Türkiye’de yaşamak her geçen gün daha da ilginçleşiyor farkında mısınız? Neredeyse gece uyurken farklı bir Türkiye’de uyuyoruz, sabah kalkarken farklı bir Türkiye’de kalkıyoruz. Bir gece muhalefet iktidarla anlaşıp bir yasayı geçiriyor, sabah kendi iş birliği ile geçirdiği yasaya muhalefet ediyor. Ama şaka gibi olan ne biliyor musunuz? “Siz bugün muhalefet ettiğiniz yasayı dün birlikte geçirmediniz mi?” diye sorarsan vay haline, işte o zaman yanıyorsun. Türkiye’den bana ne diyerek biyolojisini bu ülkenin her türlü nimetinden (iyisinden – kötüsünden) faydalandırarak eskiten Çerkesleri Allah’a havale ederek merak ettiğim bir şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ey Çerkesler, biz sizinle aynı Türkiye’de mi yaşıyoruz? Yoksa gizli saklı bir yerlerde hakikaten başka bir Türkiye’de mi yaşıyorsunuz?
Yani benim yaşadığım Türkiye ile sizin yaşadığınız Türkiye aynıysa açık açık soruyorum: Bu ülkede olan hiçbir şeyden etkilenmiyor musunuz? Düğünlerde tüm endamıyla ortaya çıkan Çerkesliğiniz, hani muhabbetlerde göğsünüzü kabarta kabarta anlattığınız, bitiremediğiniz kimliğiniz; özgürlüğe, adalete, eşitliğe, refaha, huzura ve barışa gelince nerelere kaçıyor?
Bu ülkenin üzerinden kaç askeri darbe geçti, kaç terör eylemi, kaç vahşet, kaç katliam…
Kaç Çerkes öldü, katledildi… Kaçı işinden oldu, kaçı sindi, kendini bile unuttu biliyor musunuz?
Bilip de susuyorsanız; yazıklar olsun
Bilip de bilmemezlikten geliyorsanız; yazıklar olsun
Bilip de siniyorsanız; yazıklar olsun
ama…
Bilip de inkar ediyorsanız; Allah belanızı versin.
Bilmiyorsanız da, Allah acil şifalar versin ne diyeyim?
Türkiye’nin başına gelen neredeyse pişmiş tavuğun başına gelmemiş, her meşrepten sürekli teröre maruz kalıyoruz; tanklar, savaş uçakları, otomatik silahlar, bombalar, olaylar, KHK’lar, OHAL’ler, tutuklamalar, gözaltılar, ihraçlar, nefret söylemleri, kutuplaşmalar, kadın cinayetleri…
Biz hala; aynı filmi anlatıyoruz!
Acaba fanusun içinde mi yaşıyoruz?