Önceki iki makalemde, kökeni Adıgabzeye (Çerkes diline) dayanan ve farklı dillerde yaşayan birçok kelimeyi ele almıştım. Bu yazımda aynı konuya devam edeceğim. Avrupa dillerinden Yunancada yaşayan kelimelerden üç tanesini ele alacağım. Öyleyse zamandan ve sayfadan tasarruf etmek adına, lafı uzatmadan doğrudan konuya girelim. Ön hatırlatmamızı da yapmadan geçmeyelim. Bu yazıyı okurken, yazı dizisinin ilk bölümünde yapmış olduğum açıklamaları da okumanızı tavsiye ederim.
Yunanca archipelagos / ἀρχιπέλαγος kelimesinin etimolojisi
Terim olarak Ege Takımadaları için kullanılıyor. Bildiğiniz gibi, sözcük öbekleri özel isim olarak kullanılabilir. Ancak bu durumun kelime bileşenlerinin ayrı ayrı etimolojisi olduğu gerçeğini değiştirmez. Tezimiz, dilin doğuşunda seslerin anlam içerdiği ve her bir sesin birer kelime olarak oluştuğu, kelimelerin öncelikle yansımadan doğduğu, sonra bazı kelimelerin tanımlamalardan meydana geldiği, dilin başlangıcında ek diye bir kavramın olamayacağı ve birleşik kelimelerin zamanla kökleştikleri, kelimelerin zamanla anlam kaymalarına, anlam genişlemelerine, hatta anlam kayıplarına uğrayabileceği, çeşitli ses olayların olabileceği vb temel görüşlere dayanmaktadır. Bunların tamamına da OTEJ TEOREMİ diyoruz.
Archipelagos kelimesinin anlamını sözlükler takımadalar, takımadalar bölgesi, adalar denizi, Ege Denizi şeklinde vermişler. 1
Deniz kelimesinin karşılığı ise Θάλασσα / Thálassa şeklinde karşımıza çıkıyor. Asıl bizi ilgilendiren konu takımadalar kavramının neden archipelagos / ἀρχιπέλαγος ses bileşenleriyle (kelimesiyle) karşılandığıdır. Hiçbir şeyden habersiz biri bana archipelagos / ἀρχιπέλαγος kelimesinin ne anlama gelebileceğini sorsa şöyle yorumlardım.
1. Archipelagos kelimesinin bileşenlerine Ar ç›ıp›e lheges / Арк|ып|элъагэс şeklinde bir okumaya tabi tutardım. Çünkü herhangi bir dilde beş heceli KÖK bir kelime olmaz, olsa da ben bilmiyorum. Haliyle kelime ya türemiş bir kelimedir veya birleşik bir kelime. Türemiş olma ihtimali de zayıf çünkü zamanı ne kadar geriye saldırırsanız kelimelerde birleşik yapıya rastlarsınız. Ek kavramı daha genç dillerin veya kelimelerin bir özelliğidir. Bu durumda kelimeyi ayrıştırmaya ve anlamlarını da koyarak ilerleyelim.
Ar: O
Ch’ı: Yer. Coğrafi nitelik taşıyan tüm kelimelerin kökeni budur. Otokton ve doğal bir sestir. Ardıl dillerde çoğu apostroflu okumalar düzlenmiştir. Buradaki örnekte olduğu gibi. Haliyle ch’ı kelimesi chı söylemine evrilmiştir.
P’e, başka bir kelimeye bitiştiği zaman; 1. Yatak, 2. Yer, 3. Mekân, 4. Yuva 5. Geniş bir alanda yaşam merkezi gibi anlamları kelimeye katar.
Ch’ıp’e: Sınırları belirlenmiş merkez.
Lago: Kelimenin kökeni lhegu / лъэгу kelimesinden Lh / Лъ sesinin L / Л sesi tarafından yutulmuştur. Ses erozyonlarının bir şekli de budur. Telaffuzu biraz daha zor olan kelimeler aynı ses ailesinden telaffuzu daha kolay olan ses tarafından yutulur. Kelime birleşik bir kelimedir.
Lhe / Лъэ: 1. (s.) Ayak 2. (Fi.) Üste çıkma, yükselme, canlı bir erkeğin çiftleşmesi.
Gu: Kalp, merkez.
Lago / Lhago (Лъагу): 1. (İs.) Ayak altı. 2. (fi.) Ayakla çiğnemek.
-S: – dir. İsimlerin sonunda sıklıkla kullanılır. S/Ş versiyonları vardır. Kelimeye kesinlik katar. Bu durumda kelimeyi ve anlamını toparlayalım:
Archipelagos / ἀρχιπέλαγος: O ayak altı yer/ler. Anadolu’nun ve Yunanistan’ın coğrafi olarak anakara parçası göz önüne alındığında, adaların ayak altı kadar yakın olduğunu tanımlayan bir ifade. Zamanla deniz adaları, takımadalar gibi anlamlar kazandırılmıştır. Bunun çeşitli nedenleri olmasına rağmen en önemli etken dilin zamanla ses kayıpları gibi veya başka nedenlerle değişikliğe uğraması, Kelimenin asli anlamını yitirmesi ve farklı dillerin dile ya da kelimeye hâkim olması gibi nedenler sayılabilir.
Lagos kelimesi içerisinde geçen G sesi, Türkçedeki G sesi değil de Adige / Адыгэ kelimesindeki gibi damağa yapışmadan serbestçe söylenen Г sesi gibi ise bu durumda Lhage / Лъагэ kelimesi YÜKSEK anlamına gelir. Ach’ıp’elhages: O yüksek yerler şeklinde bir anlam kazanır. Benim, ilk yorumun daha doğru olduğuna inancım saklıdır.
Kıbrıs kelimesinin etimolojisi
Kıbrıs’ı ilk inşa edenler Hattiler olarak bilinmektedir. Dönemde adanın adı Alashia’dır. Birçok şeyi tekrar etmemek adına Wikipedia’da geçen kısmı buraya almayı uygun gördüm. Benim yorumumun bunların tamamından farklı olduğunu peşinen belirtmeliyim.
‘’Kipros ismi konusunda birçok etimolojik kaynak vardır. Türkçede Kıbrıs, Arapça’da Kubrus (Kubruş), Batı ülkelerinde Cyprus, Cypre, Chypre, Gipros ve Cypern olarak isimlendirilmiştir. Hitit kaynaklarında Alaşya diye geçmektedir.
Mısırlılar Asi, Asurlularda Yatnana, İbrani halkları tarafından da Kittim diye adlandırılmıştır.[5] Kypros adı ile ilk defa İyonyalı araştırmacı Homeros tarafından kullanılmıştır.[6] En çok kabul edilen düşünce ise Kıbrıs metali veya Kıbrıs bakırı anlamına gelen Latince aes Cyprium ya da kısaltılmış şekli ile Cuprum kelimelerinden geldiğidir. (Wikipedia)
Kelimenin baş sesi bildiğimiz K değil. Daha kalın okunan (kh:къ) sesidir. Metinde, Kıbrıs şeklinde değil, Kıprıs şeklinde yazılacaktır.
Yorum 1. Kıprıs: Kelime, bir şeyin ardında, ona bağlı olarak oturan, bulunan anlamı taşır. Kelime başındaki Kh / къ sesi (khe-khı) eylemi özne merkezli yapar. Yani bize doğru, bu tarafa doğru oturan demektir. Prıs / прыс, dediğimizde bizi pek ilgilendirmiyor. Yön de belli değil. Ön tarafta, öte tarafta oturan demek olur. Anakaradan başkalarının yorumu öne çıkar.
Prıs / pıs aynı kelimedir. Bir şeyin ucunda oturmak demektir. Bzıwır çığım pıs, (Kuş ağaçta oturuyor) dediğimizde ağacın ucunda, dalında oturduğunu anlarız. Kıpısır dediğimizde arada bir mesafenin olduğu birinin bir tarafta diğerinin başka tarafta birbiriyle ilişkili olarak oturduğu anlaşılır. Noprıs dersek bilinen öbür istikamete doğru bir şeye bağlı oturan anlamı taşır. Sonuçta iki şeyden birinin diğerine bağlı oturumunu ifade ediyor.
Yorum 2. K sesinin aslının X sesi olma ihtimali yüksektir. Bu sesin olmadığı başka dillerde X sesine en yakın olan K sesiyle ifade ediliyor. İng. Xerox kelimesinin zeroks okunması gibi. Her iki X sesinin farklı okunmasının nedeni, ilgili dilin karşılık gelen bir sese sahip olmayışıdır. Başka X sesinin ks sesinden başka telaffuzu tek bir ses olan karşılığını yitirdiği kanısındayım.
Xıprıs kelimesindeki X sesi (خ) değil daha ince H sesinden de öte bir sestir. Dudaklarınızı hafif açık, nefesinizi üfleyin, elde ettiğiniz X sesidir. Eğer bu X ses ise kelimeyi şöyle çözümlemek doğru olacaktır:
Xı / хы: Adigecede deniz demektir. Prıs: bir ana kütleye bağlı oturan demektir. Öyleyse; Xıprıs dediğimizde, anakaraya bağlı denizde oturan anlamı doğar. Unutmayınız ki X sesi çoğu dilde olmadığı içi K-H-Kh gibi farklı harflerle yazılabilmektedir.
Yorum 3. Cyprus kelimesi Sea+Prıs. (ing): Bu da yukarıda açıkladığımız gibi denizde oturan demektir. Tüm bunlar Anadolu yarımadasına bağlı bir ada tanımlaması yapmaktadır. Kelimeyi, zamanla farklı dilleri konuşan toplumlar, kendi dillerinde kendi ses zevklerine göre yorumlamışlardır. İşte Adigece kıbrıs kelimesinin etimolojisi budur.
Adelfos / аделъфос kelimesinin etimolojisi
Adelfos kelimesi Yunanca erkek kardeş anlamına geliyor. Kelimenin kökeni herkes tarafından Yunanca olarak biliniyor. Bunun kanıtı nedir? Bir kelimenin Yunancada veya başkaca bir dilde kullanılıyor olması, o kelimenin kökenini tam olarak göstermeyebilir. Ahmet B. Hocamızın verilerine göre bir dönem Osmanlı Türkçesindeki yabancı kelime oranı %47.86’dır. Bu oran bugün belki Türkçenin aleyhine açılmış olabilir. Başka dillerden geçmiş bunca kelime Türkçe mi diyeceğiz? Elbette değil. Bunlar Türkçeye geçmiş kelimeler, ya da Türkçede şekillenmiş kelimelerdir. Adelfos kelimesini irdelediğimizde ne demek istediğimiz net bir şekilde anlaşılacaktır.
Kelimenin kökü Adigece lhfe / лъфэ kelimesidir. Mastarı lhfen / лъфэн şeklindedir. Doğurmak demektir. Bu da birleşik bir kelimedir. Lhı / лъы, kan anlamına gelir. Fı / фы ise sürmek, sürüm anlamına gelir. Haliyle lhfen / лъфэн kelimesi kanlı sürüm tanımlamasıyla doğumu anlatmaktadır. Lhı / лъы (kan) kelimesi kendisinden sonraki kelimeyle birleşirken (-I /- ы) sesi düşer, Lhıfen yerine Lhfen şeklinde söylenir. Daha önceden de değindiğimiz ses kaybı burada da görülmektedir. Lh sesi L sesi tarafından yutulmuştur. Adigecede ise olduğu gibi ve oldukça işlek bir şekilde yaşamaktadır.
Kelimede yerini alan de / дэ ise bir yerden, birlikte anlamı katan bir zarftır. Delhf / дэлъф. dediğimiz zaman birlikte doğmak anlaşılacağı gibi aynı (anadan) doğmak da anlaşılır. Bugün Adigecede si ane delhf / си анэ дэлъф dediğimizde annemden doğan tanımlaması yaparız. Si delhf, erkek kardeşim demektir.
Gelelim baştaki ve sondaki seslere. Kelime sonundaki -(o)s Yunancada ve birçok Avrupa dillerinde rastladığımız adeta Türkçedeki -dır ekine karşılık gelen ektir. AspendoS, KyzikoS, HadeS, AdelfoS vb. Adigecede wıne, ev; wıneS evdir örneğindeki gibidir. Kelime başındaki A sesi ise artikeldir. A, ee, ey, ünleminin kökeni desek yerinde bir tespit yapmış oluruz. Zamanla kullanımı azalmaya yüz tutmuştur.
Görüldüğü gibi kökeni Adigece / Çerkesçe olan ancak Yunancada ve bazı Avrupa dillerinde farklı ses tonlarıyla yaşayan üç kelime irdelenmiş oldu. Birçok Avrupa dilinin, en azından kelimenin kökeni olarak Adigecenin olması birçok bilim insanının dikkatini çekmektedir. En önemlisi, bu dilin sahiplerinin kendi dillerini benimsemesidir. Gerisi bilim insanlarının görevidir.
1 https://www.seslisozluk.net/ARCH%C4%B0PELAGOS-nedir-ne-demek/