Nart Lhepş kim olmalı?

0
470

Sputnik’in haberine göre;
ABD Temsilciler Meclisi Rusya’ya yeni yaptırım kararı aldı.
“Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, bu kararın Rusya’nın ABD’deki düşmanları tarafından alınmış kasıtlı bir karar olduğunu belirterek, ‘ikili ilişkilerin normalleşmesini engellemeye yönelik bir adım’ olarak niteledi. Ryabkov, ‘Dolayısıyla, biz de günümüz ABD’sini böyle algılayacağız. Washington, bir tehlike kaynağı. Bu anlaşılmalı ve bu doğrultuda dengeli, mantıklı ve sakin bir şekilde davranılmalı’ dedi.”
“Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan kaynaklar İzvestiya gazetesine verdikleri demeçlerinde, Brüksel’deki NATO Büyükelçisi Aleksandr Gruşko’nun Moskova’ya dönmesi hâlinde ittifak ile diplomatik ilişkilerin maslahatgüzar seviyesinde yürütebileceğini söyledi.Bir diğer kaynağın anlattığına göre, bu ihtimal, NATO’nun ‘yapıcı bir diyalog kurmak istememesi ve her tartışmayı Rusya’ya yönelik suçlamalara dönüştürmesi’ nedeniyle değerlendiriliyor.”
Kısaca son zamanlarda ABD ile Rusya Federasyonu (RF) arasında işler her zamanki gibi; güllük gülüstanlık değil.
“Hür Dünya” ile “Demir Perde” yeniden, yenilenerek devreye sokulmaya mı çalışılıyor?
Olur mu ?
Olur!
Tutar mı?
Tutabilir!
Kim kazanır?
Onu zaman gösterecek!
Kazanan belki hiç biri olacak!
Bazıları sevinçle kazanan ABD olur diyor fakat, Soyuz Uzay Aracı Dünya yörüngesinden buna, için için gülümsüyorken, RF hava kuvvetleri ekibince hecklenerek Kırım hava üssüne indirilen ABD insansız hava aracı yapmayın arkadaşlar diye kıvranıyor!
Yine Sputnik’in haberine göre RF, 755 ABD diplomatını sınırdışı edecek. Gerekçe eşitlik sağlamak, 455 diplomata karşı 455 diplomat. RF Devlet Başkanı Vladimir Putin aynı zamanda şu açıklamayı yapıyor: ”Hiçbir şey yanıtsız kalmayacak…Putin, Moskova’nın ABD ile ilişkilerin iyiye gitmesini uzun süre beklediğini ve bu konuda umutlar beslediğini, ancak tüm olguların bu iyileşmenin yakın zamanda olmayacağını gösterdiğini belirtti. Ayrıca, Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitriy Rogozin, Moskova’nın ABD’ye roket motorları sevkiyatlarına şimdilik son vermeyi planlamadığını duyurdu. Rogozin, ABD’nin ‘roketlerini fırlatabilecek teçhizatları olmadığı için’ uzay alanında Rusya ile işbirliğine son vermediğini de sözlerine ekledi.
Bu arada, ünlü bilim insanı Stephen Hawking’in Zamanın Kısa Tarihi adlı kitabında, bilimin gelişmesine verdikleri katkıdan dolayı, Rusyalı bilim insanlarına teşekkürlerini de hatırdan çıkarmamak gerek.
Tüm bu olan bitenlere rağman ADB ve RF kurumları ortak çalışmalarına uzun zamanlardan beri devam edegeliyorlar.
Söylenenlere göre bugünlerde ABD ile RF’nin bazı kurumları ortak bütçelerle, ortak projeler üzerinde çalışabilmek için anlaşmışlar. Bu doğrultuda RF kurumları ABD’de şubeler açıp, ortak çalışma grupları oluşturmuşlar.Ortak paydaları yine söylenenlere göre “Yumuşak geçiş” konusu imiş.
Neden “Yumuşak Geçiş”?
ABD ve RF düşünce kuruluşları, önümüzdeki on yıllarda RF’nin ikinci defa, Perestroyka’da* olduğu gibi yeniden bir dağılma sürecine gireceği ve bunun oldukça yumuşak bir şekilde gerçekleşebilmesi için de RF halklarının ne düşündüklerinin önemi artıyormuş. Bu ortak çalışma kurumları, özellikle bu konu üzerinde alan çalışması gerçekleştirmek istiyorlarmış.
Bu arada şunu da unutmamak gerekmiş; RF’de bu ikinci dağılım sürecinin gerçekleşeceğine inanan bir hayli aydın, bilim insanı, iş adamı vs varmış. Tüm istekleri bu ikinci dağılım sürecinin kansız, RF ve halklarına en az zararı verecek şekilde “Yumuşak Geçiş” olabilmesi için bu ortak çalışmalara çok önem veriyorlarmış. ABD yaptırımı güçlü bir devletmiş, söylediklerini dikkate almak, yanında durmak gerekmiş
İşte tam burada da Diasporalar önem arzediyormuş. Rus, Tatar, Kırım ve Kuzey Kafkasya halkları bu geniş yelpazeyi oluşturmakta. ABD ve RF, bu halklar içinde en dinamik, canlı, 150 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen varlığını koruyabilen olarak Çerkes Diasporasını görüyorlarmış.

