Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Osmanlı toplumu ve Çerkesler

Dildaşlarım, Osmanlı toplumunun demografisinde, kendisini ‘Türk’ olarak kabul eden nüfusun sayısını bilmiyorum (Bilenler varsa yazsın). Padişahlardan söz etmiyorum. Zira onlar için karanlık bir yan yok (okuduğum kadarıyla).  

Dünyada, daha doğrusu insanlık tarihinde ‘kendisini’ güçlü hisseden ve buna inananların adı ve sanı ne olursa olsun, daha güçsüz olan ile onların yaşadığı toprak parçasını ‘TEKELİNE’ almak isteği var olmuştur. Bunun için gerekçeleri zamana ve o günkü koşullara göre adı değişse de esas amaç “İŞGALDİR”. “İŞGALİN” meşrulaştırılması ise bazen dinsel inanç ve bazen de düşmanlıktır. Oysa bu gezegen tüm varlıkların ortak mülküdür. Buna rağmen olamadı, olmadı ve olmuyor. Neden?  

Dildaşlarım, “Çerkesler” Osmanlı’nın onca yıllık dinsel inancına ve buna bağlı olan yönetim biçimine yabancı ve sadece “ИстанбылакIуэ” idiler. Kahir ekseriyeti de “Mu-Salman” değildi. Sadece, kendi dillerinde “Тхьа”ya inanırlardı. Tüm istek ve yakarışlar bu adla olurdu. Ve hatta “Тхьар узогьэлъэIу!” ile biterdi.  

Dildaşlarım, dahası, kadını dışlayan ve hatta onu bakılması ve korunması gereken bir varlık olarak kabul eden ve öyle yaşayan Osmanlı toplumuna bu yönüyle de yabancıydılar. Zira Çerkeslerin, bu anlamda, kaçı-göçü yoktu. Kafkas-Çerkes toplumlarında bugün imrenilen ve örnek alınmaya çalışılan, toplumların ötesinde, yani bu anlamda Çerkesler, kadının, toplumun ayrılmaz ve dışlanamazlığının, belgesidir. Kafkas-Çerkes halk dansları. Şu anda bile, köylerimizde, halk tarafından icra edilen faaliyetler, iddiamızın teminatı değil midir? (Teyiden “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”nın ilgili kısmına bakmanızı öneririm.) 

 

NOTLAR: 

1- Dilimizle ilgilenen dildaşlarım, evrensel kimlikli bazı sözcük ve kavramları, Eski Yunanca, Latince, Farsça, Arapça vb. dillerle ilgili iddiaları yorumsuz kabul ediyorsun. Bizim dilimizle ilgili benzeri sözcük ve kavramların etimolojik açınımı söz konusu olunca dudak büküp geçiyorsun. Bu, ezilmişliğin bir tezahürü olsa gerek. Elbette ki, boş yere, bilgi ve belgeye dayanmayan iddialara karşı ben de sizin gibiyim. Ancak, halen, en ücra köşelerde dahi, yaşayıp az da olsa Çerkesçeyi bilen bir insana sorulduğunda o sözcük ve kavramın anlamını size söylüyorsa bundan başka nasıl bir belge arıyorsunuz? Örneğin,  

псэ = ruh-can,  

псы = su,  

пкьы = beden,  

лаж-лажь-лажьэн = çalışmak.  

Şimdi soruyorum, bu sözcük ve kavramların bileşiminden nasıl bir tümce oluşur?  

“Псым псэ хэлъ”, “Лажьэр зытехуэн” tümceleri bize her şeyi anlatmıyor mu? Teşekkür ederim.  

2- İnsanı sevmektir  

İnsanlık 

Sevenler için, mekândır. 

Samanlık (Çerkesleri samanlıklarda dans etmeye mecbur kılan zihniyet yok olsun)… 

Yazarın Diğer Yazıları

Ben kimim?

Dildaşlarım, “Ben kimim?”, Türkçe konuşuyorum ama;  - Tıp dilini  - Hukuk dilini  - Siyaset dilini  - Ticaret dilini  - Dinsel inanç dilini  Anlamıyorum. Ben kimim?  - “Hac” zengine farz  - “Zekât” zengine...

Uygarlık

Dildaşlarım, Çerkeslerle ilgili ne yazarsanız yazınız, dünyanın, kültürel ve uygarlık konusundaki yetkililerinin, bitmez ve tükenmez bir sorusu şudur:  -Senin, insanlık tarihinin bilinen uygarlık yaratılarında yerin...

İnançlar

Dildaşlarım, isim vererek yazmak asla prensibim değildir. Söyleyeceklerimi ya telefonda ya da birebir karşılaştığımda dile getiririm. Çünkü yazılar, bazen niyet okuma şablonunda pek çok...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img