U’Sandık’ta erkek şiddetiyle öldürülen kadınların her biri için, bir kareye sığabildiğince, yaşam hikâyeleri ve özgün portre çizimlerinin olduğu kartlar yapılıyor. U’Sandık daha sonra dijital müze olacak.
Kolektifin tanıtım yazısında şu ifadelere yer verildi:
“Kadın cinayetlerini önleme görevini yerine getirmeyen, var olan yasaları dahi etkin uygulamayan, sözleşmelere uymayan ya da bu koşullara rağmen çekilen sorumlular da bu aynaya baksın, hiçbir katil erkek bir daha ‘İstanbul Sözleşmesi’nin iptali iyi oldu’ diyemesin diye U’Sandık.
Çantasından ‘koruma kararı’ ya da ‘Ben ölünce mi bana sahip çıkacaksınız?’ notu çıkan, ayrılmak istediğini söylediği, boşanma davası açtığı, tencereyi komşuya verdiği ya da 12 yaşında evlendirilmek istemediği için öldürülen kadınlar, kız çocukları… Kimi ‘beni öldürecek’ diye defalarca karakollara başvurduğu, kimi de uzaklaştırma kararı aldığı halde öldürülüyor.
Fotoğraflarına ulaşamadıklarımızın hayalimizdeki suretini çizdik. Kolektif belleğimizde iz kalsın, hatıraları yaşasın diye U’Sandık. Kadınların hayatı erkek-devlet-politika-yargı eliyle-ihmaliyle son bulmasın, sebep olanlara, göz yumanlara ayna olsun diye U’Sandık! U’Sandık Kolektifi, kaybettiğimiz kadınları unutmamak, unutturmamak için emek vermeye devam edecek fakat her gün yeni bir kart daha eklememeyi, sandığı bir an önce kapatmayı dileyerek…”