Bizi mercek altında inceleyecekler!
Ne düşünüyoruz öğrenecekler!
Ne yapabiliriz keşfedecekler!
Birlikte ne yapabilirizi önerecekler!
Neleri birlikte gerçekleştirebileceklerini sunacaklar!
Geleceği şekillendirebilmek için bugünü okuyabilmek, olanakları tesbit etmek, geleceğin ne olacağı üzerinde senaryolar hazırlamak, bu senaryolar üzerinde çalışmak ve gelecek için en uygun olanının olabilmesi için olanaklar yaratabilmektir.
Türkiye’de Çerkes toplumunun örgütlenmesi, ABD’nin bu ülkede ”Komünizmle Mücadele Dernekleri” kurdurtmasına paralel olarak Çerkes Derneklerinin kurdurulması ile olmuştur.
Ne zaman ki toplum toparlanmaya başlıyor, erklerin gücü hemen müdahil oluyor, Matruşka gibi toplumun birden doğurganlığı artıyor, kurum içinden kurum, onun içinden de başka bir kurum oluşturuluveriliyor.
Biz Çerkesler geçmişin seyircileri idik, dünün de seyircileri idik.
Toplumlar aynı demir gibidirler. Dokunmazsanız bir köşede kirli, paslı, işe yaramaz bir külçe gibi devinip dururlar. Sonra her nasılsa biri yerden kaldırır, ocağa atar, kor hale getirir, demir tavını alır!
İşte o zaman, onu örsle çekicin arasında ustaca dövmek ve şekil vermek başlı başına bir sanattır.
O uğraşı kim verirse ustasıda,faydası da, faydalanı da o olur!
Kendi geleceğimizi kendimiz şekillendirmek istiyor isek, bugünün ve yarının da seyircisi olmamak için kendimiz öngörmeli, olanaklarımızı bilmeli, kurgulamalı ve geleceğimizi öngörebilmeli ve de hazırlanmalıyız.
RF, TC, ABD, Çerkesleri kendi istikametleri doğrultusunda, kendi siyasetlerinin bir argümanı haline dönüştürmek ve kullanmak isteyeceklerdir, tabii başkaları da. Geçmişte, dün öyleydi, bugün ve yarın da hep öyle olacaktır.
“Kafkasya Rüyası” şüphesiz ki Gürcistan için çok çok büyük bir rüyadır, ABD için büyük bir lokma ve zor, RF için ise “Alan/Vatan”savunması olarak zorunlu ve olabildiğince dirençlidir.
Sorun ;
Ortak paydamız nedir?
Hangisiyle ?
Nereye kadar?
Niçin?
Ne için?
Neden?
Bizim asıl isteğimiz nedir?
Çerkes toplumu, kurumları ve de halkı olarak bu soruların cevbını doğru analiz edemez isek, geleceğimiz tam bir kör karanlıktır.
Çerkes halkının anavatanı Kafkasya’dır!
Dünya durduğu sürece, Kafkasya, Rusya coğrafyasının tabii komşusu olarak kalacaktır.
Şu anda Çerkesler RF içerisinde, farklı cumhuriyetlerde, kendi siyasi geleceklerini göreceli olarak da olsa tasarruf edip kullanmaktadırlar.
Diasporalar Anavatan için var olurlar!
Kafkasya’da bulunanlar, Diasporadakiler ile birlikte elele verip, barış içinde, şiddeti, savaşı red ederek, Çarlık Rusyası’nın yaptığı “Soykırım”ın bilincinde olarak, her sorununu RF ile birlikte – RF’ye teslim olmak deği, birlikte halletmek- ele alıp çözmek zorundadır.
Emperyalizmin, dünyada gitiği her yere ölüm ve gözyaşı götürdüğü hakikatini asla unutmamalıyız.
Kafkasya’da iki “Süper” gücün pazu güreşine tutuşması bizim çin tam bir tufan olur, 1800’lü yılların iki “Süper” gücü Osmanlı-Çarlık Rusyası kapışmaları bizi hücrelere ayırmıştı, olası RF-ABD kapışmasında ise atom parçalarımız bile kalmayacaktır.
Bizim toplumumuza bizim dışımızda kimse şekil verememeli, geçmişin Nartları olarak kendi toplumumuza nasıl ki Nartlar şekil verdi ise geleceğimiz de öyle olmalı!
Çerkes demirini Çerkes dövmelidir…
Tıpkı Nart Lhepş gibi!

*Perestroyka (Rusça: перестройка, “Yeniden Yapılanma”), SSCB’de 1980’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen ekonomik ve siyasi sistemi yeniden yapılandırma ve reform hareketleri.

Önceki İçerikÇerkesler nerede?
Sonraki İçerikЧЫПlЭЦlЭХЭ: КЪОЙ – ХЬАБЛЭ-2
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz