Alan Vakfı ve Kanık Şirketler Grubu’ndan Osetya-Alanya’ya tıbbi malzeme yardımı
Bildiğiniz üzere COVID-19 salgını nedeniyle pek çok ülkenin tıbbi koruyucu ekipman stokları, kullanımlarının da artması sonucu, kısa zamanda eridi ve özellikle sağlık çalışanları ciddi risk altında çalışır oldular. Atavatanımız Kuzey Osetya-Alanya da (KO-A) benzer sorunlar yaşadı ve bu tür koruyucu ekipman sıkıntısı çektiklerini ve parasıyla almak kaydıyla temin konusunda yardımda bulunup bulunamayacağımızı öğrenmek için devlet başkanı düzeyinde Alan Kültür ve Yardım Vakfı’mızla iletişime geçmişlerdi. Vakfımız bu süreçte özverili çalışmalar sonucunda fiili ihracat yasaklarını aşmayı ve malzeme teminini başardı ve Özka Lastik’in de dahil olduğu Kanık Şirketler Grubu Başkanı ve Kocaeli Sanayi Odası eski başkanı Sayın Kanukuatı Şerif Kanık da bu yardımın tüm masraflarını üstlendi, malzemeler 4 Mayıs tarihinde KO-A’ya ulaştı. Bu malzemelerin korona-pozitiflerin sayısının iki bine yaklaştığı Kuzey Osetya hastanelerinin üç haftalık ihtiyaçlarını tamamen karşılayacağı belirtildi doktorlar tarafından. Bu haber hem Osetya hem de Kafkasya medyasında geniş yer buldu. Şerif Kanık’ın konu ile ilgili beyanlarını da içeren onunla yapılan bir söyleşiyi şu adreste bulabilirsiniz:
Sadrettin Kuşoğlu anlattı
Bu muhteşem başarının hikâyesini aktarmasını Vakıf Başkanı Sayın Kuşatı Sadrettin Kuşoğlu’ndan rica ettik:
“Nisan ayı başlarında, Kuzey Osetya-Alanya’dan (KO-A) arandım, Cumhurbaşkanı Bitarov’un talimatı ile aradıklarını, koronavirüsün neden olduğu salgından dolayı doktor önlüğüne ve tıbbi maskelere ihtiyaçları olduğunu, Türkiye’den satın almak istediklerini, benim ve Şerif Kanık ağabeyimizin yardımcı olmamızı istediler. Kendilerine, bu ürünlerin yurtdışı satışının devlet tarafından yasaklandığını ama çözüm için uğraşacağımızı söyledik. Kanukuatı Şerif Kanık ile konuştum. ‘Doğru söylemişsin, yasak var ama biz izin için uğraşalım, kardeşlik için gün bu gündür’ dedi. Tüm maliyeti de kendisinin karşılayacağını müjdeledi.
Böylece yoğun bir çalışmanın içine girmiş olduk. İzin almamız gereken birden çok kurum vardı ve kurumları arasında yetki karmaşası yaşanıyordu. Aynı kurumunun, üç birimden izin gerektiği zamanlar oldu, tümünü aştık. Olaya üst seviyeden müdahale de gerekiyordu, bu aşamada çok başarılı olduk. Tuhaf durumlar da yaşadık. Uluslararası çalışan, yabancı uyruklu dolandırıcılar ile de karşılaştık, elbette kanmadık. Çok, ama gerçekten çok uğraştık. Tüm yasal izinleri aldık ve malzemeleri temin ettik. 4000 Adet virüsten koruyucu doktor tulumu, 3000 Adet N-95 doktor maskesi, 10.000 Adet halkın kullandığı standart tıbbi maske olmak üzere tüm koruyucu ekipmanı toplam 130 koliye koyduk. Kolilerin üzerine de ‘Kardeşten, Kardeşe (Æфсымæрæй, Æфсымæрмæ)’ yazdık ve 4 Mayıs tarihinde Osetya’ya ulaştırdık.
Bu süreçte Ankara milletvekilimiz Kuşatı Bülent Kuşoğlu, Tsarıkkati Metin Sarıaslan, Zoloyti Metin Ayhan ve Tsarıkkati Banu Sarıaslan ile Rusya Ankara Büyükelçiliği’nin ciddi desteğini gördük. Şu ana kadar Alan Vakfı’ndan başka kendi imkânları ile böylesi bir uluslararası yardımı başaran başka bir sivil toplum kuruluşu olmadı. İlk günden itibaren malzemelerin ihtiyaç durumuna göre GO-A ve KO-A arasında paylaşılmasını istedik ve bu konuda mutabık kaldık.
Vakfımız ve Özka Grup ortak organizasyonuyla KO-A’ya koruyucu malzemelerin gönderilmesi, Kuzey Kafkasyalı hemşerilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız nezdinde memnuniyet yaratmıştır. Bu memnuniyetlerini ve desteklerini sosyal medyalarında paylaşan Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed), Çerkes Dernekleri Federasyonu (Çerkesfed), Çoğulcu Demokrasi Partisi ve FK 1864 Spor Kulübü yöneticilerine gösterdikleri duyarlılık ve dostluk nedeniyle teşekkür ediyoruz.
Özetle, son iki aydır İngiltere’de olan bir büyüğümün ifadesiyle ‘İngiliz Hükümeti’nin, Türkiye’den böylesi bir koruyucu ekipmanın ihracat iznini almak için üç hafta uğraştığını ve halkın gözünde ne kadar zor duruma düştüğünü oradayken kendim gördüm. Alan Vakfı, devletlerin bile zorlandığı bir alanda muazzam bir iş başarmıştır.’ Bu sözlerle elbette gururlandık.
Çok net olarak ifade edebilirim ki, vakfımız kendi alanında imkânsızı başardı ve bir ilki gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Osetya’ya gerçek bir kardeş olduğumuzu bir kez daha gösterdik.
Elbette ki Şerif Ağabey olmasa, işimiz neredeyse imkânsızdı. Tulum ve maskeleri bağış olarak göndermenin dışında, Şerif Kanık ve Özka’nın gücü her zaman yanımızdaydı. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.
Başardık, Mutluyuz, Gururluyuz!”
***
Tsıkurayı Færdıg / Цыкурайы Фæрдыг (2.Bölüm)
Bu sayımızda Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Bilimler Enstitüsü (SOIGSI) ile Kuzey Osetya gazetesinin ortak projesi olan “A’dan Z’ye Alanya” dizisinden çevirisini yayınlayacağımız makale, “büyülü dilek boncuğu” anlamına gelen Tsıkurayı Færdıg / Цыкурайы Фæрдыг üzerine.
Makalenin yazarı Zalina Konstantinovna Kuşaeva, SOIGSI Folklor ve Edebiyat Bölümü’nde kıdemli araştırmacı ve çoğu Nart Destanları ile ilgili kırktan fazla bilimsel makalenin yazarıdır. Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti Halk El Sanatlarının Korunması Sanat Konseyi ile Vladikafkas Belediyesi bünyesindeki “Nartların Ülkesi” tarihi ve etnografik kompleksi oluşturma çalışma grubu üyesidir. Türkiye Oset Diasporası’nda Ata Dinlerini yitirmiş olmalarından dolayı Tsıkurayı Færdıg geleneği ve ritüelleri kaybolmuş olsa da halen dillerinde “çok kıymetli, eşsiz bir şey” anlamında kullanılan Tsıkurayı Færdıg’a dair ilgi çekici bilgiler sunan bu makaleyi beğeninize sunuyorum. Çevirimi düzelten Sayın Ælbortı İrmæ Akdemir’e teşekkür ederim.
Atsætı Ufuk Güneş
Şüphesiz en ilginç konu Tsıkurayı Færdıg’ın ortaya çıkmasıdır. Çok sayıda etnografik açıklamaya göre, Harika Boncuk insanlara çeşitli yollarla ulaşır. Popüler inançlara göre, evinin yakınında bir boncuk bulan birisi, bunun evinin yararına gönderildiğinden emin olmak zorundaydı, bu amaçla boncuğu bir ağacın kabuğunu yarıp içine yerleştirirdi. Yıl boyunca ağaç yeni sürgünler verip filizlenir ise, boncuk uğurlu sayılır ve uygun onurlandırma ritüelleri eşliğinde eve götürüldü. Bir ağaç dalının kuruması durumunda ise evden uzaklaştırarak ondan kurtulurlardı. (Ayrıca, bu bezelye tanesi ile güvercin yumurtası arasında bir büyüklüğe sahip olan ve fosforlu ışıklar saçan bu taşın, zehirli iki yılan kavga ederken görülürse üzerlerine kırmızı bir bez atılırsa yılanlar taşlarını bunun üzerine bırakıp gitmeleri sonucu ya da bir yılanın kendi isteğiyle birine bırakması yoluyla da bu değerli boncuk ele geçirilebilirdi U.G.) Sözlü gelenek bize, fırtına sırasında harika bir nesnenin bir evin bacasından girmesi ile ilgili efsaneleri ve insan vücudunda harika boncukların oluşumu hakkında hikayeler aktarır, söz konusu saygın birisi olduğunda birçok erdem, şeref, haysiyet, bilgelik ve yüksek ahlak sahip olan kişinin vücudunun içinde boncuğun olduğu düşünülürdü. Çoğu zaman insanlar, fırtına, yağmur gibi, doğal olaylardan sonra büyük bir top halinde dokunmuş bir yumağın içindeki bir boncuğu yılanların birbirinden nasıl uzaklaşmaya çalıştıklarına tanık oldular. Bir kişi inanılmaz bir cesaret gösterir ve böyle bir boncuğa sahibi olma fırsatını bulursa, harika bir nesnenin sahibi olurdu.
En yaygın Tsıkurayı Færdıg efsanelerinden birine göre boncuk, gök gürültülü bir fırtına sırasında gökten yere düşer. Kahramanın yeraltındaki cehennemi dünyadan yılanımsı bir yaratıkla mücadelesini konu alan yaygın miti yeniden inşa eden bu fenomen, Güneş’in Ejderha tarafından kaçırılması olarak açıklanmaktadır. Sunulan mitolojik yapıda Güneş’i (ya da yaşamın bir sembolü olarak bir yumurtayı) işaret eden konu Tsıkurayı Færdıg’dır ve yeraltı dünyasından karanlık yaratık – Ejderha – avı yere düştüğünde boncuk haline gelen bir yılanımsıdır. İşlevsel amaç, yani: istekleri yerine getirmek, hastaları iyileştirmek, ölüleri diriltmek, bolluk ve refah vermek, insanların gözlerinde erişilemez olan şeyleri gerçekleştirmek, yaratıcı bir enerji kaynağı olmak, ancak bir kişi yaşamını yüksek bir riske atıp zehirli bir yılanın boğazından bir boncuk almayı başarırsa hak edilen bir ödüldür.
Tsıkurayi Færdıg, çoğunlukla tekil bir aileye aittir. Bununla birlikte, bazı vadilerde, bu tür eski eserlere, Dargavs vadisindeki Kuzey Lamardon köyündeki Tbau-Watsilla boncukları gibi kutsal alanlarda saklanılanlara da rastlanılır. Dar aile ritüelinin aksine, tüm topluma ait bir boncuk onuruna, belirli bir bölgeden giden göçmenlerin de katılımıyla ve özel bir kült eylemi (sütte boncuk yıkaması vb.) eşliğinde yıllık bir şölen (kuıvd /куывд) düzenlenir. Bunlar, Digor Vadisi’ndeki Maxçesk köyündeki Kazakların kutsal bölgesinde bugüne kadar yapıla gelen ritüele benzer.
Harika bir boncuk sahibi olan mutlu aileler yılda sadece bir kez, Yeni Yıl kutlaması sırasında, sakladıkları yerden boncuklarını çıkarır ve sadece bu ailenin temsilcilerinin mevcut olduğu özel bir tören gerçekleştirir. Aileye yakın zamnda katılmış bir gelin ya da damat var ise ilk çocukları oluncaya kadar onların bu kült eylemine katılmalarına izin verilmez. Boncuk, önce ailenin bir temsilcisi olarak genç bir oğlan tarafından süt ile yıkanır. Daha sonra tören için hazırlanıp üst üste yerleştirilen üç wælibæx’ten, ilahi (semavi) dünyayı (wælarv / уæларв) simgeleyen, üsttekinin içerisine yerleştirilir, çünkü Osetlerin mitolojik dünya görüşüne göre harika boncuk Güneşi simgeler ve evrenin kalbinde yer almaktadır. M. Eliade’ye göre, her bir ritüelin kendi kutsal modeli vardır. Efsanenin kutsal olduğu ritüel duada, ritüel eylemin katılımcıları, ailesine bir boncukla bahşeden ve ona harika özelliklerle veren Yaratan’a, göksel varlıklara, ocağın sahibi Safa’ya minnettar temenni ve dualarda bulunurlar. Karakteristik olarak, dua metninde boncuk bir “Her-şeyi-gören” varlık olarak değerlendirilir: “О, Цыкурайы фæрдыг, зæххон лæджы цæст цы нæ уыны, уый ды уыныс, æмæ дын тых чи дæтты, уыцы дзуартты хорзæх нæ уæд, цæмæй нæ царды фæндагыл къуылымпыдзинад макуы баййафæм!” / Ah, Tsıkurayı Færdıg, dünyevi bir adamın bakışlarından gizlenen her şeyi görüyorsun! Sizi güç ve harika özelliklerle donatan göksel koruyucular, bize lütuf versinler, böylece hayatımızın yolunda asla engeller kalmasın!”
Dua metninin mecazi yapısı, Mucizevi Boncuk gibi bir sembolün, Göksel Aynanın (Arvaydæn / Арвайдæн) mantıklı bir versiyonu olarak yorumlanabileceğini göstermektedir, çünkü parlak bir aynada, sihirli bir aynada olduğu gibi, insan vizyonunun erişemeyeceği her şeyi gözlemleyebilir. Buna göre, bahsedilen nedeni de içeren folklor türlerindeki eserler, Tsıkurayı færdıg’ın mitolojisini, Güneş’i imleyen ortak bir imge olan Arvaydæn mitolojisinin özel bir temsili olarak ele alırlar. Önerilen gözlemlerin ışığında, bu folklor kavramlarının semantik yakınlığını aydınlatan, “Tsıkurayı Færdıg” ritüel şarkısı özellikle ilgi çekicidir: “…Уæртæ мын авд хохы фале, / Залиаг калм Цыкурайы фæрдыгæй хъазы. / Уый Арвайдæн у, Арвайдæн…” “ … Orada, yedi dağın ötesinde / Zaliag yılanı (Ejderha) harika bir boncuk ile oynuyor / Bu boncuk Cennet aynası, Cennet aynası … “).
Korunmuş folklor malzemesinin arketipik sembollerinin incelenmesi, Göksel Ayna ve Mucizevi Boncuk’un eşdeğerliğini tanımlamaya yardımcı olur ve “damatlık testi” ve “zor görev” motiflerinin olduğu en kadim Hint-Avrupa mitlerini yeniden yapılandırmamıza izin verir. “Düğün öncesi ritüel kompleksinde ana temayı oluşturan bileşen olarak sunulmaktadır.
Tsıkurayı Færdıg’ın arkaik gelenekteki varlığının bir göstergesi ve ayna ile özdeşleştiğinin kanıtını arkalarında, ejderhaları temsil eden, zoomorfik süslemeleri olan Alan mezarlarında bulunan aynalarda görebiliriz. Bu görüntülerin süs-motiflerindeki kökenleri, dünyayı yaratan yaratıcı eylemi sembolize eden bir inci ile oynayan iki ejderha fikri ile ilişkilidir. Kural olarak, Alanlar’ın aynaların arkasında Güneş imgeleri vardı. Işık ışınlarını yoğunlaştıran ve yansıtan metal aynaların yüzeyi, bir ışık kaynağı olarak algılanmıştı ve gök cisimlerinin bir simgesiydi. Alan kültüründe, güneş diskini taklit eden aynaların yuvarlak dışbükey şeklinin geleneksel olması önemlidir. Bilimsel araştırmalara göre V.S. Gazdanova’nın ünlü İskit Kelermes aynasının arka tarafında bir İskit burç takvimi veya yıllık güneş döngüsü betimlemesi vardır.
Aldığımız etnografik bilgilere göre, sadece ikamet yerinin değiştirilmesi durumunda “færdıg”’ı evden çıkarmak mümkün olurdu. Aynı zamanda, meraklı gözlerden dikkatlice gizlenmiş bir boncuk ile ciddi bir geçit töreni olan özel bir ritüel gerçekleştirildi. Geçit töreninden önce çocuklar ünleyerek koşardı: “Фарн фæцæуы! / Фарн фæцæуй (диг.)” (Farn (bereket) gidiyor!)”. Kendilerini, cennetsel lütufun bu kadar net bir tezahürü olan boncuk ile temasa geçmek için değersiz bulan insanlar, gözlerini özenle saklarlardı. Yüzlerini elleriyle kapatıp yakınırlardı: “Фарн мын мæ цæстытæ басуддзæн / Фарн мин мæ цæститæ басоддзæнæй!” (диг.) (“Farn gözlerimi yakacak”). Bu tür ritüel davranışlar, Osetlerin dini ve mitolojik temsillerinden kaynaklanmaktadır ve anlamı, dua ederken yansıtılan göksel koruyuculara duyulan özel saygıları dolayışı ile kaçınılan “Yüzüne (karşı) cevap” (æргом дзуар) kavramı ile karşılaştırılabilir: “Де ’ргом нæм ма раздах! Дæ чъылдыммæ дын кувдзыстæм!” / Yüzüne karşı bakamıyoruz, Sana arkadan dua edeceğiz!).”
İlginç bir bilgi, L.A. Çibirov tarafından derlenen popüler bilim koleksiyonu “Kafkaslar’ın Osetleri üzerine Süreli Yayınlar” arasında yayınlanan, S. Kargiev’in “Dağlarda Radyum” makalesinde yer almaktadır. “Osetyalıların öykülerine göre, tsıkura-færdıg, bura-færdıg, æluton / “цыкура-фардыг, бура-фардыг, æлутон” (hepsi mükemmel, her şeyi dolduran, tamamen iyileştiren) aydınlık bir vücuda sahiptirler; bol miktarda yaydıkları ışınlar saf, şeffaf, parlak, ve eylemlerinin gücü o kadar büyüktür ki taşlara bile nüfuz ederler. Ayrıca, tsıkura-færdıg tarafından yayılan ışık ışınları o kadar parlaktır ki, güneş ışığı bile onların etkisini yok edemez; bulundukları karanlık bir ortamı bir lamba gibi aydınlatırlar; Güneş ışığı iyileştirici özelliğini buharlaştırdığı için sakınılmalıdır. Tsıkura-færdıg’ın bir başka karakteristik özelliği, çok büyük miktarda teri salgılatmasıdır. Osetler bu terin vücuttaki tüm yaraları iyileştirdiğine inanırlar, bunun için iki veya üç kez ağrılı bir yerin üzerinde tutmanın yeterli olduğuna inanılır. “Popüler ahlâk kuralları, yalnızca yüksek ahlâk, dürüstlük ve nezaket sahibi insanların Tsıkura-færdıg’a dokunabileceğini öğretir … Æluton’un bulunduğu ev tüm sıkıntılara ve talihsizliklere karşı korunmaktadır.”
Tsıkurayı færdıg’ın iyileştirici özellikleri Nart Destanı’ndaki bir efsanede (kadæg) de tanımlanıyor: “Ve Soslan, yılanın delikten süründüğünü ve ağzında sihirli bir boncuk – arzuları yerine getiren bir boncuk- tuttuğunu gördü. Bu boncuk ile Soslan yılanı kestiği yerlerini ovuşturdu ve her iki parçası birbiriyle kaynaştı, yılan akıp giderken Soslan kılıcıyla yılanın kafasına vurdu ve onu öldürdü. Yılanın ağzından çıkardığı arzuları yerine getiren boncuğu çıkardı ve Bedoha’nın yarasına koydu. Kız iç çekti, esnedi ve dedi ki: “Ne zamandır uyuyordum!”
Bu tema, “Zgid’li Güzel” ile ilgili bir masalın ve bir efsanenin Oset halk geleneğinde mevcut çeşitli versiyonlardaki temalar ile neredeyse aynıdır. Benzer anlamlar ünlü masal “Tsıkurayı Færdıg”’da da gözlenmektedir.
Osetlerin folklorik ve etnografik mirası, manevi değerlerinin barındığı zengin bir hazinedir. Tsıkurayı Færdıg gibi, görkemli atalarımız tarafından bize iletilen bu gibi değerleri kıymetli torunlarımız için korumalıyız. (Bitti)
Metnin orijinali için:
http://sevosetia.ru/Article/Index/160763