Аланты Хъæлæс – Osetlerin Sesi – Ocak 2021

0
1563

Geleneksel Oset başörtüsü: Tsıllæ Xıj / Цыллæ Хыз

Merhabalar, bu sayımızda V.I. Abaev SOIGSI Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Kuzey Osetya gazetesinin ortak projesi olan “A’dan Z’ye Alanya” Dizisi’nden, SOIGSI Filoloji Bölümü Kıdemli Araştırmacısı Fatima Olegovna Abayeva’nın [Абаева, Фатима Олеговна / Абайты Оледжы Чызг Фатимæ) Tsıllæ Xıj (Цыллæ Хыз)] makalesinin çevirisini sunuyoruz. Genç bilim insanımız Abeyeva’nın sözlükbilim, terminoloji, etnolinguistik, etnosemantik, anlambilim, göstergebilim, Oset araştırmaları, etimoloji, karşılaştırmalı kültürel dilbilim konularında kırktan fazla makalesi var, Ph.D. tezi de “Oset Düğün Ritüelleri Metinleri (kelime haznesi, anlambilim, sembolizm) başlığını taşıyor. Her zaman olduğu gibi bu çevirimi de kontrol eden Sayın Ælbortı İrmæ Akdemir’e teşekkür ederim.

Atsætı Ufuk Güneş

Tsıllæ Xıj ağı örme tekniği
Tsıllæ Xıj ağı örme tekniği

“Tsıllæ Xıj” (kelimenin sözlük anlamıyla – ham ipekten ağ), ham bir doğal ipek ipliğinden dokunan duvaktır. Makale, belki de törensel Oset kadın kostümünün en önemli ayrıntısına – ipek güpür (halk arasında Fransız danteli olarak da geçen güpür iplikten veya ipekten olan, geniş ilmeklerden oluşan dekoratif bir dantel türüdür – UG) şalına adanmıştır.

“Tsıllæ xıj”ın Oset gelinlerinin başlığının ayrılmaz bir parçası olduğu dikkatimizi çeker. El dokuması bu ipek şalın (genellikle dikdörtgen şeklindedir) el ile eğirilen ipek ipliklerden yapıldığı bilinmektedir. Osetlerin geleneksel kültüründe ipek, özellikle 1917 öncesi, her zaman ve her yerde yaygın olarak kullanılırdı. İpek ürünleri imalatı (eşarp, elbise, gömlek, örgü, kemer, iç çamaşırı vb.) yakın zamanlara kadar halkın geleneksel ekonomik faaliyetleri arasındaydı. Tsıllæ xıj, üçgen bir başörtüsü şeklinde, kare veya dikdörtgen şekillerinde olabilir. Ağın gözeneklerinin boyutu (düğüm) ve ipek ipliğin kalınlığı (iplik bükümü) da farklılık gösterebilir. Şenlik (düğün) amaçlı şallar doğal açık bej rengindeydi (boyasız ipek); siyah renkli şallar da bilinmektedir. Ancak ana özellik, ağ üzerine işlenen desen ve şalın kenar işlemesinin türü (dantel veya saçak) idi.

Oset dikişçi kadınları, ipek ipliğin kendisi, filet iğnesi (mekik, “filet iğnesi”, üzerinde nakış çalışılmadan önce elmas veya karelerden oluşan ince ağların özel düğümlenmesi için bir mekik olarak kullanılan uzun kör bir iğnedir – UG) ve bir sopa veya düz tahta kullanarak bir ipek ağ örüyorlardı. Oset ipek başörtüsü yapma tekniğinin ayrıntılı bir açıklaması Z.V. Daurova tarafından “Osetya-Alanya İğne İşi Sanatı” kitabında anlatılmıştır. Benzer şekilde yapılan bir şal Kafkasya’da yaygınlaştı, örneğin Çeçenler arasında bu Oset şalı – “хIири бой” olarak bilinir.

Evin gençlerinden biri gelin duvağını küçük gelin bayrağı ile açarken.

İpek ve ipek ürünlerin Osetler tarafından eski çağlardan beri bilinmesi, onlarla ilişkili kelime dağarcığının sayısı ve çeşitliliği ile de doğrulanmaktadır. Oset dilinde bu tür 20’denden fazla kelime vardır. Örneğin, læwdanæ “лæуданæ” Digorca (ipek şal), dari “дари” İronca (ipek kumaş, istebrak -kalın ipek kumaş UG), dariy “дарий” Dig. (ipek kumaş), glaji “глази” İr. (ipek kumaş), gleşi “глеси” İr. (pahalı ipek kumaş), tsıllæ “цыллæ” İr. (ham ipek, ham ipek iplik); tsille “цилле” Dig. (ham ipek, ipek); xaræ “харæ” İr. (ipek kumaş, -üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş UG); gærnadur “гæрнадур” İr. (yoğun dokunmuş ipek kumaş); xuışar “хуысар” İr. (pahalı ipek kumaş), xusar “хусар” Dig. (bir tür ipek kumaş), izælu “изæлу” Dig. (ipek şal); jældag “зæлдаг” İr. (ipek, ipekli), zældagæ “зæлдагæ” Dig. (ipek, ipek kumaş, ipekli), jælı “зæлы” İr. (ipekli), kuıbarjældag “къуыбарзæлдаг” İr. (yumrulu ipek -ikinci sınıf ham ipek), xærdgæhuıd quımats “хæрдгæхуыд хъуымац” İr. (brokar -gümüş, altın, altın iplikle işlemeli UG), krepdeşin “крепдешин” İron. [“Crêpe de Chine” Çin krepi (kalın, ince ipek kumaş) ], şatin “сатин” İr. (saten), krep İr. (krep -pürüzlü yüzeyli ipek veya yünlü kumaş UG); atlas İr. (atlas, saten -ince ipekten sık olarak dokunmaktadır. Çoğunlukla gümüş ve altın teller ile işlenir UG) vb.

Köken olarak, Oset dilinde ipeği ve ondan yapılan ürünleri ifade eden kelimeler, İran (Fars) kökenli kelimeler, yerel Kafkas dillerinden geçenler ve ayrıca Gürcü ve Rus dillerinden geçenler şeklinde gruplanabilir.

V.I. Abaev’e göre Læwdanæ (лæуданæ) (Dig.) leksemasının (sözcük biriminin) anlamı -“ipek başörtüsü” (örneğin: læwdanæ izælu “лæуданæ изæлу” Dig. “ipek şal”) Adigece läudanä’dan (läudanä) ödünç alınmıştır: “ipek şal”, “atkı”; Abaz. (Adigeceden) “laudan” (льаудан) “eşarp”. İkinci kısım için Adigece “danä” “ipek kumaş”ı karşılaştırın. İlk kısım için lä- “boya-mak” veya läwä “Loo” toponimidir (yerin adı, bölgeye hâkim olan Abaza sülalesinin adından gelmektedir: Lau veya Loo -UG). Belki birebir çeviridir, yani. “Loo’dan ipek” (Karadeniz kenti Soçi’nin bölgesi. – FA), çünkü Loo’nun adı da Adigeceden geliyor. Rusça ve Ukraynacada da aynı isimle bilinirler: ludan (лудан)- eski. Şam kumaşı veya bir tür damask (Eski. parlak bir kumaş ve ondan yapılmış giysiler; tipik olarak masa örtüleri ve döşemelik için kullanılan, her iki tarafında da desenleri görülebilen bir dokuma kumaş -UG || Psk. İpek şey, eşarp, önlük gibi. Kalaylı, ludanum penz. {(abbreviation) word from Penza province } İpek.” Karaçay-Balkar dilinde de laudanv (лауданв) kelimesi “ipek” anlamına gelir, “laudan cauluk” (лаудан джаулукъ) “ipek fular” örneğinde olduğu gibi.

Dari (İr. дари), darius (Dig. дарий) sözcük birimi. Anlamı: “ipek kumaş”, “istebrak”, “kalın ipek kumaş”; V.I. Abaev’e göre, Farsçar “dārāī”den gelir, Yezda ve İsfahan’da üretilen bir tür ipek kumaştır. Diğer Kafkas dillerine de geçmiştir: Gürcüce “daraja”, Kabardeyce “darīj”, Vaynakhca “dari”, “däri” “ipek kumaş”.

Tsıllæ (İr. цыллæ), tsille (Dig.) sözcük birimi. Anlamı: “ham ipek”, “ekrü ipeği”, “ipek iplik”; V.I. Abaev’e göre, “Farsça (Hintçeden ?) “Čilla” kelimesinden gelir. Türkçe Şile 1. “Kiriş (yayın)”; 2.”İp çilesi”. Fars ve Türk dillerine yabancı olan “ipek” kelimesinin anlamı, görünüşe göre Kafkas topraklarında gelişti: Avarca “čillaj”, Dargince “čilla” “ham ipek”, Nahça “čilla”, Balkarca “čilla”, Kabardeyce “šәlle”: “ipek” kelimeleri ile karşılaştırın. Anlamsal gelişim: “kiriş için ipek” → “genel olarak ipek.”

Tsıllæ Xıj, desenler işlenmiş olarak

E.N. Studenetskaya, eskiden lüks malların, özellikle “tören ayakkabısı” dikmek için maroken derinin, pahalı kumaşların (kadife, ipek, saten) ve değerli taşların İran’dan tedarik edildiğini, ipeğin ise Kırım’dan geldiğini yazıyor. Türkiye ve Batı Avrupa ülkelerinden de pamuklu kumaşlar, ipek, muslin (kadın yatak örtüleri için), iplikler, keten getirildiğini belirtiyor. Bu durum, bize göre, Osetler arasında ipek isimleriyle ilişkilendirilen kelime dağarcığının kökenleri ile doğrudan ilgilidir.

Glaji (глази, İr.) sözcük birimi, anlamı: “Bir tür ipek kumaşın adı”. V.I. Abaev’e göre, bu kelime Fransızca “glac” kelimesinden Rusça üzerinden geçmiştir. Rusça “глазет”, “ipek tabanlı ve pürüzsüz altın veya gümüş atkılı bir tür brokar” anlamındadır. Oset dilinde, kıyafetlerin adını tanımlayan ifadelerde bir sıfat “ipekten …” olarak kullanılır: “glaji k’aba” (глази къаба – ipek elbise), “glaji dellagguır” (глази дæллаггуыр – ipek etek), “glaji üpke” (глази юбкæ – ipek etek), “glaji şærbættæn” (глази сæрбæттæн – ipek başörtüsü -genellikle koyu renkli yün, ipekten vb. yapılmış küçük bir fular. Şærbættæn, evli kadınların kıyafetlerinin ayrılmaz bir parçasıydı, onsuz sadece halka açık yerlerde değil, kocasının evinde de büyük akrabalarının yanına çıkamazlardı. Şærbættæn’in üzerine her zaman büyük, sıcak tutan şallar bağlanırdı. -UG), ve “glaji şaşıg” (глази сасыг – ipek başörtüsü).
“Xaræ” (харæ İr. / Dig.) sözcük birimi, anlamı: “Hışırdayan, zengin hareli ipek bir kumaş türünün adı”, “ipek”, “ipek kumaş”; V.I. Abaev’e göre, “Farsça “xāra” kelimesinden (“zengin dalgalı ipek çeşidi”, “pahalı hareli ipek kumaş”) geçmiştir. Bu kelime birçok Kafkas diline girdi: Gürcüce “xara” (ipek kumaş), Nahça “xara”, Avarca “xara”, Lezgice “xara” (ipek kumaş, hareli), vb. Bu ayrıca Türkçedeki ‘hare’yi de içerir: Xarä [dalgalı parlak kumaş. (üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş -UG) ]. “Xaræ quımats” (харæ хъуымац – hareli ipek kumaş) ifadesinde kullanılır.

Gærnadur (İr. гæрнадур), Gærnador (Dig. гæрнадор) sözcük birimi, anlamı: “yoğun dokunmuş bir ipek kumaş türünün adı”; V.I. Abaev’e göre Osetçeye Rusça “гродетур” (“yoğun ipek kumaş”) kelimesinden geçmiştir. Oset dilinde bir isimle birlikte kullanılır: gærnadur quımats (гæрнадур хъуымац – ipek kumaş).

“Xuısar” (İr. хуысар), “Xusar” (Dig. хусар) sözcük birimi, anlamı: “Pahalı, özellikle değerli bir tür ipek kumaşın adı.” V.I. Abaev’e göre “*xusaran ← *xurasan”, son hecenin kaybolmasıyla birlikte, Horasan kumaşından gelmedir. Bu terim Osetçede Alanya’nın İran ile eski ticari ilişkilerinin mirası olarak kaldı; malzeme adını yapıldığı ve geldiği yerden almıştır. Xusar quımats (хусар хъуымац – ipek kumaş) şeklinde kullanılır.

“Jældag” (İr. зæлдаг), “zældagæ” (Dig. зæлдагæ), “izæli” Dig. изæлу anlamı: “ipek”, “ipek kumaş”, “ipekli”; zældagin (Dig. зæлдагин “ipekli”; zæl-tag ipek ipliğinden). V.I. Abaev, “Zæl” kısmının Marco Polo’nun da aktardığı ipek – zell adıyla ilişkilendirilmesi gerektiğine inanıyor. İpeğin ortak adına çok yakındır: Mançuca: sirge, Moğolca: sirkek, Latince: sericum, Macarca: selyem, Rusça: “шелк”, İngilizce: silk. Jældag kelimesinin ikinci kısmı “tag” ise İrani kökenlidir *tāka- < и.е. *tek- ve “dokumak” “örmek ile ilintilidir. Digorcadaki izælı / zælı (изæлу / зæлы) sözcüğü hem “ipek eşarp” anlamında kullanılır hem de sıfat ve isim olarak “ipek” karşılığı olarak. Örneğin: “zælı kælmærzæn” (зæлы кæлмæрзæн – ipek fular), zælı izælu (зæлы изæлу – ipek (dokuma) fular. Birleşik kelimeler de: zældag særbættæn (зæлдаг сæрбæттæн – ipek fular), zældag sasıg (зæлдаг сасыг -ipek fular), zældag kælmærzæn (зæлдаг кæлмæрзæн – ipek fular), zældag daræs (зæлдаг дарæс – ipek giysi), zældag fælyst (зæлдаг фæлыст – ipek elbise), zældag razgæmttæ (зæлдаг разгæмттæ – ipek gelinlik), zældagæ xizæ (зæлдагæ хизæ – ipek peçe).

V.I. Abaev’e göre, ipek isimlerinin çoğu (karşılık gelen sosyal gerçeklerle birlikte), X-XIII. yüzyıllarda Alan feodal devletinin altın çağında Oset diline girdi: “İpek, erkeklerin “kuıræt”lerinde [куырæт, beşmet, -yüksek dik yakalı ve ortada bele kadar önden kapanan, geleneksel Oset kıyafetlerinin ana dış giyim unsurudur, kadim zamanlarda giyilmeye başlanmıştır. Bu giysi diz boyu veya biraz daha yüksek olup belden kesilmiş düz tek parça bir eteği vardır, kanca ve yan kamalarla sabitlenir. Yaka her zaman diktir, kapitone edilebilir. Kuıræt, dış giyimin altına bir de iç gömlek giydirilir. Araştırmacılar kuıræt ve İskit kaftanları arasında benzerlikler buluyor. A.R. Çochiev’e göre kuıræt, geleneksel Oset toplumundaki genç erkeklerin ergenlik dönemindeki bir sonraki yaş başlangıcını geçtikten sonra aldıkları bir takım giysinin bir parçasıydı. Kızların, kur yapabilecekleri bir dönemde kadın kaftanı (tsıbır kuıræt) giymeye ve dans etmeye başlaması da bu olasılığı teyit edebilir -UG] kullanılıyordu, ancak her türden ipek kumaşların, özellikle de en değerli olanlarının, ana tüketicileri elbette feodal soylu kadınlardı. Her kesimden kadın için ipek başörtüsü zorunlu bir aksesuardı. Bu tür kumaşlar “tsıbır kuıræt” (цыбыр куырæт, kaftan, kadın dış giyimi -UG) ve elbiselerinin yanı sıra battaniyeler, yatak örtüleri vb. için kullanılıyordu.”
Yakın geçmişte, Osetler ipekböceği yetiştiriciliği, ipek üretimi ve işlemesi ile ilgili yaygın terimlere sahipti: Tsıllægænæg kalm (цыллæгæнæг калм – ipekböceği), tsıllæwafæn (цыллæуафæн – ipek dokuma), ipekböceği – tsılæyı kuışt (цыллæйы куыст – ipek dokuma/işleme). Oset dilinin ipekböcekçiliği ve ipek dokuma terminolojisindeki kelimeleri oluşturan ana kelimenin tsıllæ (цыллæ) olması dikkat çekicidir.

“Tsıllæ kælmærjæn” (Цыллæ кæлмæрзæн – Ham ipekten dokunan şal), düğün töreni bağlamında gözlerden saklayıcı bir işleve sahiptir. Ayrıca “xawcın tsillæ xhız” [хауджын цыллæ хыз – uzun saçaklı bir ajur (kafes örgülü) düğün ipek başörtüsü (хыз / xhız: ağ; peçe; -dantel şal, tül -UG] da yaygındı. B.A. Kaloev şöyle yazıyor: “Osetlerin yaptığı, çok zarif olan uzun püsküllü, süslemeli ipek eşarplar (xawcın kælmærzæn / хауджын кæлмæрзæн) özellikle ünlüdür. Kuzey Osetliler arasında daha yaygın olan bu başörtüleri evin içerisinde genç gelinler tarafından, özel günlerde ve evin dışarısında ise tüm kadınlar tarafından giyilir.” Elbette böyle bir ipek başörtüsü, genellikle nesilden nesile aktarılan bir aile yadigârı olurdu. Ayrıca ipek kumaştan yapılmış ipek bir fular olan “jældag kælmærzæn” (зæлдаг кæлмæрзæн – ipek kumaştan fular) ve “xhızı kælmærzæn” (хызы кæлмæрзæн – gelin duvağı, başındaki ipek iplerden dokunmuş bir ağ-pelerin) arasındaki farka dikkat edilmelidir.

Gelinin peçesine ek olarak, gelinin başındaki hyz (хыз – duvak) da kutsaldı. Buna (İr. “şærı zædı xæts’il” сæры зæды хæцъил / Dig. “særi izædi k’imbus” сæри изæди къимбус -“başın meleklerinin bezi” -UG) küçük düğün bayrağı ile dokunmak ve kaldırmak sadece xıjişæg’ın ayrıcalığı idi. [Хызисæг -peçeyi çıkarma ritüelini gerçekleştiren kişi – Хызисæн xıjişæn – gelinin yüzünü örten düğün şalının çıkarılması töreni; onun eşinin evine resmen getirilmesi demektir ve damadın evindeki merkezi düğün ritüellerinden biridir. Xıjişæn töreni, evin büyüğünün, evin ocağının koruyucusu Safa’nın (Сафа) ve ailesinin koruyucusu Bınatı Xitsaw’ın (Бынаты Хицау), yeni gelini de korumaları altına almaları talebiyle yaptığı dualardan sonra ocak başında yapılır. Gelinin özel düğün şalını -şærızæd- damadın ailesinin en küçük erkek çocuğu veya bekâr genç bir yeğeni, küçük gelin bayrağını kullanarak çıkarır: Bu tören gelecekte bu çocuk ve gelin arasında, damadın diğer akrabalarından daha yakın olacak bir ilişkinin başlangıcı olurdu. Büyüklerin ve misafirlerin onayıyla xıjişæg, “Farn, farn, farn! (FFF) Yedi oğul ve mavi gözlü bir kız! FFF! Bir tavuk gibi – birçok yavrusu olan! FFF! Ayı gibi doğurgan! FFF! Ailem tarafından sevilen! FFF! Komşularımızın saydığı! FFF! Yedi oğul ve mavi gözlü üç kız!” (Farn – Osetçe “mutluluk, refah, bolluk, barış” anlamında / Фарн, фарн, фарн! Авд лæппуйы æмæ æртæ цъæх чызджы. Каркау – бæдулджын! Арсау – хъæбулджын! Фырау – къæбутджын! Бинонтæн – уарзон! Хъæубæстæн — адджын! Авд лæппуйы æмæ æртæ цъæх чызджы!) sözleri eşliğinde gelinin başının etrafında küçük gelin bayrağını çevirir ve bitince de bayrak ile kælmærzæn’i kaldırır ve insanlar gelinin yüzünü görür. Geleneksel bir konutta bu ritüel, ocağın bulunduğu oda olan xæzar’da (хæдзар – evin sol yanındaki ocağın bulunduğu kadın bölümü) gerçekleşir. Shafer gelini xæzar’ın batı köşesine, Særyzæd adlı evcil hayvanların boynuzlarıyla süslenmiş kutsal bir sütunun yanına götürür. Geleneğe göre, yarım arşın beyaz bir bez parçası yırtılarak alınır ve gelin bayrağının çubuğunun etrafına sarılırdı. Ritüelin ardından bayrak Særyzæd direğine asılırdı. Günümüzde “Særyzdy khætsil” bebek doğana kadar mutfakta tutulmakta ve daha sonra uzun süre tavan arasında saklanmaktadır. -UG] Düğün duvağını kaldıran kişiye bir hediye (xıjişærı lævar – хызисæгы лæвар) vermek de zorunlu idi. Kanukatı İnal, “Oset Köyünde” (В осетинском ауле) makalesinde şöyle yazıyor: “… yüzündeki beyaz peçesini sopayla çıkardı ve bu sopayı duvakla xæzar’ın duvarına rapt ederek yüksek sesle ünledi: Yedi oğul ve bir kız!” A. Tsallagov “Gizel (veya Kızılka — Гизель /Кизилка) Köyü” makalesinde “düğünden önce birkaç kez damadın gelinine bir yüzük, şal, akordeon, yarım bot, çorap, sabun, ipler ve çıngırak” aldığını ve birkaç yoldaşıyla birlikte gelinin evini ziyaret ettiğini belirtiyor. “Kudar Vadisi’ne Bir Yolculuk” adlı makalesinde V. Perevalenko da şöyle yazıyor: “Çaşoval’da (Часавал), büyük bir güçlükle, Oset şallarının yapılmalarını bana göstermeye ikna edebildim. Bu şal Çerkes kumaşının benzeridir ve hatta onun kalitesini aşar, ancak rengi aynıdır. Bu kumaştan yapılma harem pantolonları kalitesine göre 10 ile 7 gümüş ruble arasında satılıyor. Osetler, bizim Küçük Rusya’dakine benzer dokuma tezgâhlarında dokuyorlar bu kumaşı.” Osetler üzerine yaptığı etnolojik araştırmada, Osetlerin kıyafetlerini anlatan V. Pfaff, başörtüleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde oturuyor: “Baş, genellikle omuzlara inen bir fularla örtülür. Aynı başörtüsüyle, bir yabancı yaklaştığında yüzlerini gözlerine kadar kapatırlar. Kızlar saçlarını örer ve bazıları başlarını top şekilli bir şapka formunda siyah ipek bir fularla bağlar. Bayramlarda zengin kadınlar, kısmen başlarını, kısmen de omuzlarını örten oldukça uzun beyaz şeffaf bir tül takarlar.” J. Shanaev “Kuzey Osetya’da Bir Düğün” adlı makalesinde şöyle yazar: “Başlığın üstünden ince beyaz bir muslin parlıyor, bunun üzeri de her zaman yüze inen geniş bir ipek şal ile kaplıdır, halk geleneğine göre gelin yüzünü, en yakın akrabalar hariç, erkeklerin meraklı bakışlarından gizlemek durumunda kaldığı her seferinde yüzüne geniş bir ipek şal iner.” “Osetya Tarihi” kitabındaki (M.M. Bliev, R.S. Bzarov) “Alanya ve Büyük İpek Yolu” makalesi, Alanya’dan geçen pahalı Çin ve Soğd ipeği, İran, Suriye ve Mısır lüks malları taşıyan kervanlar hakkında bilgiler içeriyor. Büyük olasılıkla ipek bu dönemde yayıldı ve ardından Alanlar arasında üretimi başladı, daha sonra da torunları Osetlere geçti.

Özetle, Tsıllæ Xıj’ın bayramlarda da giyilmesine rağmen, esas olarak gelin duvağı olarak kullanıldığını belirtmek isterim.

Абайты Фатимæ

Makalenin orijinali için:
http://sevosetia.ru/Article/Index/164185
Oset başörtüsü online kursu:
https://infourok.ru/pletenie-zhenskogo-osetinskogo-golovnogo-uborakosinka-fileynoe-pletenie-chelnokom-576640.html

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz