Bir toplum işçisi…

1
638

Atasözleri ve deyimler dilimizin zenginlikleridir ve önemli bir yere sahiptir. Her atasözümüz binlerce yıllık toplumsal yaşantımızın ürünü olarak bize yol göstermektedir. Bir halkın atasözlerini inceleyerek, o halkın değer yargılarını, dünya görüşünü, davranış tarzını, dilsel değişimini ve hangi halklarla irtibatta olduğunu deşifre etmek mümkündür. Yakın zaman önce “Çerkes Atasözleri” isimli kapsamlı bir kitap yayımlayan Şamil Emre Aydın ile çalışması üzerine söyleşi gerçekleştirdik.


-Merhaba Şamil, bize biraz kendinden bahseder misin?

-Merhaba. Ben Jıque (Жыкъуэ) sülalesinden Şamil Emre Aydın. 1989 yılında Adana’da dünyaya geldim. Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesinin Karaahmet Köyü’nden Sebeney Sevdan ve Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesinin Saraycık Köyü’nden Jıque Nusret’in oğluyum. Annem ve babamın mensubiyetlerinden dolayı kendimi tanıtırken Cılahsteney Çerkeslerinden olduğumu belirtme gereği duyuyorum.1 Doğduğumdan beri Adana’da yaşamımı sürdürüyorum.

Adana Çerkes Kültür Derneği bünyesinde; 2010-2011 yıllarında Sozraş dans ekibi oyunculuğu, 2011-2012 yıllarında Gençlik Komisyonu Başkanlığı, 2012 yılında Gubze müzik grubu kurucu üyeliği, 2016 yılında Ğatxe müzik grubu kurucu üyeliği, 2017 yılında Nexubze müzik grubu kurucu üyeliği, 2021’den bu yana dernek yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundum. Halihazırda KAFFED delegesiyim.

Çukurova Üniversitesi İşletme ve Teknoloji Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Kamuda bilgisayar programcısı olarak çalışıyorum.

 

-İşletme ve teknoloji yönetimi eğitimi aldın, bilişim üzerine çalışıyorsun fakat kültürümüzle ilgili çok güzel ve kapsamlı bir çalışma hazırladın. Seni bu çalışmaya yönelten ortam ve sebepler nelerdi?

-Asıl çalışma alanımın teknoloji-bilişim olması, dolayısıyla bilgisayar ve bilgisayar programlarıyla haşır neşir olmamın, çalışmalarımı ilerletmemde büyük katkısı oldu. Örneğin “Atasözleri” çalışmasını yaparken, ilgili eserleri tarayarak elektronik kitap formatına çevirdim, bu formatı da optik karakter tanıma uygulamaları yardımıyla kopyalanabilir hale getirdim, kopyaladığım atasözlerini tablolara aktararak düzenledim ve çevirdim. Elektronik ortamda mükerrer atasözlerini bulmak ve benzer atasözlerini birleştirmek daha kolay oldu. Yani çalışma alanımın avantajlarını, Çerkes toplumunun faydasına kullandım. Dolayısıyla her ferdin, kendi mesleğini, toplumunun yararına kullanması gerektiği görüşündeyim.

Beni toplumsal çalışmaya yönelten etmen ise, Türkiye’de Çerkes kültürü ve yazını alanında gördüğüm boşluk oldu. Anavatanda bu alanda fazlasıyla eser olmasına karşın diasporada bu eserler bulunamamakta, bulunsa da dil ve alfabe bilmeyenler tarafından okunamamakta, dil ve alfabe bilenler tarafından okunabilse de profesyonel çevirisi yapılamamakta, yapılsa da çoğu zaman finansal destek bulunamadığı için basılıp toplumun istifadesine sunulamamaktadır. Ben de bu zorlukları gördüğüm için elektronik kitap olarak herkesin ücretsiz edinebileceği şekilde paylaştım.2

 

-Atasözleri bir toplumun sosyal tecrübeleri ve o toplumun psikolojisinin yansıması dersek yanlış olmaz sanırım.

-Elbette, atasözleri; toplumun değer yargısını, dünya görüşünü, davranış tarzını yansıttığı gibi, toplum psikolojisini de yansıtmaktadır. İyi-kötü, güzel-çirkin, uygun-uygunsuz gibi etik kavramlar, tamamen toplum psikolojisine ve toplum ortak bakış açısına göre belirlenmiş ve şekillenmiştir.

