Oubykh Mektupları Mayıs 2023

0
930

2 Şubat 2023…

2 Nisan 2023…

Gezerek seyahat ettiğim bu iki ay, hayatıma iki sene olarak eklendi…

Mazur görün beni, görgüsüzce paylaştığım onlarca fotoğraf, kısa videolar, belki yiyecek içecek fotoğrafları…

Belki otuz seneye yakın çalışma sonrası iki aylık bir nefes almaktı…

Sorumsuz sorumlu olarak çıktığım bu yol, beni belki! sevimsizleştirmiş olabilir, eski fotoğraf albümleri misali, ziyaretime gelen dostlarıma gösterir gibi, çoğu filtresiz, az birazı filtreli hissettiklerimi paylaştım…

Deprem oldu, üzüldüğümüz zamanlar çok oldu, kaybettiklerimiz oldu, bebek haberleri geldi…

Planladığımın dışında ve olağandışı bir şey gelmedi başıma…

Güzel bir iki ay, iki sene olarak döndü…

Az biraz kilo almış olabilirim, yanaklarım şişmiş olabilir…

Götürdüğüm eşyalar arasından hiç getirmeseydim diyeceğimin sayısı üçü geçmez, demek ki doğru planlamışım…

Seyahat sırasında zaruri ufak tefek şeyler dışında neredeyse almam gereken hiçbir şey olmadı…

Bir parmak arası terliğim kullanılamaz oldu, bir de bir şapka kaybettim… Neyse ki her ikisinin de yedeği vardı…

Biraz göbek yapmış olabilirim, günde en az üç öğün yemekten…

Hindistan cevizi suyu ve arpa suyu az biraz tükettim… Sıcakta ikisi de iyi gidiyordu…

Vaktim olacaktır, gittiğim gördüğüm yerleri, benim gördüğümü hissettiğimi yazacağım…

Yaz gördüm, kış gördüm… Gülümseyen insanlar gördüm, üzgün ve ağlayan insanlar gördüm…

Konuşamayan evcil, vahşi canlılar gördüm…

Fakir çok, zengin az gördüm…

Fakirlerin daha çok mutlu olduğunu gördüm…

Fotoğrafını çekerken güzelsin dediğimde gülümseyen insanlar gördüm…

Gözleri ışıldayan, içten teşekkür eden Uzakdoğu insanı gördüm, soğukta sert içki içip başını yerden kaldırmadan evine giden somurtkan Batı insanını gördüm…

Önce teşekkür eden, teşekkürünü hem sözlü hem de beden diliyle gösteren insanları gördüm…

İki ay boyunca günün yirmi dört saatten fazla olduğunu gördüm, güneşin ve ayın ne kadar kuvvetli olduğunu gördüm…

Gelgit ile suların çekildiğini, suların yükseldiğini, balıkların denize kaçtığını, deniz kabuklarının ortada kaldığını gördüm…

Gelgitin günde iki defa olduğunu, gün gösterdi…

Para bir yana, zaman ve gençlik bir yana dedirtten gücü gördüm…

Sabah, öten kuşların sesiyle uyandığım, şırıltıyla akan suyun sesiyle uyuduğum geceler oldu…

Yalınayak Sokrates misali, mabetlerin girişinde çıplak ayak kalan insanlar gördüm…

Çok şey gördüm ama çoğunu unutacağım…

Pis denilen ülkede, kızartılmış böceklerin olduğu tepsi yere dökülünce, hepsinin çöpe atıldığını gördüm. Yine o pis denilen ülkede her pişirmeden sonra suyla tavanın yıkandığını gördüm…

Uzakdoğu’nun bize uzak o mutlu insanlarını gördüm…

Çöpünü yere atmayıp geri dönüşüme atan çocukları gördüm…

Daha güneş doğmadan dükkanını açan esnaf ve o dükkândan alışveriş yapanları gördüm…

Gece pazarlarında taze ve ucuz sokak yemeği yapanları gördüm…

Aynaya baktım, görgüsüz gördüm; aynaya baktım, sorumsuz sorumlu gördüm; aynaya baktım, sevimsiz gördüm.

Aynaya baktım, yaş almış bir ak sakal gördüm…

Aynaya baktım, ruh kendini göstermiyordu ama ben gördüm, ruh genç kalmıştı ama beden öyle demiyordu…

Aynaya baktım, boş gezenin boş kalfasını gördüm…

Arada beride kalma dedim…

İki ay, on ülke…

Kulağımda güzel sesler kaldı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz