin hayatını zindana çeviren, Gürcistan’ı askeri hibelere boğup geleceğimize el koymak isteyen kişiye tek cevabı olacak: #HAYIR