 

-Senin de bu çalışmayı annene ithaf ettiğini göz önüne alarak Çerkes toplumunun atasözlerinde anne-babaya ve kadına değer nasıl yansır, örnekleyebilir misin?

-Evet, 15.2.2023 tarihinde annemin vefat etmesi nedeniyle bu çalışmayı anneme ithaf ettim. Bu vesileyle annemin ruhunun rahat etmesini diliyorum. Çerkes atasözlerinde anneye verilen değer ve ona biçilen konum hakkında;

  • “Annesi varsa, çocuk yetim değildir (Ны иIэмэ, сабыир ибэп / Анэ иIэмэ, сабийр ибэкъым)”,
  • “Annesi olmayanın günü hüzündür (Ны зимыIэм гуIэр имаф. / Анэ зимыIэм гуIэр и махуэщ)”,
  • “Çocuğu için yaptığı her şey, anneye az görünür (Ным ибын фишIэрэр шIомакI / Анэм и быным хуищIэр фIэмащIэщ)”,
  • “Annenin kucağı, çocuğun beşiğidir (Ным ыкокI кIалэм икушъ / Анэм и куэщIыр сабийм и гущэщ)”,
  • “Annenin sana verdiği daha tatlıdır (Ным къыуитырэр IэшIу / Анэм къыуитыр IэфIщ)”,
  • “Kendini, annenin ayakaltı yap (Ным лъэгу кIэтын зыфэшI / Анэм лъэгу щIэтын зыхуэщI)”,
  • “Annenin oturmadığı yerde; dinlen, geri çık (Уянэ зэрымысым зыщыгъэлсэфи, къикIыжь / Уи анэ зэрымысым зыщыгъэпсэхуи, къикIыж)”,
  • “Anne canı/ruhu, bal gibidir (Нышъор шъоум фэд / Анэпсэр фоупсым хуэдэщ)”,
  • “Anne, doğurduğunu/evladını her zaman çocuk (gibi) görür (Ным сыдигъуи илъфыгъэ сабыеу къыщэхъу / Анэм сыт щыгъуи быныр сабий къыщохъу)”,
  • Anne kalbi dert kutusudur (Ныгур гуао пхъуантэ / Анэгур гуауэ пхъуантэщ)”

ve benzeri atasözleri, bir gösterge kabul edilebilir.

Çerkes atasözlerinde babaya verilen değer ve ona biçilen konum hakkında;

  • Çerkes örf-âdeti, kadim baba mirasıdır (Адыгэ хабзэр атэ кIэныжъ / Адыгэ хабзэр адэ щIэиныжьщ)”,
  • “Uyku ve umut, baba mirasıdır (Чъыемрэ гугъэмрэ атэкIэныжъ / Жеймрэ гугъэмрэ адэ щIэиныфIщ)”,
  • “Babanın yerini güzelleştir, annenle güzelce konuş (Уятэ ичIыпIэ гъэдахэ, уянэ дахэу дэгущыI / Уи адэ и щIапIэ гъэдахэ, уи анэ дахэу епсалъэ)”,
  • “Babanın eski yolunu ve babanın eski dostunu bırakma (Уятэ игъогужъырэ, уятэ иблэгъэжъырэ умыбгынэжь / Уи адэ и гъуэгужьрэ, уи адэ и благъэжьрэ умыбгынэ)”,
  • “Annenin sana dediğini dinle, babanın sana dediğini gerçekleştir (Уи анэ къыбжиIэм едаIуэ, уи адэ къыбжиIэр гъэзащIэ)”,
  • “Babanın eski yolunu, uzak deyip bırakma (Уятэ игъогужъ чыжьэ пIоу хэмынэжь)”,
  • “Babasının huyu, günde bir kere çocukta görülür (Ятэ ишэн зэ непэ кIалэм къыхафэ)”,
  • “Baba oluncaya kadar, babalığın ne olduğunu bilmiyorsun (Адэ ухъухункIэ адэр зыхуэдэр пщIэркъым)”

ve benzeri atasözleri, bir gösterge kabul edilebilir.

