Аланты Хъæлæс – Osetlerin Sesi – Nisan 2018

0
567

Diasporadan

Poyrazlı belgeseli

Osetya’nın ulusal kanalı İrışton TV’de Oset köyümüz Poyrazlı ile ilgili bir belgesel yayınlandı. Belgesel daha önce Beslan Melekleri Hatıra Korusu’na bir anıt-heykel inşa eden Portal Sanat Çevresinden gençlerin bu sanat yolculuğunu anlatıyor. Yılbaşı ateşi yakmak için bir kez daha Poyrazlı’ya geldikleri zaman çekilmişti. Gençler Poyrazlı’dan sonra Ankara ve İstanbul’da da Alan Vakfı’nın organizasyonları ile Oset Diasporası ile buluştular, belgeselde bu buluşmalardan duygulu anlar yansıtılmış.
(https://youtu.be/yTyuMrZPB8I)

Alan Kültür ve Yardım Vakfı

Alan Kültür ve Yardım Vakfı’nın sülale buluşmaları devam ediyor. İnsanlarımızın yakın akrabaları dışındaki sülaleleriyle tanışmalarını sağlamak için düzenlenen buluşmalarda geçtiğimiz ay sıra Bakaratæ Sülalesinde idi.
Vakıf, Osetya’dan gelen halk dansları hocası Tibiltı Kristina’nın eşliğinde dans kurslarına da başlandığını duyurdu. Kristina ve Bakaratı Metin Tekin özellikle düğünlerimizde yapılan Симд (Şimd) ve Хонгæ Кафт (Honga Kaft) başta olmak üzere Oset danslarını dileyenlere perşembe akşamları öğretmeye devam edecekler.
Alan Vakfı geleneksel Abant Buluşması’nın tarihini de ilan etti. Yurdun dört bir yanından, hatta yurtdışından katılımlarla Türkiye Oset Diasporası’nı bir araya getiren buluşma bu yıl 30 Haziran-1 Temmuz’da Von Resort Abant Oteli’inde yapılacak.
Oset Alan Kültür Derneği de kuruluşunun 3. yılını BARS Oset Halk Dansları Gençlik Ekibi’nin gösterisi ile kutladı. Sezon Finali, 4 Mayıs günü Beşiktaş Akatlar Kültür Merkezinde yapıldı. Gençlerimizin başarılarının devamını dileriz.


Osetya’dan Haberler

Suriye, Güney Osetya’yı tanıdı

Güney Osetya-Alanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Suriye Arap Cumhuriyeti ile iki devlet arasında karşılıklı tanıma ve büyükelçilik düzeyinde diplomatik ilişkilerin kurulduğunu açıkladı. “Güney Osetya-Alanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, hükümeti tarafından yetkilendirildiği görüşmelerin olumlu sonuçlandığını, Güney Osetya-Alanya Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Viyana Konvansiyonu hükümleri uyarınca karar alma haklarını kullanarak, 18 Nisan 1961 tarihli diplomatik ilişkiler ve 23 Nisan 1963 tarihli konsolosluk ilişkilerine dair Viyana Konvansiyonu anlaşmalarına uyumlu olarak iki ülkenin birbirini karşılıklı olarak tanıdığını ve bu tebliğin yayınlandığı tarihten itibaren diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesinde kurulduğunu ilan etti.”
Bakanlık, iki devlet arasında halklarının yararına ve tam kapsamlı siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği ilişkileri kurmaya ve geliştirmeye çalışacaklarını da sözlerine ekledi. Suriye’ye ilk resmi ziyaretin haziran ayı içerisinde yapılacağı duyuruldu.
Not: Suriye Arap Cumhuriyeti ve Abhazya Cumhuriyeti de benzer şekilde karşılıklı tanıma ilanı yaptılar. Bu tanımaların Güney Osetya-Alanya ve Abhazya Cumhuriyetleri için hayırlı olmasını dilerim.

Anadil tartışmaları

Rusya Federasyonu’nda (RF) zorunlu anadil eğitiminin seçmeli hale getirilmesiyle ilgili tartışmalar Kuzey Osetya-Alanya’da devam ediyor. RF’de Rusça’nın milli zamk olduğu fikriyle yerel anadillerin zorunlu olmaktan çıkarılıp eğitim dilini tamamen Rusça kılmak isteyenleri geçen temmuz ayında Putin de onaylayınca yerel dillerin seçmeli dil olarak öğretilmesini öngören kanun teklifi hazırlanmış ve kimi Cumhuriyetlere denetçiler gönderilmişti.
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti Başkanı’nın “Oset ulusal ve kültürel kalkınma” konularında baş danışmanı olan Tamerlan Kambolov, RF Devlet Başkanı Vladimir Putin’in desteklediği Federal Eğitim Yasası’nda RF halklarının yerli dillerinin ve hatta Cumhuriyetlerin Rusça dışındaki resmi dillerinin eğitim kurumlarında seçmeli olmalarını öngören yasa tasarısına itirazlarını dile getirdi.
Kambolov’un imzaya açtığı kampanyasını destekleyenler yeni düzenlemenin hem RF hem de Cumhuriyet Anayasaları’na aykırı olup yeni yasa değişikliğinin kabul edilmesi durumunda Oset dilinin gelişimine ket vuracağına inanıyor. Osetler, Rusça’nın anadillerin en çok korunduğu Kafkasya ve Orta Asya’daki otonom bölgelerde yaşayan farklı etnik kökenli insanlar arasında, Rusça’yı anadilleri olarak tanımlama konusunda başı çeken bir halk oldukları için bu değişiklikten belki de en kötü etkilenecek Kafkas dili Osetçe olsa gerek.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, Kambolov’un öncülüğünde, Osetçe dili okul öncesi ve okul eğitim kurumlarında kullanılmaya başlandı ve Rusça’nın yanı sıra Osetçe de eğitim verilen ilk “Alan Gymnasium”u açıldı. Bu arada, Kuzey Osetya-Alanya Devlet Başkanı Vyaçeslav Bitarov’un başkanlığında, 22 Mayıs’ta toplanan Oset Dilinin Koruma ve Geliştirilmesi Komisyonu anadilin ve milli kültürün geliştirilmesiyle ilgili gelişmeleri ele aldı ve özellikle medyada Osetçe programların çoğaltılması için uzman desteğinin sağlanacağı, Osetçe okul kitaplarının çoğaltılacağı ve artan talebe bağlı olarak Alan Gymnasium’larının yaygınlaştırılmasıyla 1 Eylül’de yeni öğrenim yılına çift dilli eğitim yapılacak 16 okul ve 22 kreş ile girileceği müjdesini verdi.
Kanun tasarısı hali hazırda Duma Eğitim Komisyonu’nda ve nihai halini bu sonbaharda alacak. RF, 1992 yılında yayınlanan, azınlık dillerinin korunması ve desteklenmesini ve bunların eğitim kurumları ve mahkemeler de dahil olmak üzere daha yaygın kullanılmasını öngören Avrupa Konseyi Bölgesel veya Azınlık Dilleri için Avrupa Şartı’nı 2001 yılında imzalamış ancak onaylamamış durumda. Türkiye ise bu şartı imzalamadı. (https://m.business-gazeta.ru/article/381875)

Khoşta heykeli
Vladikafkas’ın sembolü olan Barış Parkı’nın Mira Caddesi’ndeki ana girişinin önünde bulunan ünlü heykeltıraş Vladimir Şoşkiev’in Khoşta heykelinin bulunduğu yerden kaldırılması isteniyor. Oset milliyetçileri, özellikle gençlerin Khoşta’nın kucağına otururken, öpüşürken vb. pozlar çekip sosyal medyada paylaşmalarının, milli şairimizin aziz hatırasını zedelediği iddiasıyla heykelin bir müzeye alınmasını istiyorlardı, hatta şairimizin sülalesinden kimileri heykelin Khoşta’nın edebi heybetini yansıtmaktan uzak olduğundan dolayı tamamen kaldırılmasını bile istiyor.
Bu kampanya başarıya ulaşıp heykelin kapalı bir yere alınması kararı alındıktan sonra bu kez karşı bir kampanya başladı ve pek çok kişi kendilerinin ve çocuklarının Khoşta heykeli ile güzel pozlarını yayınlayıp heykelin olduğu yerde korunmasını talep ederken, heykelin fiziksel handikaplarına karşın yazarın heybetli insancıl ruhunu yansıttığını ve heykel ile ilgili nihai kararı sülalesinden bir takım kimseler ya da bürokratlar tarafından değil, sanatçılar ya da bir referandum ile halk tarafından alınması gerektiğini savunuyorlar.


Osetlerde Davet Yemeği Gelenek ve Kuralları (3. Bölüm)

Davetin xiştæri yaşlılar için de dua eder: yaşayanlara sağlık ve uzun ömürler diler, artık aramızda olmayanların da isimlerinin unutulmaması için dua eder. Başka dualar da eder xiştær: Tüm davetlilerin sağlığı ve refahı, tüm komşuların sağlığı ve uzun ömürleri, (çünkü onların yardımları olmadan, Oset yaşantısını hayal etmek zor olacaktı) sülalenin üyelerinin yaşamı ve refahı dünya barışı, Osetya’nın ışığının sönmemesi, Osetya’nın birlik, bereket ve refahı, atalarının geleneklerinin devamı için. Kutlamanın gerekçesine bağlı olarak, hayatlarını vatanlarını düşmanlardan kurtarmak için feda eden atalar, Şınzıkhæv’daki selde hayatını kaybedenler, 2004 Beslan trajedisinin kurbanları ve Karmadon’daki buzulun altında ölenler anılabilir bu dualarda. Digor bölgesinin köylerinde ise XIV. yüzyıldaki Timur işgali sırasında çocukların koruyucusu olan Zadaleski Nana’nın aydınlık anısına da içilir. Ancak tüm bu duaları sofranın büyüğü yönlendirir. Artık sofrada bulunamayacakların da isimleri anılarak sofraya biraz içki dökülür ki bu sadece ölüm vesilesiyle verilen yemeklerde olur.
Masada, kutlamanın Osetya’nın hangi bölgesinde yapıldığına bağlı olarak çok sayıda şerefe kadeh kaldırma dua/temenni olabilir. Bunlar köyden köye farklılıklar gösterse de değişmeyen bazı zorunlu unsurlar vardır.
Kutlamanın ortalarında bir yerde, xiştær (özellikle düğün partisinde veya aile kutlamalarında) masanın düzenini sağlayan kişiden mutfakta yemekleri pişiren kadınlara (genellikle komşular) kadar teşekkür etmelerine izin vermesini ister. Çünkü bu etkinliği mümkün kılan kişiler bu kadınlardır (æfşintæ). İzin alındıktan sonra, konuklardan üç erkek tabağa üç bardak ve yiyecek (genellikle bir parça haşlanmış et) koyup “æfşin”lere götürürler. Bu özel adetin kutlama yemeği sırasında yapılmasına fırsat olmaz ise yemekten sonra ayağa kalkıldığında mutlaka yapılması gerekir.
Bu üç kişiden büyük tarafından görevlendirilen birisi yemeği hazırlayan kadınlara “æfşin”lere” arfæ eder, onlar için küçük bir konuşma yaparak hazırladıkları lezzetli yemekler için teşekkür eder ve pişirme becerilerini her zaman mutlu kutlamalar ve düğünlerde sergilemelerini diler. Bundan sonra üç genç, arfæ kadehlerini en yaşlı üç kadına verirler. Bu onurlandırma karşılığında onlar da konuklarına teşekkür ederler ve uluslarının güzel geleneklerini izleyerek yüksek ahlak ve onur normlarına uymalarını isterler. Kadınlar nadiren bu içkileri içerler. Genellikle “onur ve saygı/içmek karşılıklı olmalı” anlamına gelen “Nuazen Dıwwærdæm u” sözcükleri ile onları konuklara geri verirler. Bardaklar Oset birası “begenı” veya şarap gibi hafif bir içki ile doluysa, kadınlar bunu içebilirler, ayıp değildir. Bu durumda, bardakların iade edilmeden önce tekrar doldurulmaları gerekir. Bardakları alan gençler de tek tek “æfşin”lere teşekkür ve dua edip içerler. Genellikle bardaklara bir kağıt para koyarlar (nispeten yüksek değerdedir) ve geri verirler, kendilerine tatlı bir şeyler almalarını söyleyerek. Boş bardaklarla masaya dönen üç kişi, büyüklere görevlerini tamamladıklarını anlatıp, “æfşin”ler tarafından edilen şükran sözlerini aktarır ve yeniden masaya oturmak için izin alırlar.
