Allah’ın bir hikmeti

0
460

1982 Anayasa referandumunu yaşayanlar hatırlayacaktır. Evet, hayır yerine pusulalara kabul ret yazılmıştı. Gerçi ne yazılırsa yazılsın şeffaf zarflardan net okunuyordu ama diktatör işi garantiye almak istemişti herhalde. Harfler ayrıntılı görülemezse sözcüklerin birinin uzun diğerinin kısa olması, durumu daha netleştirecekti. Oy kullanmak için gittiğimiz okulda, sivil olmasına rağmen asker kökenli birine benzetildiği için insanların oylarını şeffaf zarfta adeta ona göstererek kullanış şekillerini çok net hatırlıyorum. Ret oyu vermek üzere sandık başına gelen birçok insanın orada yaratılan atmosfer nedeniyle bundan vazgeçtiklerine şahit oldum. Demek istediğim baskı altındaysanız, teröristlerle aynı safta gösteriliyorsanız, büyük şehirlerdekinden çok daha zordur küçük yerleşim yerlerinde oy kullanmak. Herkesin birbirini tanıması nedeniyle baskı ve korkuyu daha derinden hissedeceklerini, yaşayan biri olarak biliyorum.
1982 referandumunda yaşanan bir başka olayı da paylaşmadan edemeyeceğim. Oyunu kullanmak üzere kabine giren bir arkadaşım orada bir tomar kabul oyu olmasına karşın hiç ret oyu bulunmadığını görüyor, bir süre ne yapacağını bilemez durumda bekledikten sonra çıkıp buraya ret oyu koymamışsınız yerine, kendince olayı yumuşatarak burada ret oyu kalmamış diyor. Bu cümle orada soğuk rüzgârlar estiriyor. Kimbilir kaç kişi ret pusulasını isteyemediği için ret oyu kullanamamıştı.
16 Nisan referandumu sonrası sosyal medyada gördüklerimiz seksenleri hatırlatır nitelikte. Bir taraf devletin bütün olanaklarını kullanırken, diğer tarafın baskı ve tehditlerle halka ulaşması engellendi. Bütün engellemelere karşın seçmenin yarısı sistem değişikliğine hayır dedi. Öyle ki seçmenin yarısı bütün siyasi görüşlerini, kimlik çekişmelerini bir tarafa koyup, demokrasi için nasıl bir araya gelebileceklerini gösterdi. Farklı görüşlerdeki partiler beklenmeyen bir şekilde el ele aynı noktada buluştu. Şu son bir kaç ayda hiç olmadığı kadar çok birbirini dinledi. Taban tabana zıt fikirlere sahip olduğunu zannettiğimiz insanlar, demokrasi konusunda ne kadar hemfikir olduğunu gösterdi. Her şerde bir hayır vardır sözü hayata geçti, dinlemeyi öğrendik. Aslında memleketin yarısı, demokrasiyi ne kadar önemsediğini, hiçbir şeyin bunun önüne geçemeyeceğini kanıtladı.
Memlekette çok büyük bir çoğunluğun hiçbir şeyi sorgulamadığı, hep aynı doğrultuda oy kullandığı düşüncesi iflas etti, halk demokrasiye sahip çıktı. Ben inanıyorum ki şaibeli bu seçimde yaşananlar evet oyu veren vicdan sahibi insanları da yaralamıştır.
Aradaki farkın bıçak sırtı olması hayırcıların mücadeleyi sürdürmesine yarayacak. Bununla birlikte ekonomi başta olmak üzere devasa sorunlarla karşı karşıya olan iktidarın işi çok kolay olmayacak. Hayır kanadına da bir arada olabileceklerini gösterdikleri için büyük iyilik yapmış olacaklar. Bu büyük ve değeri ölçülemez bir kazanım, bu kadar ayrıştıran bir iktidarın böyle bir birleşmeye vesile olması da Allah’ın bir hikmeti olsa gerek.
Yazımın sonunda yakın zamanda kaybettiğimiz, gazetemizin renklerinden Mansur Balcı’yı da anmak istiyorum. Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz