Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi davası kapsamında aldığı 18 yıl hapis cezası kesinleşen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın başvurusunda 5’e karşı 9 oyla hak ihlali kararı verdi. Mahkeme, kararın bir örneğinin de bilgi için TBMM’ye gönderilmesine hükmetti. Bu kararla birlikte yerel mahkemenin Can Atalay hakkındaki yargılamada milletvekili olduğu için durma ve tahliye kararları vermesi gerekiyor.
Kararı değerlendiren Can Atalay’ın avukatı Akçay Taşçı, “AYM beklediğimiz üzere Can Atalay hakkında seçme ve seçilme hakkı ile özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Bu kararla Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi, eksik kalan yeminini ederek Hatay halkının vekilliğine başlaması gerekiyor. Bütün yargı makamlarını bu kararın gereğini yerine getirmeye ve başka bir hukuk garabetine sebep olmamaya davet ediyoruz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Twitter üzerinden şu açıklamayı yaptı: “Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay’ın seçilme hakkına ilişkin verdiği hak ihlali kararı derhal uygulanmalıdır. Can Atalay’ın yeri halkının yanı ve parlamentodur. Halkın iradesine yönelik gasp siyasetine son verin!”
TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da, AYM’nin kararına ilişkin açıklamasında, “Can Atalay’ın Hataylı yurttaşların temsili için parlamentoya dönmesi gerekmektedir” dedi.
TİP’in açıklamasında, “Halk kazandı! AYM, Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın tutukluluğunun hak ihlali olduğuna karar verdi. Saray’a da adaletsizliğe de teslim olmadı! Şimdi arkadaşımız, halkın vekili Can Atalay derhal serbest bırakılmalı!” dendi.
Ne olmuştu?
Atalay’ın, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle yapılan başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından reddedilmişti.
Atalay’ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.