Üç misafir mutfakta olduğu süre zarfında kutlama sona ermez. Temenniler yapılır, şarkılar söylenir, havadisler aktarılır ve neşeli hikayeler anlatılır. Belli bir anda, xiştær, sol yanındaki kişiye ya da onun yanındakine (5. kişi) sağ kulağı hayvanın başından kesmesini ister. (baş sol tarafa yatırılır ki sağ kulak üstte kalsın) O kişi sağ kulağı kökünden keser, daha sonra dikine hafifçe iki kez daha keser, böylece kulak tam ayrılmamış üç kısma bölünmüş olur. Yaşlı, bu kulağı sol eline alır, kadehi de sağ elinde olur; genç kuşağa tembihler / bilgeliği anlatır (bu, genç kuşağa bir dua / temenni olarak söylenebilir). Sonra onlara kadehi ve kulağı verir. Bu kadehin sembolik önemi çoktur, çok eski bir gelenektir. Yaşlıların hayat deneyimini ve bilgeliklerini gençlere aktarmalarını sembolize eder. Gençler yaşlıları can kulağıyla dinlerse gelecek hayatlarında faydasını görürler, öğrenmiş olurlar hayatı. Şöyle olur dua: “Büyüklerini dinleyen küçükler hiç yanlış yapar mı?” Bugünün hayatında bu duanın geçerliliği pek kalmadı gerçi. Cenaze vesilesiyle verilen yemeklerde kulak ile ilgili bu ritüel yapılmaz.
Böylece genç bir konuk bardağı alır ve kulağı üç parçaya böler. Genellikle yanında şükran duygularını dile getirdikten sonra bardaklarındaki içkiyi içip kulaktan kendilerine düşen payları yiyen iki genç daha vardır. Bu kez bardaklar büyüklere boş olarak geri verilir. Xiştær ayakta dikilerek genç kuşak için dua ve temennilerini söyler. Huıtsaw ve Waştırci’ye gençleri mutsuzluk ve sıkıntılardan, kötü arkadaşlardan, kötü yola düşmekten ve ihanete uğramaktan korumaları için dua eder. Gençlerin her yer ve koşulda ruhsal açıdan sağlam ve fiziksel olarak güçlü olmalarını, cesur olmalarını, kılıçlarının keskin olmasını ve Oset adına halel getirmeden ve onu yücelterek yaşamalarını diliyor. Ayrıca, gençlerin atalarını sık sık ve saygıyla anmalarını diliyor. Onlara atalarının her zaman utanç verici bir duruma düşmektense ölmeyi tercih ettiklerini hatırlatıyor. Yaşlı bardağını bitirdikten sonra sıra ikinci xiştære gelir ve oturan diğer konuklar da her seferinde üç kişi olarak içerek sofranın ucuna kadar gelir yine dua / temenni faslı. Yaşlı ayakta iken dua edip içtiyse, diğerlerinin de saygı göstermesi ve ayakta dua edip içmesi gerekir. Pek çok yerde gençler için dua edilmesi daha erken de olabiliyor. “İçki kabı” da elden ele oturan gençlere kadar tekraren gider. Küçükler dua etmeden önce büyükler bu dua kabını etten de bir pay ile gençlere verirler. Gençler içkilerini içerler, yeniden doldurur ve büyüklere geri verirler. Bundan sonra gençlerin hayatları için temennilere sıra gelir.
Yemeğin bitimine yakın bir zamanda gençler, büyüklerden konuşmak için izin isterler. Bunun için, bir tabakta üç dolu bardakla ve simgesel bir yemekle (genellikle haşlanmış, dilimlenmiş et parçaları) büyüklerin yanına gelirler. Bunlardan biri, genç kuşağa verdikleri önem ve dikkat için büyüklere şükran duygularını dil getirerek büyüklerin masanın başında oturup gelecek yıllar boyunca bilgeliklerini yeni nesillere aktarmalarını diler. Bu ikramları büyüklerin sağ tarafından yapmaları gerekir. Büyükler de içkileri alırken bizi düşündüğünüz için ve adetlerimize uygun davrandığınız için teşekkür ederiz der. Bu arfælerle içkilerini içerler. Üç büyük içkilerini içtikten sonra bardaklar tekrar doldurur ve bunları sunan üç gence geri verilir. Bir kere daha yaşlılara kısaca arfæ edip içerler ve geri yerlerine dönüp büyüklerin arfælerini gençlere iletirler. Bu adet ara sıra tartışma konusu olur, bu adet çok eski olmadığından vazgeçilebilir bir adettir. Karşı çıkanlar bunun inanılması zor olduğunu iddia ederler, çok eskiden sofralarda dua içkileri üç adet boynuzla servis edilirdi, küçükler sofradan kalkıp büyüklere içkilerini bu boynuzlarla doldurarak getirirlerdi.
Artık, kutlama yemeğinin sonuna doğru geliniyor. Xiştær, dirlik ve bereket veren Mikalgabırtæ’ye dua eder. Bu evde ve tüm katılanların evlerinde bolluk “bærkad”, ekmek ve tuzun eksik olaması temennilerini dile getirir. Herkesin, aile üyeleri için, konuklar için ve hatta düşmanları için bile ihtiyaçları olan her şeye sahip olmalarını diler.
Bu dua da masanın sonuna gelince, xiştær bu kez Khæşærı Waştırci’ye (Eşiğin Koruyucusu Waştırci) için bir dua edip içer. İlkin davet kimin evinde olduysa onun evinin, sonra da hepsinin evlerinin eşiklerinin sağlam olması için dua eder: eşiklerinden kötü haber geçmesin; şanssız, mutsuz bir misafir geçmesin; evleri her daim şanslı olsun; evleri hep iyilik dolsun; güzel haber getiren misafirlerle dolu olsun. Bu dua da sofranın ucuna kadar gider. Son zamanlarda, eğer küçük bir davet ise, bereket ve eşik duaları bir defada yapılarak kısaltılır oldu. Kutlama yemeğinin son kısmını kısaltmak için yapılan bu uygulama ancak yaşlıların izniyle olabilir.
Bundan sonra herkes ayağa kalkar ve masanın düzenini sağlayan kişi Fændagşær (yolun başı) Waştırci için dua edip içer. Ondan, bu davet için uzaklardan gelen herkesi korumasını ve güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini, ailelerine sağlık ve iyilikle kavuşmalarını diler. Bu dua ile içildikten sonra artık kimse tekrar masaya oturamaz. Son iki dua eğer birleştirilmişse, dualar arada oturulmadan ayakta yapılır.
Kutlama yemeği bitti. Tüm konuklar, davete ev sahipliği yapanlara teşekkür ederler, evlerinde yine mutlu davetler olmasını dilerler ve evlerine dönerler.

* Not: Dualar arasında başkaca içkiler içilebileceği gibi bugün dualar sert içkilerle yapılıyor. herhangi bir nedenle hiç içki içmeyen birisi bu duaları su ile de yapabilir. Yine dua kadehini (muhtemelen devrim sonrasında proleter kültürün etkisiyle: ki, eskiden votka da yudum yudum içilen bir eşlik içkisiyken devrim sonrası kafaya bir defada dikilen bir içki olmuş) tek seferde devirmek gerekir olmuş. Ancak kadehi tamamen doldurmak gerekmese de doldurulduğu kadarını bir defada içmek gerekiyor. Ve bu dua vesilesiyle içilenlerin yanı sıra yemeğe eşlik eden başka içkiler de oluyor masada. UG.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz