Timur’un fili

0
1201

 

Bütün memlekette olduğu gibi Mersin’de de seçim trafiği yoğun. Dolayısıyla derneğimiz de yoğunluktan nasibini alıyor.

CHP lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Sayın Vahap Seçer 5 Mart 2019’da Çerkesler ve Balkan Türkleri ile bir araya geldi.

Cumhur ittifakının Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı Sayın Hamit Tuna da derneğimizi daha önce ziyaret etmişti.

Ben derneğimizi 18 Mart 2019’da ziyaret eden CHP millet vekili Sayın Abdüllatif Şener’den söz edeceğim. Samimi ve sıcak bir buluşma oldu. Esprilerle başladığı konuşmasının büyük bölümünü aşağıya aktaracağım çünkü yaşadığımız her şeyin bir özeti gibiydi sözleri.

 “Biliyorsunuz bu seçimde belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarları seçeceğiz. Milletvekili, Cumhurbaşkanı veya hükümeti belirlemeyeceğiz ancak bu seçimler vasıtasıyla Ankara’ya bir uyarı mesajı yollayabilirsiniz.

Şimdi ben kendi devlet tecrübeme dayanarak doğru mektup nasıl yazılır size hemşeri samimiyeti içinde anlatmak istiyorum. Bana katılan olur katılmayan olur saygı duyarım. Yanlış mektup yazarsanız. Nasrettin Hocanın mesajına benzer. Biliyorsunuz Timur Ankara savaşında Yıldırım Beyazıt’ı yendikten sonra Anadolu’yu işgal etmiş, Orta Asya’dan da fillerle gelmiş ve bu fillerden birini de beslemeleri için Akşehir’e yollamış. Halkın bir süre beslediği fil doymak bilmiyormuş. Başına Nasrettin Hocayı koydukları bir heyet Timur’a durumu anlatmak için huzura çıkmış. Hoca tam konuşacağı sırada arkasında heyetten hiç kimsenin kalmadığını görünce, halkın filden ne kadar memnun kaldığını ancak yalnızlık çektiğini söyleyip Akşehirlilerin bir fil daha istediğini belirtmiş. Şimdi biz ikinci bir fili mi isteyeceğiz yoksa elimizdeki fili teslim mi edeceğiz bu seçimlerde buna karar vermeliyiz.

Siyasette yanlış yapanı uyarmak lazım. Oyu artar ya da aynı kalırsa vatandaş memnun diye yanlışa devam ederler. Bu da memlekette sıkıntı yaratır. Son on yılda iki kriz çıkardılar. 2009 yılında, kriz teğet geçti dediler. Bu krizi büyük şehirde yaşayanlar daha çok hissetmişti. İşsiz kalanlar kriz geçene kadar köylerine dönüp idare etmişlerdi. Şimdi tarım kesimi de felaket, bütün tarım girdileri ikiye katlanmış durumda. Oysa çiftçinin sattığı ürünlerde değişiklik yok. Bu nedenle köye dönmek de çözüm değil. Karapınar ilçesinde esnafı gezerken, bir vatandaşın benden özür dilemek istediğini söylediler. Daha önce hükümeti eleştiriyorum diye bana karşı çıkmış, şimdi özür dilemek istiyormuş. Yanıma geldi, üç oğlu varmış, zamanında isimlerini Recep, Tayyip, Erdoğan koymuş.

Bu krizde ipotekler hacizler, batmış… Ne Recep’e ne Tayyip’e ne Erdoğan’a mal kalmamış. Elim kırılaydı da oy vermeyeydim diyor. Bu krizin vurmadığı yer yok. Enflasyon en yüksek, işsizlik en yüksek işsizliklerden biri. Ben otuz yıldır aktif siyasetin içindeyim devletin verdiği resmi rakamlara göre en yüksek işsizlik üç gün önce açıkladıkları işsizlik.

Piyasa daralmış vaziyette. Hem tarımda hem sanayide hem esnafta hem de tüm tüketicilerde sorun var. Bu krizin sebebi Amerika, Rahip Brunson dediler serbest bıraktılar. Arkasından soğan, patates, marketler, pazarlar dediler, en son bu krizin sebebi Kılıçdaroğlu dediler. Ekonomiyi kötü yönetmiş krize sokmuşlar, sorumluluk kabul etmiyorlar. Yetkili demek sorumlu kişi demektir. Yetki ne kadar fazlaysa sorumluluk da o kadar fazladır. Hatta siyasetteki unvanların tamamı o kişilerin sorumluluğunu tanımlar. Sorumluluğum yok diyorsa uyarmak lazım.

Bu seçimler vesilesiyle Ankara’ya yazacağımız mektupta:

Uyarıyoruz ekonomiyi iyi yönetemiyorsunuz. Her yeni yılda eskisine göre daha kötü işler yapıyorsunuz.

Uyarıyoruz eğitim sistemi çökmüş, 408 bin öğrenci üniversitelerden kaydını sildirmiş çünkü okudukça işsiz kalma ihtimalleri artıyor. Uyarıyoruz dış politika yanlış. Son sekiz yıldır İslam dünyasının çektiği acı bin beş yüz yıldır çekilenden fazladır. Dünyaya karşı İslam çirkinleştirilmiştir. İsrail’in projesine uygun olarak hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesine verilen destekle bu iktidar dünyanın en günahkar iktidarıdır. İslam dünyası kan gölüne dönmüştür.

Uyarıyoruz doğru bilgilenme hakkımızı gasp ediyorsunuz biz vatandaş olarak doğru bilgilenmek istiyoruz. Medya üzerindeki baskıları, konuşan, yazan, çizen, siyaset yapanları konuşmalarından dolayı, hatta vatandaşlara sosyal medyadaki paylaşımlarından dolayı açtığınız davalardan vazgeçin.

Uyarıyoruz iç politikanız yanlış, siyasi üslubunuz yanlış, bu ayrıştırıcı tavır yanlış.

Eğer sandıklarda yönetenlere bu uyarıları yaparsanız, Timur’un filini geri göndermiş olursunuz. Yok, sandıklarda kazanırlarsa Timur size ikinci bir fil gönderecek haberiniz olsun.”

Bakalım fili geri gönderebilecek miyiz?