B. 1940 Köy Eğitmenleri Yetiştirme Kursu
1- Kamlık hayatı:
Samsun, Tokat, Amasya illeri Köy Eğitmenleri Yetiştirme Kursu; Samsun İlk öğretim Müfettişi Halil Seven’in eğitim şefi olarak müdür vekilliği ile 18 Mart 1940 tarihinde ikinci devresine girmiş, 24 Nisan 1940 tarihinde gelen öğretmen ve eğitmenlerle birlikte ertesi günden itibaren faaliyetine ve derslere Kamlık’ta başlamıştır. Burada ikinci defa müdür olarak ben de 3 Mayıs 1940 tarihinde işe başladım.
İkinci kursta da Kamlık’ın su ve sağlık şartları, arazi durumu, iklim vaziyeti, yol ve münakale imkânları, harb durumu aynı idi. Hattâ Fransa yıkılmak üzere bulunduğundan harb şartlarında fazla bir ağırlık bile vardı.
İlk hazırlık olarak kereste alındı, erzak tedariklendi. Yalnız bina şartlarında bir gelişme vardı. Kurs geçen yıl bir kısmı tamamlanan büyük okul binasiyle öğretmen evine taşınmıştı.. Daha kurs açılmadan mevcut memurlar bunların yanına geçen yılki kerpiçlerden bir mutfak yaptılar.
Yağmurlar yine devam ediyordu. Daha kötüsü 1939 Erzincan zelzelesinin meydana getirdiği yeni şartlar da vardı. Büyük binanın üst katının yarısı çatlamıştı. Burası yeniden onarıldı.
Kamlık’ta icarla tutulan yedi dönümlük yerde sebze ziraati için tedbirler alınarak buraya tohumlar ekildi, fideler dikildi.
Kursların ilk kurbanını bu yıl verdik. Eğitmen namzetlerinden Şükrü Aydın adındaki genç; bir diş apsesiyle kursa gelmiş, fakat fenalaştığı, kursta tedavi edilemiyeceği görülünce Samsun Memleket Hastanesine gönderilmişse de orada yapılan ameliyata rağmen mayısın altısında vazife ve ülkü şehidi olarak hayata gözlerini kapamıştır. Bu mübarek şehidin hâtırasını burada saygı ile anarım.
Kurumumuzda herkes büyük bir değişikliğe hazırlanmaktadır. Kurs yeni açılcak köy enstitütü içinde ya Lâdik kazasının Hamamayağı köyüne, yahut Lâdik kasabasının kuzeyindeki Akpınar mevkiine taşınacaktır. Bunun için yer seçiminin neticeleri bekleniyor.
C.Akpınar Köy Enstitüsü
1- Akpınar mevkiinin seçilişi:
Kamlık kursu müdürlüğüne tâyin emrini İstanbul’da nisanın on beşinde aldıktan sonra 19 nisan 1940 tarihinde Ankara’ya geliyorum. Maarif Vekilliğinden aldığım emir üzerine Enstitülerin yer seçimi hakkında bir görüşe sahip olmak için ertesi gün Antalya – Aksu Köy Enstitüsüne gidiyorum ve 24 nisanda dönüyorum, 26 nisanda Maarif Vekilliği ilk Öğretim Umum Müdürü sayın Hakkı Tonguç’la birlikte Adana – Düziçi, Malatya – Akçadağ Köy Enstitülerini de bu maksatla gezdikten sonra nisanın otuzuncu günü Lâdike geliyoruz. Kasaba ve köylerin kalabalık halkı bizi Akpınarda karşıladılar. Bir sevgi ve saygı halkası etrafımızı sarıyor. Hep birlikte Akpınar mevkiini aşağıdaki tetkik esaslarını dikkate alarak gözden geçiriyoruz. Bu tetkik ertesi gün de devam ediyor. Netice de: Maarif Vekilliği İlk öğretim Umum Müdürü Hakkı Tonguç, Samsun Maarif Müdürü Mehmet Doğanay, Enstitü ve Kurs Müdürü Nurettin Biriz, Lâdik Belediye Reisi Mustafa Cabı, Lâdik Maarif Memuru Ahmet, Lâdik Belediye âzasından Nazım Akpınar imzalariyle bir zabıt tutularak Akpınar mevkiinin enstitü için seçildiği hakkındaki vesika hazırlanıyor. Ertesi gün herkes vazifesine dönüyor. Ben de Havza’ya oradan da Kamlık’a kursa gidiyorum. Kursu gördükten, işe başladıktan, lâzım gelen direktifleri verdikten sonra mayısın yedisinde Lâdik’e gelerek Akpınar’daki tarlaların istimlâk işine pazarlıkla satın alınması yolundaki muamelelere başlıyorum.
Lâdikteki Akpınar mevkii enstitü gayelerine hizmet noktasından pek iyi bir yerdir. Taş, kum, çakıl, kireç, odun, kereste, yün, keten, kenevir gibi hammaddeler, iptidai malzemeler muhitte boldur, bunların her zaman ucuz, kolay ve çabuk temini mümkün olduğundan marangozluk, yapıcılık, dokumacılık gibi sanatlar burada kolaylıkla yapılabilir. Kazanın köylerinde binden fazla dokuma tezgâhının bulunuşu, kasabadaki demircilerin ileri bir iktidarda oluşu, marangozluk işlerinin bölgede ileri ve üstün bir varlık gösterişi bunların başlıca delilidir.
Akpınar mevkiinin sınırlarına bitişik olarak kuzeyinde, doğu kuzeyinde korular, ormanlar vardır. Akdağ etekleri, yakın Lâdik köylerinin bir kısmı ormanlık bölgelerden sayılmaktadır. Bu yönden odun, kereste tedariki kolay olduğu gibi ormancılık da mümkün olabilecektir.
Akpınar mevkii; Lâdik gölüne, Tersakan ırmağına pek yakın olduğundan balıkçılığa, su mahsulleri sanatlarına da elverişli bir durumdadır.
Geniş ölçüde çeşitli ziraat çalışması için Akpınar biçilmiş kaftandır. İlk ağızda müesseseye 2 500 dekar toplu bir toprak parçası temin edilmiştir. Bu miktarın; satılığa çıkarılmak üzere bulunan bir iki yakın çiftliğin satın alınmasiyle 6000-7000 dekara çıkarılması mümkündür.
Enstitü; bugünkü şartlarına, bugünkü durumuna göre kendi arazisi içinde meralara, otlaklara, çayırlara sahip olmuştur. Ayrıca güneyde devlete ait Akdağ sırtları ve yamaçları üzerinde geniş meralar vardır. Buraları Enstitüye en çok on kilometreden bile uzak değildir. Müessesenin hayvancılığı ne kadar inkişaf ederse etsin Akpınar’da çayır, otlak sıkıntısı çekilmiyeceği muhakkaktır. Toprak biraz fakirdir, uzun yıllardan beri de işlenmemiştir. Fakat tarlaların; yardımcı ve besleyici maddelerle, emekle ıslahı mümkün bulunmaktadır.
Lâdik’in, Akpınar’ın tarihsel durumları buraların pek eskiden beri meskûn bulunduğunu gösteriyor. Lâdik ve civarı Selçuk Türklerinden önce; Selçuklular zamanında, Osmanlı devrinde önemli bir yermiş. Burası bir geçit, büyük bir kervansaraymış. Orta Anadoludan Karadenize çıkan, Karadenizden memlekete giren büyük ana yolların Lâdik’ten geçtiği muhakkaktır.
Akpınar mevkii ve ârızaları tavattuna hiç engel olacak bir durumda değildir. Lâdiğin denizden yüksekliği 1098 metredir, Akdağ eteğine yaslanmıştır. Denizden uzaklığı 74 kilometredir. Bataklık hiç yoktur. Kum ve taş ocakları Enstitüye bir kilometre uzaktadır. Akpınar adında Enstitüye 500 metre uzakta kendi toprakları içinde kaynıyan gür bir pınar vardır. Bu pınar kadimden beri uğurlu efsanelere, zenginlik, bolluk menkıbelerine konu olmuştur.
Kaynak yazın en kurak günlerinde bile dakikada en az 90 teneke su vermektedir. Bu gür kaynaktan başka Enstitü binalarının yakınlarında kendi malı olan daha iki kaynak vardır. Bir de yakınlarda çıkıp Enstitü binalarına getirilmiş olan üç kaynağı da buna katarsak su nimeti yönünden Enstitünün varlığı göze çarpar. Kazılan kuyulardan iyi, duru, tatlı ve temiz sular elde edilmiştir. Derinlikleri 8-15 metre arasındadır, kurumazlar.
Akpınar sularının ve arazisinin vaziyeti öyledir ki bugün her tarlası sulanabilir. Suyu az bir zahmetle bütün binalara yaz kış kendi kuvvetiyle getirmek mümkündür. Akpınar arkı üzerinde en az iki buçuk beygir kuvvetinde bir muharrik kuvvetle az enerjide elektrik elde etmek de mümkün bulunuyor. Zaten bu ayakta vaktiyle iki de değirmen varmış.
Yol kıvrımları hesaba alınmak şartiyle müesseseye 12 kilometre uzakta Lâdik gölü vardır. Akpınar deresi bu göle döküldüğü gibi kendi başına büyük bir kaynak olan bu gölden Tersakan ırmağı çıkmaktadır. Talebemiz gölle Tersakan ırmağı başında dere ve göl balıkçılığı yapmaktadır.
Enstitüye 10 kilometre uzakta batıda Hamamayağı denilen 36 santigrad dereceli bir (Ilıca) vardır. Bunun bulunduğu yerde de Enstitüye tahsisi mümkün devlet arazisi vardır ki ilerdeki inkişaflar sırasında talebemiz buralara dağılacaktır.
Hayat ve sağlık şartları bakımından Akpınar suları ne kadar aziz bir kıymetse geniş ölçüde ve çeşitli ziraat, aynı ölçüde sanat, aynı ölçüde hayvancılık için de o değerde bir nimettir. Bu bakımdan Kamlık sulariyle mukayese bile olunamaz.
Hayvanlar âlemi bakımından Akpınar her cihetten Enstitüye pek elverişli bir durum arz etmektedir. Zaten öteden beri Lâdik üç vilâyet arasında hayvancılığı, hayvan mahsulleriyle şöhret kazanmıştır. Akpınar köy Enstitüsünün bir karakteri de (Hayvancılık) olacaktır.
Müessese, Samsun – Lâdik – Erbaa şoseleri üzerinde kurulmuştur. Lâdik kasabasına üç buçuk, Lâdik istasyonuna da 12 kilometre uzaktadır. Âdi yollar, çokluk dağ eteklerini takibettiklerinden oldukça taşlı bir toprak parçası üzerindedir. Binaenaleyh sağlamdır. Pek çamur olmamaktadır. Samsun Vilâyetinde şoselere çok iyi bakıldığından bu yollar mükemmeldir. Hiç inkıtaa sebebolmamıştır. Akdağı aşıp Amasya ovasına inen eski tarihsel şose bugün terk edilmişse de yine işlek bir halde bulunuyor. Eskiden her gün Samsuna, Amasya’ya, Tokata ve Sivas istikametlerine tirenler işlerdi. Şimdi seferler haftada beş güne indirilmiştir.
Görülüyor ki Akpınarda münakale ve yol durumu Kamlık şartlarına göre üstün bir nimet şeklinde tecelli etmektedir.
Yolların güzelliğinin, münakale kolaylıklarının müesseseye ilerde nakliyecilik vasfını da kazandıracağından şüphe edilmemelidir.
Köy Eğitmen Kursunun, Köy Enstitüsünün Lâdik’teki Akpınar mevkiine kaldırılması kararlaştıktan sonra 25 mayıs 1940 tan itibaren nakil hazırlıklarına başlandı. Haziranın ikisinde de nakil işlerine girişildi.
2- Lâdik’te ilk hazırlıklar; ilk çalışmalar:
Eğitmenlerin yatak ve yemek yeri diye seçilen Lâdik Merkez Okulunun avlusunda derhal bir portatif sahra mutfağı yapılmıştır.
Haziranın 15 inde Akpınar mevkiinde, şose yanında, Akpınarın 650 metre kadar doğusunda Kaymakam Şekip Yurdakul’un verdiği konik çadır; eğitmenlerle yapılan bir törenle şimdiki binaların az ilerisine kuruldu. Akpınar Köy Enstitüsünün bir numaralı apartımanı bu çadırdır. Şimdi sebze bahçesinde bahçıvan tarafından kullanılıyor.
Ertesi günü tahta barakanın ve şimdi yemekhane ve mutfak olan paviyonun temellerinin kazılmasına yine eğitmenlerin bir töreniyle başlandı. Aynı zamanda Enstitünün ilk yolunun hendekleri kazılarak toprak tesviyesi yapıldı. 3 80 3 sayılı kanunun kabuliyle kurs 1 Haziran 1940 da (Akpınar Köy Enstitüsü ve Eğitmen Kursu) halinde çalışmaya başladı. (Bitti)
Kursa ait fotoğraflar, ilk öğretmenlerinden olan rahmetli Enis (Köymen) Karakadıoğlu arşivinden alınmıştır. Engin O. Şener’e bir tarihin izlerini kamuya mal ettiği için teşekkürlerimi sunarım.
Not: Alıntılanan bölümler o dönem yazıldığı gibi alınmış, yazım düzeltmesi yapılmamıştır.
Kaynakça:
- Prof. Dr. Mustafa Ergün, Öğretmen Yetiştirme Tarihimizde Köy Eğitmeni Yetiştirme Kursları, Öğretmen Okullarının 160. Yılı, Ankara, 2008, Sh: 69-77
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/88465
- Köy Enstitüleri, Maarif Vekâleti Yayınları, İstanbul Maarif Matbaası, 1941, İstanbul, Sh: 96-118
Not:
Köy Enstitülerinin eğitim hayatına son verilmesiyle birlikte AKPINAR, 1954’te Öğretmen Okulu, 1976’da Öğretmen Lisesi ve 1991 yılında Anadolu Öğretmen Lisesi adını almıştır.
Sırasıyla mezun sayılarına bakıldığında; (2005 tarihi itibariyle)
Akpınar Köy Enstitüsü mezunları: 917 kişi,
Akpınar İlköğretmen Okulu mezunları: 3672 kişi,
Akpınar Öğretmen Lisesi mezunları: 2024 kişi,
Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi mezunları: 406 kişi ~Toplam mezun 7019’dur.
Ladik Akpınar Köy Enstitüsü – İlköğretmen Okulu – Öğretmen Lisesi ve Anadolu Öğretmen Lisesi Mensupları Dayanışma-Yardımlaşma ve Kültür Derneği
http://www.lader.org.tr/
“Kamlık İlköğretim Okulu binasının inşası Bayram Efendi (Çonoğlu) tarafından 1923 yılında atılmıştır. Binanın inşaatında Türk ustaların yanında Rum ve Macar ustaların da çalıştığı söylenmektedir. Binanın taşları Karacören köyünden getirilmiştir. Bina Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerin taşımaktadır. Binanın asıl yapılış amacı okul olmayıp hükümet konağı maksadıyla yapıldığı söylenmektedir. Bu amaçla yapılan bu bina daha sonra okul olarak 1927 yılında ilk defa hizmete açılmıştır. 1938’de Türkiye genelinde açılan 21 tane Köy Enstitüsünden biri olarak faaliyete geçmiş ve 2 yıl hizmet verdikten sonra çeşitli nedenlerle 1941 yılında (mezun vereceği yıl) Ladik’e taşınmıştır. 1943’te meydana gelen deprem nedeniyle 3. katta çatlaklar oluşmuş ve 3. katı yıkılmış ve bir süre boş kalan bina yeniden hizmete sokulmuştur. 1973’te zemin katta Ortaokul açılmıştır. (1. katta İlkokul vardır.) 1984’te ise İlköğretime dönüştürülmüştür.”
https://www.havza25mayis.net/kamlik-koyu-okulu-kapatilacak-mi/1478/
Köy eğitmenleri kanunu (Resmî Gazete ile neşir ve ilâm: 24/VI/1937 – Sayı: 3639)
No. 3238
A Kabul tarihi 11 – VI -1937
BİRİNCİ MADDE: Nüfusları öğretmen gönderilmesine elverişli olmayan köylerin öğretim ve eğitim işlerini görmek, Ziraat işlerinin fennî bir şekilde yapılması için köylülere rehberlik etmek üzere köy eğitmenleri istihdam edilir.
İKİNCİ MADDE: Köy eğitmenleri, Maarif ve Ziraat vekillikleri tarafından; ziraat işleri yaptırılmağa elverişli okul veya çiftliklerde açılan kurslarda yetiştirilirler. Eğitmen yetiştirme kurslarının masrafları Maarif ve Ziraat vekillikleri bütçelerinden ödenir.
ÜÇÜNCÜ MADDE: Maarif vekilliğince seçilecek ve mezun sayılarak kurslara vazife görmek üzere gönderilecek ilköğretim müfettişlerde ilk okul öğretmenleri bu kurslarda bulundukları müddetçe mükteseb hakları olan maaşlarını ve makam ücretlerini tam olarak alırlar.
DÖRDÜNCÜ MADDE: Eğitmen bulunan köylerden lüzumu kadarı birleştirilerek bir bölge teşkil edilir. Her bölgeye gezici bir başöğretmen veya öğretmen tayin olunur ve bunlar köy eğitmeni yetiştirme kurslarına iştirak etmiş ilk okul öğretmenlerinden seçilir. Gezici öğretmen veya başöğretmenlerin mükteseb hakları olan maaş ve makam ücretleri mensub oldukları hususî idare bütçelerinden ödenir. Bunların gezmeleri için harcırah mukabili olarak bölge merkezi haricinde vazifeten geçirecekleri her gün için 100 kuruşu geçmemek üzere Maarif vekilliğince tayin edilecek miktarda mezkûr Vekillik bütçesinden tediyat yapılır.
BEŞİNCİ MADDE: Köy eğitmenlerine İcra Vekilleri Heyetince tasdikli kadrolarda tesbit edilecek miktar üzerinden ve Maarif vekâleti bütçesine mevzu vilâyetlere yardım tahsisatından alâkadar vilâyetlerce aylık ücret; Ziraat vekâleti bütçesinden de meccanen tohum, fidan, damızlık ve ziraat aletleri gibi vesait verilir.
ALTINCI MADDE: Köy eğitmenlerinin kurslara alınmaları, yetiştirilme tarzları, köylerdeki Ödevleri, beşinci maddede yazılı vesaiti icabında köylü lehine nasıl kullanacakları, işlerinin takib ve teftişi Maarif ve Ziraat vekilliklerince müştereken kararlaştırılır.
YEDİNCİ MADDE : Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
SEKİZİNCİ MADDE: Bu kanunun hükümlerini icraya Dahiliye, Maarif, Maliye ve Ziraat vekilleri memurdur.
16 Haziran 1937
Cumhuriyet Reisliğine yazılan tezkerenin tarih ve numarası: 12 – VI – 1937 ve 1/862
Bu kanunun neşir ve ilânının başvekilliğe bildirildiğine dair Cumhur Reisliğinden gelen tezkerenin tarih ve numarası s 15 – VI – 1937 ve 4/521
Bu kanunun müzakerelerini gösteren zabıtları cild ve sayfa numaraları: Cild: 19 Sayfa: 48, 145, 213