Yine Çerkes atasözlerinde anne-baba kıyaslandığı zaman, annenin her zaman daha önemli bir konuma yerleştirildiği göze çarpmaktadır. Mesela;

  • “Annesi olmayan çocuk, babası olsa da yetim görünür (Ны зимыIэ сабыим ятэ иIэми ебашъо тео / Анэ зимыIэ сабийр, адэ иIэми ибафэщ)”,
  • “Babası ölen yarı yetimdir, annesi ölen ise tam (anlamıyla) yetimdir (Зятэ лIагъэр ибэ ныкъу, зянэ лIагъэр ибэ хъурай / Зи адэ лIар ибэ ныкъуэщи, зи анэ лIар ибэ хъурейщ)”,
  • “Çocuğun babası yoksa kimsesiz değildir, ama annesi yoksa kimsesizdir (Сабыим ятэ имыIэжьымэ зыенчъэп, янэ имыIэжьымэ зыенчъэ нахь / Сабийм адэ имыIэжмэ зеиншэкъым, анэ имыIэжмэ зеиншэщ)”,

gibi atasözleri, bu durumu göstermek açısından bariz örneklerdir.

“Kadın” konusuna gelince… Kadınların zeki oldukları;

  • “Kadın, keskin akıllıdır (Бзылъфыгъэр акъыл чан / Бзылъхугъэр акъыл жан)”,
  • “Kadının saçı uzundur; fakat aklı daha da uzundur (Бзылъфыгъэм ишъхьац кIыхь ау иакъыл нахь кIыхьэжь / ЦIыхубзым и щхьэцыр кIыхьщ ауэ и акъылыр нэхъ кIыхьыжщ)”.

Yanlarında saygılı davranılması gerektiği;

  • “Kadının olduğu yerde bıçak/kılıç çekilmez (Бзылъфыгъэ зыдэщысым сэр щырахырэп)”.

Yanlarında utanılacak işlerden kaçınılması gerektiği;

  • “Kadından utanmayanda yüz/onur yoktur (Бзылъфыгъэ щымыукIытэрэм напэ иIэп / Бзылъхугъэ щымыукIытэм напэ иIэкъым)”

gibi bazı atasözlerinden anlaşılacağı üzere toplum içerisinde kadının rolü büyüktür.

 

-Bir kadın olarak merak ettiğim bir husus da, Çerkes atasözlerinde çocuk ve çocuk yetiştirme konuları nasıl geçer?

-Çerkeslerde, çocuk yetiştirme konusunda anne-babaya büyük iş düşer. Ebeveynlerin, çocuk eğitmede ihmalkâr davranmayacakları,

  • “Anne-baba, evladı [önemsemeden bir tarafa] atmazlar (Анэ-адэм бын зэхадзкъым)”,

atasözünden anlaşılmaktadır.

Babanın ciddi bir tavırla çocuğunu yetiştireceği, annenin ise yumuşak bir tavır takınacağı;

  • “Baba ceviz gibidir, anne göz gibidir (Тыр дэм фэд, ныр нэм фэд / Анэр нэм хуэдэщ, адэр дэм хуэдэщ)”

atasözüyle belli olmaktadır.

Çocukların eğitilme durumunun, anne-babaya olumlu veya olumsuz bir şekilde yansıyacağına dair düşünce;

  • “Anne-babaya senin gösterdiğini [saygıyı veya saygısızlığı], [senin] çocuklar[ın da] sana gösterir (Анэ-адэм уэ ебгъэлъагъур бынхэм уэ уагъэлъагъужынщ)”,
  • “Anne-babana gösterdiğin onur[l]u [davranışı], evladın da sana gösterir (Уи адэ-анэ яхуэпщI нэмысыр уи бынми къыпхуащIыжынщ)”,
  • “Anne-babaya kötü davrananın iyi evladının olması âdetten değildir (Янэ-ятэхэм афэмышIум бынышIу фэхъу хабзэп)”

gibi atasözlerinde kendini göstermektedir.

Çocuğuna düzgün eğitim verememenin, anne-babayı toplum içinde olumsuz bir konuma sokacağı da;

  • “Evlat hırsız (olur)sa, anne perişan olur. (Быныр тыгъомэ, янэ мыгъо мэхъу / Быныр дыгъуэмэ, анэр мыгъуэ мэхъу)”,
  • “Kötü oğul, babaya küfür getirir (Къо бзаджэм ятэ хъон къыфехьы)”,
  • “Kötü oğul, babaya küfür getirir; kötü kız anneye küfür getirir (Къуэ бзаджэм адэм хъуэн къыхуехь, пхъу бзаджэ анэм хъуэн къыхуехь)”

gibi atasözlerinden öğrenilmektedir.

Dolayısıyla çocuğun eğitim şekli, atasözlerinde çerçevesini bulmuş ve Xabze ile Çerkeslerin günlük hayatlarına doğrudan yansımıştır.

 

-Atasözlerimizi incelerken gördüğün, seni de şaşırtan ve farklılıklarımızı çok iyi yansıtmış dediğin atasözü örneklerimiz nelerdir?

-Bence çok düşünmek Çerkeslerin ayırt edici özelliklerindendir. Bir işe kalkışmadan önce, sonraki hamlelerini düşünen bir satranç ustası titizliğinde düşünme işi yerine getirilir.

Çokça düşünmeyi teşvik etmek için;

  • “Yedi kez ölçüp, bir kez kes (Блэрэ къэщи зэ пыупкI / Блэрэ къэпщи зэ пыупщI)” denilmiştir.

Yine faaliyete geçmeden önce beynin çalıştırılması için;

  • “Elinden önce kafanı çalıştır (УуIэм ипэ уишъхьэр гъэлажьэ / Уи Iэм ипэ уи щхьэр гъэлажьэ)” denilmiştir.

Yine;

  • “Düşün de konuş, bakın da otur (Гупсыси псалъэ, зыплъыхьи тIыс)” ve
  • “Yiğitlikten önce akıl/düşünce (ЛIыгъэм ыпэр акъыл / ЛIыгъэм ипэ гупсысэ)”

gibi atasözleri aynı gerçeği dile getirmiştir.

 

-Atasözlerimizde merak ettiğim bir diğer konu da mizah. Bu konuda bize örneklerle bir değerlendirme yapar mısın?

-Çerkes atasözlerindeki mizah unsuru, ince düşünülen fakat katı bir realizm ile kendini gösterir.

Örneğin misafirin, işi bitinceye kadar ev sahibiyle ilgilendiğini belirtmek için;

  • “Misafir yerse, kapıya bakıyor (ХьакIэр шхахэмэ, пчъэм еплъы / ХьэщIэр шхэмэ, бжэм йоплъ)” denilmiştir.

Yalan söylemenin her ne kadar uygunsuz bir davranış olduğu öğütlenmişse de, illa yalan söylenecekse yanlışlığı kanıtlanamayacak bir şekilde söylenmesi gerektiğini belirtmek için;

  • “Yalan söyleyeceksen ölünün üstüne at (ПцIы уусыщтмэ лIагъэм телъхь / ПцIы бупсынумэ лIам телъхьэ)” denilmiştir.

Xabze (örf-âdet) bilmeyeni övmenin, övülen kişide absürt davranışlara neden olabileceğini belirtmek için;

  • “Örf-âdet bilmeyeni översen, arpa çorbasına bal döker (ХэбзэмышIэм ущытхъумэ хьантхъупсым шъоу хекIэ / ХабзэмыщIэ щытхъухьым хьэгулывэм фо хекIэ)” denilmiştir.

Çok övülen kişide mutlaka bir sıkıntı olabileceği ihtimaline dikkat çekmek için;

  • “Övüleni bırak da, kötüleneni al (Зыщытхъухэрэр къэгъани аубырэр къаштэ / Зыщытхъур къэгъани яубыр къашэ)” denilmiştir.

Alışverişte taraflar arası memnuniyetin seviyesinin surat ifadesinden okunabileceğini belirtmek için;

  • “Satan kişinin suratı, satın alan kişinin fiyatıdır (Зыщэрэм ынапэр къэзыщэфырэм ыуас / Зыщэм и напэр къэзыщэхум и уасэщ)” denilmiştir.

Aranan şeyin kıymet kazandığına dikkat çekmek için;

  • “İhtiyacın olursa, köpek dışkısı (bile) değerli olur. (Хьацуем уфае хъумэ, лъапIэ мэхъу / Хьэ вейм улъыхъуэмэ, лъапIэ мэхъу)” denilmiştir.

Niyeti kötü olanın, kötü niyetini gerçekleştirecek materyali er geç bulacağını belirtmek için;

  • “Vuracak olan, sopa bulur (Ощтым бэщ егъоты / Уэнум баш егъуэт)” denilmiştir.

Bu ve buna benzer birçok atasözünde mizah, realizm ile iç içe geçmiş durumdadır.

 

-Çerkes atasözlerinde “aşk/sevgi” konusu nasıl bir yapı sergiliyor, örnek verebilir misin?

-Aşkın/sevginin mutluluk getirdiği, ciddi ve zor bir iş olduğu, kişinin gözünü kör ettiği, güç ve zorla elde edilemeyeceği ve gösteriş unsuru yapılmaması ile ilgili birçok atasözü Çerkes literatürlerine girmiştir:

  • “Dünyanın iyiliği sağlıktır, dünyanın mutluluğu aşktır/sevgidir (Дунаем ишIуагъэр псауныгъ, дунаем итхъагъор шIулъэгъуныгъ / Дунейм и фIыгъуэр узыншагъэщ, дунейм и тхъэгъуэр лъагъуныгъэщ)”,
  • “Aşk, oyun değildir, oynamaya kalkışma (ШIулъэгъуныгъэр джэгоп, уджэгузэ емыгъажь / Лъагъуныгъэр джэгукъым, уджэгуу иумыгъажьэ)”,
  • “Aşk/sevgi, dağ savaşı/ kemik savaşı gibidir. (ШIулъэгъуныгъзр къушъхьэ заом фэд / ФIылъагъуныгъэр къупщхьэ зауэм хуэдэщ)”,
  • “Aşkı/sevgiyi bilen görmeyi bilmez (ШIулъэгъуныгъэ зышIырэм лъэгъукIэ ышIэжьырэп / Лъагъуныгъэ зыщIам лъагъукIэ ищIэжыркъым)”,
  • “Aşk/sevgi ile birlikte acı yesen de, bal suyu gibi gelir (ШIу плъэгъурэм дыдж дэпшхыми шъоупс къыпщэхъу)”,
  • “Aşk/sevgi, sana zafer kazandırır (ШIулъэгъуныгъэм текIоныгъэ уегъэшIы)”,
  • “Aşkın/sevginin temeli kalp temizliğidir (ШIулъэгъуныгъэм ылъапсэр гукъэбзагъ)”,
  • “Aşkı/sevgiyi satmıyorlar ve satın almıyorlar (ШIулъэгъуныгъэр ащэрэп ыкIи ащэфырэп)”,
  • “Aşk/sevgi, güçle alınmaz (ШIулъэгъуныгъэр кIуачIэкIэ къыдахырэп)”,
  • “Aşk/sevgi ateş değil ki, tutuşunca söndüremiyorsun (ШIулъэгъуныгъэр машIоп, къыззэкIанэкIэ пфэгъэкIосэжьырэп)”,
  • “Aşk/sevgi, ortaya saçılmaz (ШIулъэгъуныгъэр ратэкъухьэрэп)”

gibi atasözleri ile aşk/sevgi konularının derinlemesine irdelendiğini anlayabiliyoruz.

 

-Kitabında her iki diyalekti kullanman ve atasözlerimizin birçok farklı toplumdaki benzer örneklerini vermen dikkatimi çekti. Bunu çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Buradan yola çıkarak kültürlerarası iletişim bağlamında atasözlerinin evrenselliği üzerine kısa bir değerlendirme yapar mısın?

-Öncelikle diyalekt konusuna cevap vereyim. Çerkes halkı her ne kadar boylara ayrılsa da tek bir halktır, her ne kadar farklı diyalektler kullansalar da tek bir halk olarak varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla bu birlikteliği, yaptığımız çalışmalarda vurgulayarak daha kapsamlı içerikler üretmeliyiz. Bu nedenle tek bir literatüre odaklanmadan kapsayıcı çalışmalar yapmaya gayret ediyorum.

Farklı toplumlardaki benzer atasözleri olgusu da araştırılmaya değer bir konudur. Aslında evrensel olarak kabul edilebilecek değerler, her toplumda benzerlikler göstermektedir. Aynı düşünce ve yargılar, birbiriyle bağlantısı olmayan toplumlarda bile örtüşmektedir. Fakat bire bir kullanımı bile benzeyen atasözlerinin varlığı, işi daha girift bir mecraya taşımaktadır. Hangi toplumun, hangi toplumdan etkilenmiş olduğunun tarihsel arka planının incelenmesi, daha derin araştırmalar gerektiren bir alandır. Bu yüzden Çerkes atasözlerine benzer olduğunu tespit edebildiğim yabancı atasözlerini sadece dipnotlarda belirtmekle yetindim. Etkileşim meselesini konunun meraklılarına bıraktım.


“Şu an Çerkes dilinin lehçelere ayrılmadan önceki ilk halinin nasıl olduğu üzerine incelemeler yapmaktayım”


-Şamil, daha önceki yıllarda da farklı iki e-kitap çalışman olduğunu biliyoruz, bize birkaç cümleyle onlardan ve gelecekte kültürümüzle ilgili yapmak istediğin çalışmalardan kısaca bahsedebilir misin?

-2015 yılının ilk çeyreğinde “Çerkes Alfabeleri” adlı çalışmamı3, son çeyreğinde ise “Çerkes Diyalektleri” adlı çalışmamı bitirip internet ortamında paylaşmıştım.4

  • “Çerkes Alfabeleri” adlı eserde, Çerkeslerin yazın hayatına geçiş aşamalarını inceleyip, günümüzde kullanılan Çerkes alfabelerini (Doğu ve Batı olarak) detaylıca tanıtmayı amaçladım.
  • “Çerkes Diyalektleri” adlı eserde ise Çerkeslerin lehçeleri ve günümüz Çerkes literatürlerindeki kullanımlar arasındaki farkları karşılaştırmalı olarak analiz etmeyi amaçladım. Bu eserde anavatanda ve diasporada çok az konuşanı kalmış Hakuç (ХьакIуцу) lehçesini, sadece diasporada az sayıda konuşanı kalmış Natıhuay – Nathuac (Нэтыхъуай – Натхъуадж) ve Hatıkuay (Хьатыкъуай) lehçelerini detaylıca incelediğim için Çerkes diyalektolojisi üzerine çalışacak dil kurumlarına veya fertlere güzel bir veri kaynağı olacağı kanaatindeyim.

Şu an Çerkes dilinin lehçelere ayrılmadan önceki ilk halinin -yani Proto-Çerkes dilinin- nasıl olduğu üzerine incelemeler yapmaktayım. Çerkes dilini kendi lehçeleriyle, Abaza diliyle ve Ubıh diliyle karşılaştırarak benzer kelimelerdeki eski sesleri tespit aşamasındayım. Eğer yeterince bilgiye ulaşabilirsem bu incelemeyi kitaplaştırmayı düşünüyorum.

Bunun dışında Çerkes Mitolojisi üzerine Çerkesçe kaynaklardan okumalar yapıyorum. Bu alanda da bol miktarda not biriktirdim. Çerkes Mitolojisi’ne dair Türkçe bazı eserler olsa da, çoğunlukla yüzeysel bilgi içerdikleri için işlevsel mahiyette değiller. Bir kısmı yanlış çeviriler barındırırken, bir kısmı ise maksatlı olarak yanlış yönlendirici içerikte. Dolayısıyla her yönüyle ve Doğu-Batı literatürlerini de kapsayan detaylı bir “Çerkes Mitolojisi Ansiklopedisi”ne ihtiyaç bulunmakta. Bu alandaki notlarımı toparlayarak Çerkes Mitolojisi’ne dair eksiksiz bir kitap oluşturmayı düşünüyorum.

Ayrıca 2012 yılından günümüze 15 adet Çerkesçe şarkı (wored) yazdım. Şu sıralar söz ve müziği bana ait olan şarkıların albümleştirilmesi yönünde girişimlerim oluyor. Umarım müzik alanında da kalıcı bir eser bırakma şansım olur.

 

-Vakit ayırıp sorularımı cevapladığın ve böyle güzel bir eseri toplumumuza kazandırdığın için teşekkür eder, ileride yapacağın çalışmaların için de başarılar dilerim.

-Ben de size toplumsal konulara eğildiğiniz için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.


1:Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesine bağlı Çerkes köylerinin çoğunluğu Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki Cılahsteney bölgesinden geldikleri için kendilerini “Cılahsteneyli Çerkes (Джылэхъстэней щыщ Адыгэ)” olarak tanıtırlar.

2:“Çerkes Atasözleri” adlı esere ulaşım linki: https://www.academia.edu/99004122/%C3%87ERKES_ATAS%C3%96ZLER%C4%B0

3:“Çerkes Alfabeleri” adlı esere ulaşım linki: https://www.academia.edu/27975691/%C3%87ERKES_ALFABELER%C4%B0

4:“Çerkes Diyalektleri” adlı esere ulaşım linki: https://www.academia.edu/27977779/%C3%87ERKES_D%C4%B0YALEKTLER%C4%B0

1 Yorum

  1. Anne ve babanın Çerkes toplumundaki yerini işaretleyen çok verimli bir röportaj. Bir çalışmamda kullanacağım bilgilere vesile olduğu için Zeynep’e bilhassa teşekkür etmek isterim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz